BEKLENEN ERDOĞAN BAHÇELİ FİLMİ VİZYONA GİRDİ

  • 14.09.2015 00:00

 Ve sonunda filmin vizyona girmesiyle  kapalı gişe oynuyor olması sinema eleştirmenleri tarafından  tüm zamanların en iyi provokasyon filmi olarak gösterildi.

Bu filmin adı “KARA SALI

Bu filmi izlediğinizde faşizmin nasıl seçimle iktidara gelip seçimle gitmeyeceğini;iktidarını korumak ve farklılıkları yok saymak, hatta muhalefeti düşman ilen eden bir senaryonun; hayata nasıl geçirilmesinin kurgulandığını seyrediyorsunuz.

Filmin kurgusu Derin Devletin ve MHP’nin düşmanları  olarak bilinen “Komünistler, Gayrimüslimler, Aleviler ve Kürtler” artık Erdoğan’ında düşmanları olduğu  üzerine senaryosu yazılmış ve  kurgulanmış.”

Bu filmi toplum olarak korkarak hatta ürpererek 7-8 Eylül 2015 tarihinde iki gece seyrettik.

Sözde vatanperverler Batıdaki kentlerin nasıl terör ize ettiklerini gördük.

Böyle bir film bekleniyordu ama bu kadar toplumsal bir travma ve iç savaş korkusu yaratacağı tahmin edilmiyordu.

Bu film Erdoğan’ın HDP’nin barajı aşarak başkanlık hayalinin suya düşmesi,Bahçeli’nin de HDP’nin kendisiyle eşit milletvekili çıkartması; hatta İstanbul’da HDP’in üçüncü parti olmasının sonucu üzerine hayata geçirildi.

7 Haziran seçimlerinin sonucu Erdoğan başkanlık hayali suya düşmekle kalmadı, AKP’de iktidardan düşünce,rüyalarında görseler inanmayacakları bir seçim sonucu;Erdoğan’ı çatışmacı ve öteleyici düşmanlık üzerine milliyetçiliğe sürükledi..Erdoğan geçmişte ne söylediyse tersini söylemeye başladı ve AKP’nin oylarının düştüğünü görünce de;Dolmabahçe mutabakatı olarak bilinen PKK ile varılan 10 maddelik anlaşma metnini,28 Şubat 2014 tarihinde barış masasını devirdi.

7 Temmuz’la başlayan çatışmasızlık ortamının sona ermesiyle, PKK ile çatışmaların sürmesi bizlere;12 Eylül öncesi askeri darbelere giden siyasi istikrarsızlıkla kaos ortamının yarattığı sağ-sol terörünün yaşandığı,sokağın güvenliğinin terör örgütlerine teslim edildiği,Maraş’ta,çorum’da Alevilerin katledilmesinde,12 Eylül askeri darbesine kadar 5 bin insanın öldüğü, askeri darbeyle terörün durduğu günleri hatırlatıyor;“7-8 Eylül Kara Salı” da  yaşadıklarımız.

12 Eylül asker darbeye giden süreçte de medya mensupları öldürülüyordu bunların unutulmayanlarından biri Milliyet gazetesi genel yayın yönetmeni Abdi İpekçi’nin faşist Mehmet Ali Ağca tarafından öldürülmesidir..Bugün Hürriyet gazetesinin iki defa basılması 1945 yılında tek partiye muhalif olan Tan Gazetesinin matbaasının basıldığı günlerden farkı var mı bugünlerin? Erdoğan’a muhalif olan  yazar ve çizerlerin işten atılması ve tehdit edilmesi, muhalif olan her kesimin ve kişilerin hedef gösterilmesi hainlikle yaftalaması, darbecilikle suçlannması;12 Eylül öncesi MHP’liler tarafından TİP,TSİP ve CHP gibi partilerin il ve ilçe örgütleri taşlanır basılır ve kanlı olaylar yaşanırdı,bugün HDP’e örgütlerine yapılan saldırılar o günlerden farkı var mı?

12 Eylül öncesinde, şehirler arası doğu ve güneydoğuya yolcu taşıyan   otobüsler,faşistler tarafından durdurulur kimlik taraması yapılırdı, şimdi olduğu gibi.

O günleri yaşayanlara bugün HDP’nin Genel Merkezi olmak üzere yüzlerle ifade edilen parti teşkilatlarına yapılan taşlı sopalı saldırılar ve yakıp yıkmalar, Kürt kökenli kişilerin iş yerlerinin yakılıp yıkılması ,taşlanması hiçte yabancı gelmiyor sadece;tarihi ve yeri değişik zihniyet aynen devam ediyor.

Bize bu film yabancı gelmiyor, 12 Eylül öncesi askeri darbeye uzanan sürecin,seyrettiğimiz filimin yeni versiyonu, değişik olan ise oyuncuları .

HDP genel merkezi olmak üzere bütün parti teşkilatlarına Türkiye genelinde eş zamanlı saldırıların organize bir hareket olduğunu tesadüf yapılmış bir linç girişimi olmadığını ortaya koyuyor.

7 Haziran Seçim öncesine uzanarak yaşanan olayların bir kronolojisini yapmadan yaşadıklarımızı anlamak mümkün değil.7 haziran seçimlerine birkaç gün kalarak, HDP’nin Adana ve Mersin teşkilatlarına eş zamanlı bombalı saldırılar ve Diyarbakır mitinginde patlatılan bomba bunun işaretlerini veriyordu.

Olayları sonuçlarıyla değil de nedenleriyle değerlendirmeden sağlıklı bir sonuç almak mümkün değildir.

Şunu açıkça belirtelim bu süreç askeri darbeye giden süreçleri hatırlatıyor!.

7-8 Eylül  olarak tarihe geçen “Kara Salı” olaylarının  zehir tohumlarını Erdoğan 2011 genel seçimler sürecinde , seçim meydanlarında tam yedi ilde Kılıçdaroğlu alevi ama Aleviliğini söyleyemiyor diye meydanlarda Sünni seçmenlerine yuhalatarak  ekti ve şimdide biçiyor.

“Reyhanlı’da benim 52 Sünni vatandaşım şehit oldu.”

“Bizim neslimizi bozdular dindar nesil yetiştireceğiz” demesi.

“Kendisine oy vermeyen Kürtlere Zerdüşt” ilan etmesi.

Hele alkol takıntısı ve alkol kullananları aşağılaması devlet adamına yakışmayan sözleri..

Cumhurbaşkanı Erdoğan aylardır 6  milyon seçmenin oyunu almış İstanbul gibi bir ilde üçüncü parti olmuş, yüzde 13 oyla 80 milletvekili çıkartmış  HDP’yi, “Terör Örgütünün Parlamentodaki Uzantısı” diye diye hedef göstermesi,7-8 Eylül’de yaşananlar, bir  iç savaş korkusunun yaşanmasına neden olmuştur.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Erdoğan’a  karşıymış gibi görünüp gizli bir ittifak yaparak, HDP ile hiçbir ortamda olmam deyip; Erdoğan’ın en zor siyaseten sıkıştığı anda önünü açarak Türkiye Büyük Millet Meclis(TBMM) başkanlığını AKP’ye teslim etmesi; HDP’ye oy veren 6 milyon seçmene şerefsizler demesi,sahneye koydukları ortak filmin baş oyuncularından biri olarak Erdoğan’la paylaşmıştır.

PKK’nın saldırısı sonucu 16  askerin katledilmesi ve Ağrı’da yine PKK’nin bombalı saldırısı sonucu ölen 13 polisin daha cenazeleri toprağa verilmeden;derin devletin organizatörlünde AKP gençliğinin de içinde olduğu, Ülkücü kesimin önünü çektiği; gündüz planlanıp,gece işlem konulduğu HDP parti teşkilatlarına ve Kürt vatandaşların iş yerlerine oturdukları semtlerin basılması,ne münferit ne de lokal bir olaydır bu.

İki gün süren topluma korku yaratan yakıcı ve yıkıcı eylemlerin gündüz değil de geceleri yapılması,polis eşliğinde sokaklarda,meydanlarda, mahalle aralarında onlarca araba konvoyu eşliğinde sabah ezanına kadar sürmesi, organize bir hareket olduğunu ortaya koyuyor.

Siyasal ve sosyal patlamaların ne zaman olacağını kestiremezsiniz kitleler sokağa çıktığında ve halklar birbirine girdiğinde;önüne geçmek için güvenlik güçlerini karşısına  dikmeniz yeterli olmaz,öfke baldan tatlı misali beyindeki bütün ampulleri patlatır, aklı devre dışı bırakan olayları kontrol edemezsiniz.7-8 Eylül’de de bun u yaşadık.

7-8 Eylül olayları spontane bir hareket değildi tamamen organize bir linç girişimiydi.

Biz bu filmi seyrettik.

Toplumsal huzurumuzun ve iç barışın  filmi  ülkenin demokratikleşmesinden geçer; demokratikleşmeyi sağlayamazsak hiçbir sorunu çözemediğimiz gibi,iç barışımızı da tehlikeye sokacağız bu gidişte.

Cizre’de 8 gün sokağa çıkma yasağı uygulanması ve 10’u çocuk olmak üzere toplam 23 kişinin öldürülmesi, bunun işaretlerini vermiyor mu?                                                                                                                                                                                                           

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums