- 26.03.2016 00:00
Avrupa’nın gündemine bizim gündemimizden düşmeyen Belçika’nın başkenti Brüksel’de 22 Mart 2016 tarihinde, IŞİD terör örgütünün üç canlı bomba patlatması sonucu 31 masum insanı katletmesi 275 kişiyi yaralaması ile sarsılırken.
Dünya medyasının ikinci gündemi ise, bizim 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonumuzun simgesi haline gelen, dört bakanı görevden uzaklaştıran, Erdoğan’ın hayırsever adamı,İran kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı çift pasaportlu Rıza Sarraf’ın ABD’de tutuklanması ve savcının Sarraf için 75 yıl ceza istemesi, evrensel anlamda mesleğini yapan dünya medyasının manşeti olurken;Sarayın yandaş medyasının tam 15 gazetesi Rıza Sarraf’ın ABD’de tutuklanmasını görmedi.Çünkü bizim hayırseverimizi ABD yargısı İran amborgosunu ihlal ederek,kara para aklama,banka sahtekarlığı suçlamasıyla tutuklarken;yandaş medya şimdi görmüyor ama geçmişte havuz medyası Rıza Sarraf’ın cari açığın yüzde 15’nin karşılıyor diye manşetten haber yapıyorlardı.
Reza Zarrab olayı başlı başına bir yazı konusu değil, yazı dizisi hatta üzerine kitap yazılacak derin bir konu.Biz bu konuyu kısaca haber olarak geçip asıl konumuza dönelim.
Toplum olarak tarihimizde rastlanmayan tuhaf bir süreci yaşıyoruz.
Terör toplumun her kesimini teslim almış bir ruh hali içindeyiz ve tedirginiz;AVM’ler parklar,sokaklar ve caddeler bom boş.7 Haziran Seçimlerinden sonra Erdoğan’ın Dolmabahçe masasını devirmesiyle başlayıp, IŞİD terör örgütünün canlı bombalı saldırı sonucu Suruç’ta 33 genci katletmesiyle fitili ateşlenen terör olayları ve canlı bombalı saldırılar, toplumun her kesimine sirayet etmiş durumda.
Bacasız sanayi olarak bilinen turizm ise dibe vurmuş durumda.
2016 yılında turizm sektöründe zararın 12 milyar dolar olacağı tahmin edliliyor;İstanbul,Antalya gibi bir geceliği beş yüz dolar olan beş yıldızlı otellerin sabah kahvaltısı dahil,şimdi 100 TL’ye düşmesine rağmen yarı yarıya boş olduğu haberleri,gazetelerin birinci sayfalarında yer alıyor ama saray medyasının iç sayfalarında bile rastlanmıyor bu haberler.
Ekonomi günden güne kötüye gidiyor, hukuksuzluğun yerini haydut bir devlet zihniyeti ortaya çıkınca,buna can ve mal güvenliğinin olmadığının da eklenmesi ile..Erdoğan’a muhalif olan iş adamalarının mal varlıklarına el konuluyor veya kayyım atanıp tutuklamalar sürüyor gazeteler kapatılıyor,gazeteciler tutuklanıyor ve baskılar artıyor, bu hukuksuzluk siyasi istikrarsızlığa dönüşünce; ekonominin kötüye gittiği dönemlerde iş çevrelerinin o meşhur söz tekrar gündeme girdi ve iş çevreleri “önümüzü göremiyoruz” sözünü yüksek perdeden söyler oldular.
Erdoğan ve Davutoğlu operasyon düzenledikleri Kürtlerin yaşadıkları HDP’lilerin siyasi olarak güçlü olduğu il ve ilçelerde tarihte görülmemiş kanlı baskılar sonucu evlerini,iş yerleirni yerlerini bombalarla viraneye çevirmek için ;vatandaşlara evlerinizi boşaltın diye çağrıda bulunurken..Batıda olan terör olayları karşısında tedirginlikten dolayı evlerinden çıkmayan vatandaşlara da sokağa çıkın diye çağrıda bulunmaları ne kadar tezat bir olay değil mi? Operasyon yaptıkları Kürt il ve ilçelerde son terörist öldürülene kadar operasyonlar devam edecek diyor Erdoğan ve Davutoğlu ama; terörün batı illerinde insanları evlerine kapatmasını sokağa çıkamadıklarını nasıl anlatacaklar çok merak ediyoruz.
19 Mart 2016 Tarihinde İstanbul Taksim İstiklal Caddesinde, IŞİD Terör örgütünün canlı bombalı saldırısı sonucu 3 ‘ü İsrailli biri ABD vatandaşının öldüğü ve 15 yaralının olduğu vahşeti Erdoğan bir gün sonra yorumlarken, Pazar günü oynanacak GS-FB derbi maçının oynanıp oynanması üstüne sorulan soruyu şöyle açıklıyordu ;terör örgütlerine teslim olmayacağız,planımızı programlarımızı ertelemeden uygulayacağız,terör örgütlerini sevindirmeyeceğiz diye iddialı açıklamalarda bulundu,Erdoğan’ın konuşmasının ardından yarım saat bile geçmemişti ki!.
Haber kanalları son dakika diye alt yazı geçmeye başladı,GS-FB maçı seyircisiz oynanacak diye..Aradan bir saat geçmedi haber kanalları tekrar son dakika diye tekrar alt yazı geçmeye başladılar “derbi maçının ertelendiğini” GS-FB maçı futbol federasyonun belirleyeceği ileriki bir tarihte oynanacak diye verdi. Artık bu haber, spor kamuoyunun ve derbi maçının oynanacağı saati bekleyen futbol taraftarlarının gündemine girdi ve spor programlarının tartışma konusu oldu.
Bir başka haberi daha haber kanalları vermeye başladı, bu haber de sporla ilgiliydi; İsveç milli takımıyla özel hazırlık maçı yapacak olan A Milli takımının antrenmanlarının İstanbul’da terör nedeniyle güvende olmadığı için, A milli takım Antalya’da antrenmanlarını sürdüreceğini açıkladılar.
Hani teröristlere teslim olmayacağız ve onları sevindirmeyeceğiz plan ve programlarımızı aksatmadan yapılacak demişti ama bu olaylar karşısında Erdoğan tam bir madara oldu.
Gerçekten Erdoğan’ın terör ve terör örgütlerini tanımlamasını anlayan varsa bir adım öne çıksın.
On üç yıl ortaklık ettiği Cemaat için ne istediler de vermedik demedi mi televizyonlarda. 17/25 Aralık yolsuzluk operasyonundan sonra da çıkıp yıllarca ortaklık ettiği cemaate terör örgütü diye,yeri göğü inletmesini anlamak mümkün değil.
Erdoğan’ın terör örgütü dediği örgütle yıllarca ortaklık yapması,her isteğini yerine getirmesi;terör örgütüne “yardım ve yataklık” suçuna girmiyor mu?
Demokratik hak arayan,basın açıklaması yapan ve slogan atan her göstericiyi terör örgütlerine üye olmakla suçlayarak,operasyon yapıp tutuklanması için mahkemeye sevk eden savcıların, Erdoğan’ın terör örgütüne yardım ve yataklı suçu işlemesi, savcıların harekete geçmemesi suç değil mi?
Geldiğimiz yere bakar mısınız; Son terörist öldürülene kadar operasyonlar sürecek diyor Erdoğan ama Güneydoğu’da Kürtler evine giremiyor, ülkenin Batısında ise Türkler evinden çıkamıyor demiş, HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder. Doğru söze ne denilir.
Hukuku yok sayan ülkeyi tek adam mantığıyla diktatörlükle yönetmek isteyen, terör örgütlerini ne etkisiz hale getirebilir ne de sevinçlerini kursaklarında bırakır.
Yorum Yap