- 2.04.2015 00:00
Bülent Arınç-Melih Gökçek üzerinden yürüyenkim paralelve rüşvet kavgası;17-25Aralıkın bir darbe olmadığını, yolsuzluk ve rüşvet davasıolduğunu da ortaya çıkartmış oldu.
AKP hükümeti içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında ki yetki kavgası havuz medyasına da sıçramış durumda ve havuzdan beslenen yandaş tetikçi ekibi de ikiye ayrıldılar..Arınç’ıngörüşlerini destekleyen tetikçilerden bir grup, sonunda paylarına düşen paralelcilikten nasibini aldılar; düne kadar kader birliği yapanlar, takım çalışması içinde olanlar en yakın arkadaşlarını paralelin başka versiyonuyla yaftalamaya başladılar.
Yandaş medyanın Ankara temsilcisiArınç-Gökçek kavgasından sonra ‘AKP’de büyü bozuldu’ diye bir yazı kaleme alınca;ailece havuzdan beslenen ailenin en küçük ferdi tetikçi devreye girdi ve onu ‘kriptolu paralelci’ ilan etti.
Bülent Arınç’a çok açık olmasa da destek veren AKP’nin kurucularından milletvekili ama üç döneme takılan, eski Bakan Hüseyin Çelik katıldığı bir televizyon programında ilginç yorumlar yaptı: “İtfaiyeci mesleğini göstermek için yangın çıkartmaz” deyip bu yorumunu şöyle açtı; Cumhurbaşkanı Erdoğan bize parti içi ve hükümetteki sorunları çarşıda,sokakta ve medyanın önünde tartışmayalım diyordu ama Cumhurbaşkanı kendisi başlattı demesi,bu tartışmalar AKP içinde, havuz medyasını ve havuzun su topu oyuncularını ikiye böldü.
Havuz medyasının bir başka Ankara temsilcisi tetikçisi topa girip ve Hüseyin Çelik’e tweter hesabından cevap verdi:”karnında bir şişlik olduğu belliydi” diyerek;Çelik’in siyasetten uzak kalmasını kabul edemediğinden kaynaklandığını ifade ediyordu tetikçi.
Hüseyin Çelik’e tweter hesabından her dönemin adamı babasının oğlu,havuz beslemesi daha ağır bir mesaj geçerek :”eceli gelmiş köpek cami avlusuna işer anlamında” sosyal medya hesabından yükleniyordu.
Yine Başbakan Davutoğlu’nun baş danışmanı yandaş medya da yazan Erdoğan’ı babasına benzeten,kendisini Ermeni değil de bir Osmanlı gibi hisseden şahıs;AKP’e seçmeninin yüzde 70’i yolsuzluk ve rüşvete inanıyor,seçmen darbeye karşı hırsızlığı tercih etti derken;17-25 Aralık’ta devlet hukukun dışına çıktı diyordu.
Görüldüğü gibi artık yolsuzluk,rüşvet, hukuk dışı uygulamalar tek adamlığa doğru gidişin işaretlerini verirken; havuz medyasının su topu oyuncularından bir kısmı, bunları görmeye başladı ve paralelci olmayı da göze almış durumdalar.
Her şey bir ortağıneleştirisiyle bozuldu!.
AKP’deki büyünün bozulmasıyla havuz medyasının tetikçilerini de birbirine düşürdü.. Erdoğan’a karşı soru sormasını unutan tetikçileri bir korku saldı;eğer AKP iktidardan düşerse gazetecilikleri bitmekle kalmayacak, o ballı kaymaklı hak etmedikleri paralar suyunu çekecek 20,30, 50 bin lira ile ifade edilen maaşlarını nasıl aldıkları da ortaya çıkmış olacak.
Tetikçilerhakikaten çok rezil bir haldeler, gündüzleriyandaş gazetelerde köşelerinden, akşamları da ortak yayına geçen televizyon kanallarından koro halinde, Erdoğan’a toz kondurmamayı, hatta günahsız bir sevapkar olarak savunmaları çok komik bir durum.
Birkaç örnek verelim,Erdoğan Kürt sorunu yok diyor,tetikçiler koro halinde ,Erdoğanöyle Erdoğan düşmanları darbeciler,önünüarkasını okumadan ve hesaplamadan, bağlamından koparıp, çarpıtarak veriyorlar diyor.Pes vallahi.
Erdoğan Dolmabahçe bildirisini doğru bulmadım, izleme kuruluna karşıyım, bu girişimler PKK’yı meşrulaştırmak diyor.Tetikçiler hayır Erdoğan Kürt sorunu çözmek için baldıran zehirde olsa içeceğim dedi diyorlar.
Askeri darbeler döneminde bile medyada böyle bir tetikçiler ordusuna rastlamadık
Bir Başbakan Yardımcısı Hükümet Sözcüsü ile aynı partinin Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı arasındaki yolsuzluk ve rüşvetin tartışıldığınınokuyup, dineldiğimiz süreçte ilginç bir haber düştü ajanslara;bizimmedyanın pek dikkatini çekmedi bizde olmadığı için, siyasilerimizin ve toplumun dikkatini çekmeyen,intihar eden bir ölümlü olay yaşandı..
İstanbul-İzmir yolunu kısaltan İzmit köprüsünde bir aksaklığın ortaya çıkması, ölüm ve yaralının olmamasına rağmen; kendi suçu olarak görüpbu köprünün yapımına üstlenmiş, Japon firmasında görevlibir Japon mühendisin harakiri yaparak ölümü seçmesi,hiç dikkat çekmedi. Niye çeksin ki, 301 işçi madende öldü bir kişi bile istifa etti mi ki ,bu haberin değeri olsun
Tetikçiler Cumhurbaşkanı Erdoğan ne derse onun eksik bıraktıklarını gazetecilik görevi biliyorlar fakat,ilginç bir söz söyledi Erdoğan Denizli’deki konuşmasında:”10 Ağustos’tan sonra millet parlamentoyu dinleme odasına almıştır” diye.
Bu sözün altını ne Erdoğan doldurabildi ne de onun tetikçi esnaf takımı gazetecileri.
Madem Parlamentoyu millet dinleme odasınaaldıysa, bu iç güvenlik paketini hangi parlamento çıkartıyor?
Erdoğan ve ailesinin harcamasını karşılamak için ,cumhuriyet tarihinde ilk defa Cumhurbaşkanlığına örtülü ödenek tahsis edildi, bu kanunu mevcut olan parlamento çıkartmadı mı?
Bu parlamento dinleme odasına alınmış ise, bu çıkan kanunları Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olarak imzalaması bir çelişki olmayacak mı? Tetikçilere yine çok iş düşecek.
Ne kadar tuhaf bir süreç yaşıyoruz, hukuk devletinde şöyle dursun kanun devletlerinde bile böyle bir rezillik yaşanmamıştır, buna askeri darbeler dönemi de dahildir..
Son bir haber,havuz medyasından ilginç bir karar:”Alo Fatih haber kanalı 7 Haziran 2015 tarihine kadar HABERTÜRK kanalında tartışma programlarını askıya almış.”
Neden acaba?
Adam iş adamı,olumsuz bir haber ve yorum ile başına gelecek olanı biliyor.
Erdoğan demedi mi,bir taraf olan bertaraf olur, ardından da dinlemeyenlere vergi operasyonu gelir.
Havuz medyasında sadece,su topu oyuncuları bölünmedi, havuzdan beslenen medyada da ilginç gelişimeler oluyor,daha neler çıkacak?
7 Haziran Genel seçimlerinde HDP barajı aşar ,AKP’de iktidardan düştüğünde seyreyle gümbürtüyü.
Karamsar tabloyu sevindirici bir gelişmeyle yazıya son verelim.
CHP’nin 7 Haziran Genel Seçimlere giderken 29 Mart 2015 tarihinde, 41 ilde Milletvekili adaylarını ön seçimle belirlemesi, parti içi demokrasinin gelişmesi ve bilfiil üyelerin iradesine baş vurması ve delege ağalığını yıkması sevindirici bir gelişmedir.
Her yerde millet iradesi diyenin de dikkatine çekmiş midir acaba?
Yorum Yap