Roboski’deki katliamı Başbakan hatırlıyor mu?

  • 28.12.2013 00:00

 Hatırlanacağı üzere bundan tam iki yıl önce 28 Aralık 2011 yılında Roboski (Uludere) de devletin askeri uçakları sınır ticareti yapan 16’sı çocuk tam 34 Kürt vatandaşı, terörist diye bombalayarak katletti..

Ve bu katliamı Türk medyası yirmi dört saat gizledi,biz bu vahşeti dış basından öğrendik.

Bu katliamın üzerinden iki yıl geçmesine rağmen bu katliamın failleri ortaya çıkartılmadı..

Roboski katliamı sivil mahkemelerden alınarak askeri savcılığa devredildi..

TBMM’nde komisyon kuruldu araştırmalar yapıldı ama o gün bugündür bir arpa boyu yol alınmadı..

Başbakan Roboski katliamını gündeme getiren ve gündemde tutmak isteyenlere tutturmuşlar bir Roboski,diye küçümsedi bu vahşeti.

Her kürtaj bir katliam diyerek bu devlet terörünün üstünü örtmeye çalıştı..

Başbakan Roboski ailelerle görüşmesinde de ,ben emir vermedim bu katliama dedi..

Bunu söyleyen Başbakan bu katliamı gerçekleştiren komutanlara da teşekkür etti..

Bu tezadı nasıl anlamalıyız?..

Roboski katliamını aydınlatmayan bir iktidar demokratikleşmeyi nasıl gerçekleştirecek?

Çözüm süreci denilen Kürt sorununu nasıl çözecek?

Eğer çözüm sürecinin kalıcı barışa çevirecekse Başbakan, Roboski’ katliamını aydınlatmadan inandırıcı olamaz.

AKP’e hükümetine karşı yapılan her demokratik tepkiye,yandaş medyası v esnaf tetikçi takımı bu eylemler, çözüm sürecini baltalama ve iktidara karşı bir darbe provası diyorlar..

30 Mart 2014 tarihinde  yapılacak yerel seçimlerde AKP’nin seçimlerde yenilgiye uğraması, çözüm sürecini de etkileyecekmiş..

Peki Başbakan 11 yıldır iktidarda neden hala 12 Eylül faşist yönetiminin anayasası ve kurumlarıyla ülkeyi yönetiyor?

12 Eylül faşist yasarlıyla demokratikleşmeyi hayata geçirmek mümkün mü?

Neden YÖK,RTÜK ve MGK’lu ile  ülke siyasetine yön veriyor?

Bu kurumlar aynen kalsın, nasıl olsa bu kurumların başına ve yönetimine benim atadığım adamlarım  geldi.

 AB standartlarında bir demokrasi,hukuk, temel hak ve özgürlükleri kapsayan sistemi hayata geçirmedikçe,Roboski  ve Hırant Dink gibi  cinayetleri aydınlatamaz,her gün ortalama 3 işçinin ölümünü önleyemezsiniz?AKP’nin 11 yıllık iktidarında tam 11 bin 986 işçi iş kazalarında öldü!..

Bağımsız bir yargı ve özgür bir medya olmadan ne denetim olur, ne de saydam bir toplum..

İşte son AKP’nin bakanlarının çocuklarına yapılan yolsuzluk operasyonuyla bu kabak gibi ortaya çıktı!.

Ardından da Erdoğan bu operasyonu ‘devlet içinde bir yargı ve emniyet çetesi’ var diye yorumladı.

Gezi olaylarında polisin gösterdiği şiddete benim polisim destan yazdı deyip polisi kahraman ilan ediyordu..

Gezi olaylarında hedef göstererek polisin 7 kişiyi hayattan koparması karşısında,bu polislerin tutuklanmasını isteyenlere ise bu yargının işi,yargıya biz karışamayız  diyordunuz?

Şimdi bu yargı nasıl devlet içinde bir çeteye dönüştü?

Roboski katliamında bugüne kadar kim gözaltına alındı,bu katliamı yapan askeri savaşa uçaklarının pilotlarına bu emri kim verdi,niye sormuyorsunuz?

Hani siz milli iradeydiniz?

Başbakan yargı bağımsızlığını ve medya özgürlüğünü kendi siyasi kültürüne ve demokrasi anlayışıyla yorumluyor.

Ama son 17 Aralık operasyonuyla emniyet içinde yaptığı polis operasyonu ve yargıya müdahale etmesi, adli kolluk gücünü devre dışı bırakması bunun en somut kanıtı değil mi?

HSYK’nin  adli kolluğun kaldırılmasına ve savcılara müdahale edilmesine karşı bildiri yayınlamasını AKP’liler “korsan bildiri” diye karşı çıktılar..

İstanbul baş savcısının dosyayı yürüten savcıdan dava dosyasını  alıp başka bir savcıya vermesini ise Başbakan ve tayfası destekliyor,bu yargıya müdahale olmuyor?

Başbakana göre,yönetenlere ve yakınlarına yargı dokundu mu,burada bir yargı darbesi var!.

Yönetilenleri yargı gözaltın alınca yargı görevini yapıyor,tabi Başbakanın yakınları ve adamları olmayacak..

Deniz feneri davası ne oldu,Alman mahkemesi asrın davası diyordu,bizde bu davaya bakan savcılar gözaltına alındı..

Egemenlik milletin peki paralar kimin?

Başbakanın hoşuna gitmeyen ve haber yapan gazeteciyi vatan haini ilan ediyor, istediği yönde karar vermeyen yargıya da,demokrasinin kuvvetler ayrılığı önümüzde en büyük engel diyor.

Ülke olarak bugün yaşadıklarımız,Başbakanın iç ve dış siyasetinde kullandığı nobran bir anlayışın sonucudur, sebebi de sorumlusu da Erdoğan’dır.

Yargı bağımsızlığını önemsemeyen,medya özgürlüğüne inanmayan bir siyasetçi demokrat olamaz,demokratik yoldan iktidara da gelse içte ve yeryüzünden destek göremez.

Hukuk devletinde,devletin asli görevi vatandaşın can ve mal  güvenliğinden sorumlu olmasıdır.

Hiçbir mazereti geçerli değildir?

Roboski’yi aydınlatmak ve  milli iradeyim demek bu katliamı yapanları yargı önüne çıkartmaktır.

Bu katliamı Erdoğan aydınlatmadıkça her yerde bu karşınıza çıkacaktır.

17 Aralık operasyonun devamı olarak, oğlunun savcılığa çağrılmasına kıyamet koparan Başbakan, Roboski de öldürülen 34 canın katledilmesinde niye duyan kulağının üzerine yatıyor?

Roboski de katledilen 34 insanın yakınlarının göz yaşını ve acısını kim dindirecek,kim  teselli edebilir?

Sayın Başbakan bu Roboski katliamı sizin sorumluluğunuzda olmadı mı?

Ne zaman aydınlatmayı düşünüyorsunuz,aradan daha kaç yıl geçmeli,yoksa zaman aşımına uğramasının taktikleri mi yapılıyor?

Roboski’yi unutma unutturma!..

Not:Eğer Roboski katliamı gündemde tutulduysa, bunda en büyük pay sevgili dostum Mehmet Altan’ındır, her çıktığı tv kanallarında dilinde tüy bitercesine üzerinde durdu gün gün saydı,hakkını da teslim etmeliyiz.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums