- 27.11.2014 00:00
Erdoğan ve onun oyuncak başbakanı ve tetikçilerden oluşan, havuzdan nemalanan, gazeteci geçinen esnaf takımı koro halinde;IŞİD’e destek vermedik dese de günden güne her şey inkar edilmeyecek bir şekilde ortaya çıkmaya devam ediyor.
İŞİD’e nasıl bir kadro devşirildiğini şeytanın aklına gelmeyecek yöntemlerle kadroların sınırdan nasıl geçirildiğini öğreniyoruz..Suriye tarafından yaralı getiriyor görüntüsü veren ambulanslar Türkiye’den IŞİD’e katılmak isteyen militanları bu ambulanslarla sınırdan geçiriyorlarmış.Dünya medyası yazmıyor bunları IŞİD’e katılmak için evini terk eden Elazığlı genç bir kızın itirafı...Bu haberin detayına döneceğim.
Hatırlanırsa bizim medyada da çıkmıştı Interpol:IŞİD’in yeni güzergahının İzmit olduğunu, İŞİD militanları Suriye’ye ulaşmak için yolcu gemileriyle Türkiye’ye geldiğini iddia etmişti.Kocaeli valisi ve AKP hükümeti yalanlasa da; Kocaeli’nin Gebze ilçesinden IŞİD katılmak için evini terke eden gençlerin aileleri çocuklarının kurtarılması için polise başvurduklarını açıklamışlardı.
Konya Müftüsü bazı ailelerin kendilerine baş vurarak çocuklarını zapt edemediklerini yardım için ailelerin kendilerinden yardım istediklerini;bizde müftü ve imamlarla bir toplantı yaptık ve bu gençlerin IŞİD’e katılmamasının önünü kesmek için bir yol ve yöntem belirleyeceğiz diye gazetelere açıklamada bulunmuştu.
Suriye iç savaşından sonra, IŞİD örgüte militan kazandırmak için kadro devşirmesi olarak seçtikleri üç il aylarca yazılıp çizildi bu illerden birisi Hatay,Gaziantep ve Şanlı Urfa olduğunu bilmeyen yok gibi. Hatta CHP’li ve HDP ‘li milletvekilleri TBMM parlamentoya soru önergesi vermişlerdi ama bir ses çıkmadı.
Yeni bir haber daha medyada vardı ve çokta ilginç bir haberdi ilginç olması;IŞİD’e katılanın bir genç kız olması ve Elazığlı olan bu genç kız, Keban ilçesine bağlı Acısu Mezrası’nda yaşayan 24 yaşındaki Aysel Ak olduğunu veriyordu gazeteler ve haberin yanında genç kızın resmini de koymuşlardı. Bir ay önce Suriye’ye cihada gidiyorum diyerek evden kaçtıktan sonra Reyhanlı’da bulunan Elazıglı Aysel Ak,3 gün önce yine evden kaçtı.Aysel Ak Suriye’ye geçiş yolunu “Yaralı getiren ambulanslar ayarlıyorlar,onunla gidecektim” diye ailesine açıklamada bulunmuş.Sonunda bu genç kız bir gece yarısı köye gelen bir araçla ailesi uykuda iken evini terk ederek izini kaybetmiş.
Bu haberlerin de mi yalan olduğunu söyleyecek Erdoğan ve onun havuz medyası..Bizde güzel bir söz var “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diye..
Ve en sonunda Dışişleri Bakanı Mevlit Çavuşoğlu IŞİD terör örgütüne Türkiye’den 600 kişi katıldı,100’den fazlası da çatışmalarda öldü,diye açıklaması havuz medyasının haberlerini yalanlarken, AKP’nin de bunu gizlediğini itiraf etmiş oldu.İtiraf etmiş oldu diyoruz bu zamana kadar muhalif milletvekillerinin önerilerini AKP’e, hiç ciddiye almıyor ve cevapsız bırakıyordu.
Erdoğan’ın Beşar Esad ile arasının neden açıldığı ve köprüleri niye attığı da günden güne ortaya çıkmaya başladı.
Meğer Erdoğan Esad ile kavgasının ve köprüleri atmasının nedeni;Suriye halkının özgürlükleri değil de ittifak tuttuğu Müslüman Kardeşlerin yani İHVAN’ı Suriye’de Esed’in iktidar ortağı olması için,Esed ile pazarlığa tutuşmuş.
IŞİD’e Erdoğan’ın nasıl destek verdiğini Suriye’de Beşer Esat ile Müslüman kardeşlerin adına iktidar ortaklığı için nasıl pazarlıklar yaptığını, CHP Grup Başkan Vekili Faruk Loğoğlu’nun 24 Kasım 2014 tarihinde gazetelere yansıyan açıklamaları çok çarpıcı ve düşündürücüydü..
İsterseniz hemen CHP’li Logoğlu’na kulak verelim:
“Esad’a İhvanı dayattılar yani Müslüman Kardeşleri iktidar ortağı etmek istediler.Esad,biz Laik bir rejimiz diyerek reddetti.Esad,İhvan’ı hükümete almam söz konusu bile olamaz yanıtını verince ErdoğanEsad ile ipleri kopardı.”
Esad Erdoğan’a: Müslüman Kardeşleri ben almam, benim içişlerime karışamazsın, ben üstelik laik bir rejimim dedi.Ondan sonra ipler koptu değerlendirmesinde bulundu, diye açıklamalarda bulunuyordu medyaya CHP milletvekili Faruk Loğoğlu..
Bu açıklamalar ve IŞİD’e katılan militanların itirafları bilmeyen yoktu da; bir türlü havuz medyası yazmıyordu çünkü Erdoğan’ın kabul etmediğini onların yazma şansları yoktu hala da yok.
Ama dış medya da ve içeride muhalif gazeteler yani işleri gazetecilik olan mesleğinin onurunu koruyanların bunları haber yapması ve yorum yapmalarının karşılığı, hep vatan hainliği oldu Erdoğan tarafından..
Aslında en önemli açıklamayı uzun dönem Türkiye’de ABD büyük Elçiliği yapan ve iyi de Türkçesi olan Francis Ricciardne yapmıştı şöyle diyordu, AKP’nin ve Erdoğan’ın Suriye politikası hakkında:”Erdoğan ve hükümeti Suriye’de Beşer Esad’a karşı olan bütün muhalif güçleri silahlandırmaya kalkıştılar, biz buna karşı çıktık,siz bunlara silah yardımı yapıyorsunuz ama bu silahları ne amaçla kullanacaklar bunu biliyor musunuz diyerek, biz böylesi bir ittifakın içinde yer almadık” diyordu.ABD Elçisinin bu açıklamaları AKP tarafından yalanlanmadı.
Erdoğan’ın IŞİD ne ise PKK ve PYD’de aynıdır politikası;6/7 Ekim olaylarıyla Kürtleri ayaklandırdığı gibi 40 kişinin ölümüne neden olurken;Kobani’ye IŞİD’in saldırısında Erdoğan’ın Kobani düştü düşecek demesi orta doğuda tüm Kürtleri birleştirirken, Erdoğan’ın hesap edemeyeceği gelişmeler oldu;ABDve koalisyon güçlerinin PYD’ye silah yardımı yapması ve havadan da koalisyon güçlerinin uçaklarıyla IŞİD’in mevzilerini bombalayıp, Kürtlerin en zor gününde yanında yer alırken; Orta doğu da Kürtleri de rol bir model olarak ortaya çıkarttı.
Erdoğan’a ve partisinede değerli yalnızlığının bir halkası daha eklendi.
Erdoğan’ın ve Davutoğlu’nun Orta doğu da özellikle de Suriye politikasıda iflas etti.
Esad’ın yerini İHVAN almazsa IŞİD alır hayali içinde olabilirsiniz ama buna yeryüzü müsaade etmez, öngörüsüz siyasetçilere de değerli yalnızlık kalır.
Gerçeğin bir gün ortaya çıkma gibi pis bir huyu olduğu sözü; dünyadaki değişimi okuyamayanları ve gerçekle yüzleşmeyenleri ne kadar zor duruma düşürüyor değil mi?
Yorum Yap