OĞLUM YÜZME DE BİLMEZDİ

  • 11.11.2015 00:00

 1 Kasım seçim sonuçlarından sonra ikinci yazımı yazmak için gündeme dair yazıya konu edeceğim  haber veya olayların peşindeyim,  elimde kağıt kalem gazeteleri tarıyorum..

Gerçi haber bulmak yazar çizerler açısından bu ülkede sorun yok gibi, yeter ki tetikçilik yapmasın ve görevini yapsın.

Ülkenin bir tarafı Güney Doğusu kan revan içinde kısmi bir savaş var diğer bölgelerde yaşayanlar bu tehlikeyi yaşamayacakmış gibi uzaktan seyrediyorlar.

Ülkenin tam gündemine birinci derece de oturmasa da Güney doğu da Silvan ilçesinde bir haftadır sokağa çıkma yasağı uygulanıyor insanlar ölüyor, devletin güvenlik güçleriyle PKK’nın sıcak çatışması devam ederken, bir yandan da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündemde tutmaya ve tartışmaya açtığı başkanlık yolunda ilerlerken, birde Suriye politikası dal budak olmuş durumunda.

Ama gündeme pek girmeyen iki insanlık vahşetini havuz medyası görmediği gibi muhalif medya da görmüyor istisnaları ayrı tutarsak.

Birisi doksanlı yılların faili meçhul cinayetlerin işlendiği beyaz Toroslarla ölümün kol gezdiği 21 kişiyi hayattan koparan albay Cemal Temizöz davası, tüm sanıkların mahkeme tarafından  berat ettirilmesi ile sonuçlandı.

Bir diğer konu da medya da bir tek  Taraf gazetesinin 9 Kasım da 2015 tarihli sayısında manşetiyle görmesiydi: ”Katliamın Üstüne Para Verdiler” haberiydi..

Karamanın Ermenek ilçesinde 2014 yılında maden faciasında 18 işçinin katili olan şirkete hükümet ceza vereceğine, adeta ödüllendirmişti madeni işleten şirkete devlet  43 milyon TL yardım yapılmasını Taraf gazetesi manşetine taşımıştı.

Yazıya başlık ettiğim konu da,Ermenek’te maden cinayetinde ölen 18 işçiden biri olan Tezcan Gökçe’nin annesinin yürekleri dağlayan  sözünün hikayesi;Maden ocağını su basmış ve 18 işçi Ocaktan kurtarılmak için beklerken haberi alan anne bu sözü söylemişti “oğlum yüzme de bilmezdi” sözü hafızalara kazınmıştı.

Ermenek ve Soma’da toplu maden cinayetleri başta olmak üzere, gözlerini kar hırsı bürümüş sözde iş adamı geçinen ‘katiller’ hak ettikleri cezaları almadıkları  gibi, bir de devletten ödüllendirilircesine yardım edilmesi akıllara durgunluk veriyor.

 Toplu katliamlardan sorumlu olan iktidardan hesap sorması gereken yoksul ve dar gelirli bir halk ve  gerçek özgülüğün sahibi olan acılı insanlar;suçlulara göz yuman,yardım yapan iktidarı cezalandıracağı yerde daha da güçlendirerek;1 Kasım seçimlerinde katillere destek veren AKP’ye, oyları ile güçlendirerek iktidar ömrünü uzatmışlardır.

Ne acı ki;20 milyon çalışanın yarısı asgari ücretle çalışıyor olması ve 11 milyon emeklinin de ortalama alım gücünün bin lira olduğu; AKP’nin 13 yıllık iktidarında 17 bin işçinin iş kazası adı altında katledildiği;17 milyon kitlenin yoksulluğu yaşadığı bir ülkede;1 Kasım erken genel seçimlerinde çalışanlar ve emekliler AKP’yi tercih etti. Toplam 48 milyon yoksul,emekli ve dar gelirli insanların 23 milyonu AKP’ye oy veriyorsa, daha bizim kat edeceğimiz çok yol var demektir.

Bunu neye yormak gerek?

İşçi sınıfı varda evrensel anlamda bir kültürü mü yok, diye teselli olacağız..

Çalışanların örgütlü olmadığı veya duyarlılık göstermediğini, bu yaşananların doğal olduğunu mu söyleyeceğiz.

Yoksa Mark’sın ortaya attığı,Ekim ayında aramızdan ayrılan ünlü gazeteci duayen yazar Çetin Altan’ın çok sık kullandığı ”tarihte ne olmuşsa olması gerektiği için olmuştur” sözüne mi sığınacağız.

Bu olaylar, yaşanılanlar ve katliamlar çok yönlü tarihsel olarak sosyolojik analizlere mi ihtiyaç var!.

1 Kasım seçimlerinin arifesinde Ankara’da HAK-İŞ konfederasyonun genel kurulunda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a genel kurulda işçi cinayetleriyle ilgili sitem etme şöyle dursun, soru bile sorulmuyorsa,Türkiye’ye özgü  lümpen proletaryasının da böyle bir sınıf  örgütü olur,diye yaşananları kabullenecek miyiz?

Soma’da 301 işçinin katledildiği günlerde olayı yerinde görmek için Somaya gelen Erdoğan’ı protesto eden ölenin yakınını bir gıda marketine kapattırarak tokatlayıp, Başbakanı yuhalarsan tokadı da yersin deyip;bir başka ölenin yakınını da danışmanına   tekmelettiren, iş cinayetlerini bu işin fıtratında var diye ölümleri makul gören;hesap vermesi gereken kişiden hesap sorması gereken işçi sınıfının örgütü olan HAK-iş kurultayına onur konuğu olarak davet ediliyor; ayakta alkışlayarak karşılıyorsa, daha çok ölümler olacak daha çok ağıtlar yakılıp cenaze törenleri düzenlenecek demektir.

Bir toplumun gelişmişliği ve sosyalliği yeryüzüyle çelişir durumdaysa ki,öyledir.

Uyuyan dev diye tanımlanan işçi sınıfı ve onun müttefikleri olan sivil itaatsizliği savunan demokrasi güçleri ve çağdaş burjuvaziyle evrensel değerlerde mutabakata varılmadığı sürece; daha çok ölümleri,göz ve kan yaşlarını normal görmeye devam edeceğiz,gibi geliyor bana.

Not:15 Kasım Pazar günü saat 15 -16 arasında 34. düzenlenen TÜYAP kitap fuarında “Sokak kitapları standında” kitaplarımı imzalayacağım.MT.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums