ÇILDIRMAYA AZ KALDI DOKTORUM NERDE

  • 29.02.2016 00:00

 Toplumsal bir travma geçiriyoruz ama farkında değiliz.

Bunun farkında olanlarda  üzülerek itiraf edelim ki bedelini  çok  ağır ödüyorlar.

Bu ülkede  Evrensel değerleri eğip bükmeden insan odaklı değerlendiren, temel hak ve özgürlükler babında ele alan, canhıraş mücadele eden bir avuç insan var dersek abartmamış oluruz.

Gerçekten felaket tellallığı yapmıyoruz; insanlar demokratik haklarını aramak şöyle dursun,can güvenlikleri günden güne tehlikeye giriyor, yaşam hakları elinden alınıyor; demokrasiden ve hukuktan yana olanlar ise her an evden veya işyerinden alınacakları korkusuyla yaşıyorlar.

İşte Diyarbakır’da  Sur ’da güpegündüz hedef göstertilerek öldürülen Diyarbakır Baro başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi kocasının  cenazesinde söylediği söz çok manidardı “Keşke tutuklansaydı hiç değilse hapis yatar,ziyaretine gider, bir gün çıkar umuduyla beklerdik” demesi bu yaşananları özetlemiyor mu?

Üç ay oldu hala Tahir Elçi’nin katili veya katilleri ortaya çıkacak! Tahir Elçi cinayeti aydınlatılmayacak çünkü katili devlette saklı.. Devlet içindeki hukuk tanımayan karanlık güçler Elçi’yi öldürmeye karar vermişti de ,tarihi belli değildi.

Ülkenin bir bölgesinin  il ve ilçelerinde üç aydır  iç savaş yaşanıyor, sağlıklı bir haber alınamıyor; il ve ilçelere içeriden ve dışarıdan başta medya mensupları olmak üzere kimse sokulmuyor. Bu il ve ilçelerdeki görüntü  Suriye’deki  savaş manzaralarından farkı var mı? Sivil ölüm sayısındaki rakamlar ve ürpertici iddialar akıl alır gibi değil; insan hakları örgütleri veriyor sadece Cizre’de sivil 148 kişinin öldüğünü ve daha vahimi bu cesetlerin tanınmaz vaziyette olduğunu ve yakıldıklarını iddia ediyorlar.

Bu savaşın durması için bildiri yayınlayan akademisyenlere ve sivil toplum örgütlerine, demokrasi güçlerine, basın özgürlüğünden yana olanlara polis operasyonları yapılıyor, gözaltılar ve tutuklamalar hız kesmeden sürüyor.

Erdoğan’a muhalif olan toplumun her kesimi ya bölücülükle PKK’lı damgası yiyor, ya da Paralelci FETÖ örgütünün adamları yaftalaması yapılıyor.

Afrika ziyaretine giderken Erdoğan’ın açıklamaları bunu teyit ediyor.

Yargı Erdoğan’ın istediği doğrultuda karar verirse bu bağımsız mahkemelerin kararı oluyor ;eğer tersi olursa Anayasa Mahkemesinin(AYM) Can Dündar ve Erdem Gül’ün tahliyelerinin, oy çokluğu ile önünü açması üzerine verdiği “hak ihlali” kararı, Erdoğan’ı çıldırtıyor.

Erdoğan açıkça kalkıp adını bile anmadan “bu mahkemenin kararına saygı da duymuyorum ve uymuyorum da” diye biliyor. Yandaş medyası da bu kararı veren AYM’nin üyelerine Paralelcilerin  adamı diye gazetelerinde,evet oyu veren hakimlerin resimlerini manşette basarak hedef gösteriyorlar.

Cumhurbaşkanı sözcüsü kalkıp İbrahim Kalın,Can Dündar ve Erdem Gül’ün tahliyesine basın toplantısında gönderme yaparak, bu davanın takipçisi olacağız diyor.

Evrensel hukuk, bağımsız ve tarafsız yargı  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en büyük kabusu olmuş.

Aslında Erdoğan 17/25 Aralık’ta  devlete  yaptığı sivil darbe ile bunu hayatı geçirdi ama toplumda istediği sessizliği yakalayamadığı için hop oturup hop kalkıyor..Allahın her günü üç beş ortamda yirminin üstünde televizyonlarında   canlı yayında verdiği  konuşmalar yaparak, tarafsızlığını yok sayarak suç işliyor.

Hem de ne konuşmalar hiçbir edebi değeri olmayan ahlak ölçülerinin yanından geçmeyen muhalefeti rejim karşıtı gören sözlerle;hakaret,iftira,tehdit,baskı gırla gidiyor; ancak tek söylenecek bir söz var kötü söz sahibinin demekten başka bir şey bulamıyorsunuz.

Geldiğimiz yere bakar mısınız?

Mevcut anayasayla seçilerek Cumhurbaşkanı olacaksınız, sizi bu anayasa güvence altına alacak ama   anayasada işinize gelmeyen yasaları ihlal edecek,yargının verdiği beğenmediğiniz kararlar için de; mahkemeleri tanımayacak ve uygulamayacaksınız, bunun adına da ben milletimle beraberim diyeceksiniz.

Bu uygulamaların  adı  kimse kusura bakmasın ama hukukta yeri olmayan  düpedüz haydutluk,eşkıyalık ve güçyetenliktir.

Böyle bir uygulamayı askeri darbeler döneminde bile  görmedik, darbeciler beğenmedikleri yasaları değiştirirler ve  yerine bir kanun çıkartarak uyguluyorlardı.

Ülke darbeler döneminde bile dostlarıyla  ve komşularıyla böylesi bir kriz yaşamadı.

Darbecilerin kendine özgü bir üslubu vardı ama ülkeyi içeride biz ve onlar diyerek ayırıp , muhaliflerine hakaret edip,iftira atarak ve bölerek yönetmediler;medyaya böylesi açıkça  kendine göre akreditasyon uygulamadılar.

Ya son Ankara saldırısında yaşadığımız  rezalete ne demeli?

Bombalı saldırıyla hayattan koparılan gencecik 29 cana mı yanalım, yoksa devlette yaşanılan rezalete mi?

Katliamı organize eden  örgüt TAK, militanının ismini veriyor, Abdulbaki Somer diye..

Erdoğan ve Davutoğlu katliamın sanığı PYD’ye bağlı YPG’e militanı Salih Muhammed Neccar,diye ısrar ediyor..

Katilin babasından alınan kan örneği adli tıp tarafından doğrulanıyor ve  katilin TAK üyesi Abdulbaki Somer olduğu bilimsel olarak kanıtlanıyor.

Ankara katliamının sanığı Abdul baki Somer olduğu konusunda ülkeyi yönetenlerden hala  bir açıklama yapılmış değil.

PYD’yi terör örgütü ilan ettirecekler  ya akıllarına  göre.

İnsanın içinden de, çıldırmaya az kaldı doktorum nerde diye avazı çıktığı kadar bağırmak geliyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Tayfur Evsen
    Tayfur Evsen
    6.06.2013 20:08

    Helal Olsun

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums