KARANLIK ÇÖKTÜĞÜNDE BİR TARAF AYDINLIK OLMAZ

  •  

 Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hedef göstermesiyle  kendine muhalif olan basın üzerindeki baskılarının sonucu; üçü AKP’e üyesi olan dört kişilik mafya timi Gazeteci Ahmet Hakan’a evinin önünde yapılan fiziki saldırıyla,  özgür medyaya baskı ve şiddetin zirve yaptığına tanık oluyoruz.

Peki buraya nasıl geldik biraz bunun arka planını irdelemeliyiz.

Ben Türk medyasının görmediği veya görmek istemediği iki olayın üzerinden yaşadığımız süreci değerlendireceğim.

Bunun birisi:2011 yılının 28 Aralık ayında PKK’lı teröristler diye Roboski’de askeri savaş  uçaklarla katledilen, katırlarla  sınır ticaret yapan 18’i çocuk 34 Kürt vatandaşımızın vahşetini merkez medyanın görmemesiyle başladı.

Roboskide 34 Kürt ailenin evine ateş düşüp ağıtlar yakılıp yürekleri kor olurken, Şişli belediyesi yılbaşı hazırlıkları yapıyordu.. Acaba ölen 34 asker veya polis olsaydı aynı belediye yılbaşı etkinliği yapar mıydı?

Türk Medyası Roboski katliamını tam iki gün gizledi ve biz bu vahşeti dış basından öğrendik. Dış basın bunu dünyaya servis ettikten sonra,bizim medyamız haber yapmaya başladı ama sağ olsun siyasi iktidar bu katliamı umursamadı bile;hatta Erdoğan bu vahşetten  sonra generallere teşekkür etti.

Bizim medyanın İkinci bir vukuatı  ise; yeryüzünün  etkilendiği Cumhuriyet tarihinde rastlanamamış sivil itaatsizliğe dayanan  bir olay olarak tarihe geçen Gezi Olaylarını  merkez medyanın görmemesiydi.

Gezi olayları  medyanın burnun dibinde oluyordu hem de Taksimde. Başta İstanbul olmak üzere metropol şehirlerde insanlar sokaklara dökülmüş Meydanlar, sokaklar insan seline dönüşmüş iken;merkez medyanın yani bugün Erdoğan tarafından hedef gösterilen doğan grubuna ait  bir haber kanalı, penguenlerle ilgili belgesel yayınlıyordu.

Gezi olaylarında tam 11 kişi gerçek polis mermileriyle hedef gözetilerek katledilmiş, 20 kişi sakat kalmış, tam sekiz bin 160 kişi fiili işkence görmüş, bu olaylar tam 79 ili etkilemiş ve 2.5 milyon kişi ortalama üç aya yakın sokaklarda tepkilerini ortaya koymuş.Bu rakamlar  içişleri Bakanlığının verdiği rakamlardır.

Merkez medyanın o gün yaptığına yanlış mı dersiniz, duyarsızlık mı dersiniz ne derse deyin ama bunları görmemezlikten gelmenin sonucudur  bugün medyaya yapılan.

Tabi Erdoğan’ın ve Hükümetinin bugün muhalif olan tüm medyayı susturmaya kalkmasında, geçmişte yapılan yanlışları hatırlatırken; Erdoğan diktatörünün karşısında  muhalif olanların yanında tartışmasız yer almak demokrasi ve özgürlükler boyutunda desteklemek asli görevimizdir. Erdoğan’ın fütursuzca yaptığı siyasetin karşısında kabul edelim ki, hepimizin toplumun her kesiminin payı var.

Hatırlatalım.

AKP’nin 13 yıllık iktidarında tam 16 bin 158 işçi iş kazasında öldü; başta muhalefet bu vahşetin üstüne ne kadar gitti, medya ne kadar yer verdi ve irdeledi,anlı-şanlı İşçi, sendikalarımız (DİSK’in hakkını da teslim edelim)diğer sendikalarımız ne yaptı temsil ettiği insanlar ölürken? Hiç..

Erdoğan benin Reyhanlı da 52 Sünni vatandaşım öldü dediğinde ne yapıldı?

Erdoğan 2011 Genel seçimlerinde 7 ilde meydanlarda Kılıçdaroğlu’nun mezhebine vurgu yaparak, CHP Genel Başkanı Alevi ama Aleviyim diyemiyor diyerek ,mezhepçilik yapmakla kalmadı,Kılıçdaroğlu’nu meydanlarda binlerce kişiye yuhalattı.

Dersim katliamından devlet adına özür dileyen Erdoğan, neden Roboski ailelerinden özür dilemedi. Bu ailelerden özür dilemediği gibi, bombalama emri veren  savaş uçaklarının komutanlarına üstüne üstlük  teşekkür etti.

Erdoğan, Kemalizm’in din versiyonu atmak için harekete geçip “bizim neslimiz bozdular dindar nesil yetiştireceğiz” sözleri.İmam Hatip okullarının dışında olan okullarda okuyanların ahlaklı olmadığını demesini hatırlayın.

Kadınların etek boyundan, kaç çocuk yapacağından, nasıl doğum yapacağına kadar haddini aşan konuşmaları konusunda toplumsal muhalefete öncülük etmede ve  etkili muhalefet yapmadı medya.

Burada geçmişe takılıp Erdoğan’ın ve havuz medyasının tetikçilerini güçlendirecek ve sevindirecek bir ayrışmaya gitmeden,farklılıklarımızı koruyarak  toplumsal bir muhalefet ederek;AKP’yi 1 Kasım da sandığa gömmenin muhalifleri olarak ortak ses çıkartmalıyız; yoksa gelecek günler bugünleri aratır bunu unutmayalım!.

Kürt sorunun demokratik yoldan, barışçı bir çözüm yolunun ısrarcısı olmak vaaz geçilmez ilkemiz olmalı.

Güneydoğuda süren savaşın o bölgede  kalması imkansız gözüküyor.

 Varto’da öldürülen bir PKK’lı genç bir kadının cesedini özel timin soyarak çıplak cesedini şehrin ortasına atarak başlayan vahşet hız kesmeden sürüyor, hem de insanlık tarihinde görülmemiş şekilde.

Şırnak’ta öldürülen Şırnak HDP Milletvekili Leyla Bildik’in de yakını olana Hacı Lokman Bildik’in cesedini asker zırhlı bir aracın arkasına,  boynundan ip bağlayarak şehirde dolaştırıp ve videosunu çekip internete atılması; bu görüntülere bakınca, AKP’nin Güneydoğuda Kürtlere uyguladığı siyasetin, İŞİD terör örgütünün yaptıklarından farkı var mı ?

Bir başka ürpertici olay ise Silvan’da  yaşandı; görevini yapan gazeteciye bir özel tim polisi gazetecinin kafasına silahını dayayıp, sıkarım kafana şimdi çekme diyorum sana demesi, televizyonlara  yorumsuz olarak yansıdı.

Erdoğan ve taraftarları baskıdan, kandan ve  vahşetten beslenerek seçim kazanmanın yollarını arıyor buna fırsat vermemenin tek yolu ;AKP’yi  1 Kasım’da sandığa gömerek iktidar yolunu kapatıp, Erdoğan’ında başkanlık hayalini suya düşürmekten geçiyor.

Ülkenin durumu görünenden daha tehlikeli bir yere doğru gidiyor.

Güney doğuda süren savaşın o bölgeyle sınırlı kalacağını düşünmek saflık olur.

Ülkenin doğu ve güneydoğusunda savaş sürerken Batısında barış kalıcı olur mu?

Onun için diyoruz ki: “karanlık çöktüğünde bir taraf aydınlık olmaz.” 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums