- 9.02.2015 00:00
Bu sözü kim söylüyor?
CumhurbaşkanıRecep Tayyip Erdoğan.
Ne zaman?
8 Ekim 2014 Tarihinde.
Ortada Banka ile ilgili ne BDDK’nın,neTMSF’nin ne bir yargı kararı var,ne de bankanın müşterilerinden her hangi bir şikayet.
Aradan dört buçuk ay geçtikten sonra BDDK ve TMSFErdoğan’ın baskılarına dayanamıyor ve düğmeye basıyor.
Bank Asya’ya 4 Şubat 2015 tarihînde gece yarısı BDDK ve TMSF’e bankanın yönetimine el konması için operasyona geçiyor.
Operasyonun gerekçesinebakar mısınız,Kurdun kuzuyu yemek için sen suyu bulandırdın hikayesine benzemiyor mu?
“BDDK,Bank Asya Yönetimini “hakim hissedarlarının” evraklarını teslim etmediği için el konulmasına karar veriyor.12 Aralık’ta 185 hakim hissedardan istenilen kimlik bilgileriistenmişte;istenilen evraklar tarihinde yerine getirilmemiş iddiası.” Kurdun kuzuyu yeme hikayesiyle ne kadar örtüşüyor değil mi?
Hiç bir inandırıcı yanı yok banka yönetimine el koymanın ,tamamen 17/25 Aralık üstünden cemaatten intikam alma operasyonudur.
Bank Asya Operasyonun da ileriye yönelik cemaati çökertmek için,kısa dönemde üç hedef amaçlanıyorşimdilik. Hukuki hiçbir gerekçesi olmayan operasyonda;iç ve dıştan gelecek tepkilere göre pozisyon alıp yol belirleyecekler.
Bir: Mevduat sahipleri arasında panik havası yaratmak,bankanınileride krize gireceği algısını oluşturup,bankanın hisselerine el koymanın ortamını hazırlayıp, bankayı TMSF’ye devretme hazırlığı içinde olmak
İki:Bankadan kredi kullanan cemaatçi şirketleri ve kişilerin kişisel bilgilerine ulaşmak, bu kişilere ve şirketlere bankayla ilişkilerini kesmesi için baskı yapmak.
Üç:Cemaatmedyasını da TMSF kontrolü altına almanın hazırlığı içinde olmanın alt yapısını hazırlamak.
Çok sürmez kısa sürede Bank Asya operasyonun yolu cemaat medyasına uzanacak gibi,gibi demek bile yetersiz çünkü hukuksuzluk bir eşkıyalığa dönüşmüş durumda.
Erdoğan, sadece cemaat medyasının,bankasına ve okullarına hukuksuzluk operasyon yapmıyor, kendine muhalif olan toplumun her kesimine bunu yapıyor.
Bizim toplum olarak bir tarih belleğimiz olmadığı gibi, medyamızda da fikri takip geleneği olmayınca hatırlamaz yapılan hukuksuzlukları oluyoruz.
İşte bir kaç hatırlatma da bulunalım..
On beş gün önce DİSK’e bağlı Birleşik Metal-iş sendikasının başlattığı hak grevini Erdoğan talimatıyla AKP hükümeti, güvenlik gerekçesiyle iki ay erteledi.
Biraz geriye gidersek yani Gezi olaylarında gezi direnişine katılanlara,polis şiddetin kaçarak sığınmak isteyenlere otelinin kapsını açtığı için;Erdoğan’ın emriyle Koçun işyerlerinden olan TÜPRAŞ’a polis eskortlu vergi operasyonu yapmadı mı?
Yine Erdoğan’a muhalif olan medyaya vergi cezalarının uygulanması ve kamu ilanlarının muhalif basına verilmemesi ve hala muhalif olanlara baskılar hız kesmeden devam ediyor.
Dikkat ederseniz son beş yılı aşkın bir süreye yayarak; Erdoğan elinden insan hakları ödülü aldığı, halkını sıçanlar diye aşağılayan, halk tarafındansokakta linç edilerek öldürülen; Libya diktatörü Kaddafi’nin devlet anlayışını temsil ediyor;Erdoğan’ınKaddafi’den tek farkı seçimle iş başına gelmesi.
Bir devlet düşününki,hukukun dışına çıkmış (BaşbakanDavutoğlu’nun baş danışmanı GazeteciEtyenMahçupyan söylüyor) o ülkede kimin haksız kimin haklı veya kim terörist, kim hırsız bunu sandıkta mı arayacağız, yoksa demokrasinin kuvvetler ayrılığı olan yargı da mı?
Erdoğan çıkıp yargı 17/25 Aralık hakkında takipsizlik kararı verdi,yolsuzluk komisyonun haberlerine de yargı yayın yasağı getirmesine rağmendinlemiyorlar yav, böyle olur mu, ortada yargı kararları var diyor.
Olmaz doğru söylüyorsunuz sayın Cumhurbaşkanı?
Peki ikamet ettiğiniz bin 200 odalı kaçak Aksaray için de yargı kaçak olduğuna ve yıkılmasına karar verdi, bu karara ne dediniz?
“Gücün yetiyorsa gel yık” demediniz mi?
Bu yargı kararı olmuyor mu,size göre olmuyor demek.
Savcı vatandaşı ifadeye çağırırsa bu bağımsız yargının görevi oluyor,Erdoğan’ınyakınlarını veya bakanlarını savcı operasyon yaparsa paralel devletin darbesi oluyor.
Hangi Yargı kararına inanacağız Allah aşkına?
Bu hukuksuz ardı arkası kesilmeyen uygulamalar, özelbankalara,iş yerlerine ve muhalifbasına yapılan operasyonlardiktatörlükle yönetilen bir rejimi çağrıştırmıyor mu?
İşte böylesi vahim bir yere geldik.
Yargının yürütmeye bağlandığı ve devre dışı kaldığı bir ülkede, 7 Haziran’da yapılacak Genel seçimlerin ne kadar adil olacağına nasıl güveneceğiz?
Yargıya hesap vermemenin, kendini denetim dışı tutmanın ve tek adama dayalı keyfi ülke yönetmenin adını; Erdoğan topluma başkanlık sistemi diye yutturmaya çalışıyor.
Hukuksuz yapılan her operasyonun ve işin adı düpedüz eşkıyalıktır.
Eşkıya da bu çağda dünya hükümdar olamaz.
Yorum Yap