Diyanet İşler Başkanlığı evrensel laikliğin önünde en büyük engel-1.

  • 6.11.2013 00:00

 Yıllarca başörtüsü tartışması gündemden hiç düşmedi ama laiklik sığ bir tartışmanın  ötesine geçemedi ve toplumsal bir mutabakata da varamadığımız gibi; türban tartışması ağacı görüp de ormanı görememe gibi bir durumu düştük.

Geçemezdik de; DİB’lığını tartışmak anayasal bir suç olarak karşımıza çıkıyor.Anayasanın 89.maddesi buna engel..Refah Partisinin kapatılma gerekçelinden biri de DİB’lığının tasfiye edilmesini istemesidir.

Başbakan Erdoğan’da Refah Partisinde siyaset yaparken DİB’lığının tasfiye edilmesini savunuyordu ama şimdi devleti ele geçirdi ya; en güçlü desteğini Diyanetten almaktadır, devlet kurumları içinde.

Türkiye’de uygulanan laiklik hiç ama hiç evrensel laiklikle örtüşmüyor ama tartışılması da engelleniyor.AB’liği üyesi ülkelerde böyle bir laiklik uygulaması yok.

Hukuk devletinde laik bir devlet  tek dine,tek mezhebe hizmet etmez hatta bütün dinlere ve mezheplere karşı devlet eşit mesafede durur.

Bizde uygulanan laiklik buna uyuyor mu?Kesinlikle hayır.

Laikliğin evrensel tanımı: din işlerini devlet işlerinden ayırmak ve devleti dini esaslara göre de yönetmemektir.

Mevcut uygulanan laiklikle uyuyor mu bu tanım?Yok..

Diyanet İşleri Başkanlığı(DİB) laik bir devletin hayata geçmesini önünde en büyük engel teşkil etmektedir.

Aşağıda vereceğimiz DİB’lığının bütçesi,bünyesinde barındırdığı ve her yıl artarak şişirilen kadro sayısı,toplum üzerindeki siyasi erke göre tutum alarak siyasi erkin bir gücü haline gelmesi;DİB’lığını kaçınılmaz olarak masaya yatırmanın tam zamanı.

DİB,Sünni bir kesime hizmet ederken devletten de çok büyük bir ekonomik destek görmektedir.

DİB’lığı 2014 bütçesinden en fazla ödenek alan kurumların  başında geliyor.

DİB’lığı 2013 bütçesinden 3 milyar 800 milyon lira almıştı yıllık artışı ise 1milyar 600 milyona yükselerek;2014 bütçesi 5 milyar 400 milyon.Türk lirasına çıktı ve devletten en fazla pay alan 13.kurum oldu.

DİB’ lığının bu devasal bütçesinin  yüzde 95’i personel giderlerine gitmektedir.

AKP iktidara geldiğinde DİB’lığını bütçesi5 bakanlığın bütçesine eşit iken, şimdi tam 11 bakanlığın bütçesine denk.

AKP 2002 de  iktidara geldiğinde DİB’ lığının kadrolu personel sayısı 74 bin idi..

Şimdi DİB’lığının kadrolu personel sayısı118 bine çıktı artı 18 bin de sözleşmeli personel olmak üzere tam 141 bin kişi çalışıyor..

141 bin personelin içinde ne bir Alevi kökenli var ne de bir gayri Müslim vatandaş,ne de çalışan bir tane başı açık bayan var.

Yine çarpıcı bir rakam AKP iktidara geldiğinde cami sayısı 75 bin 941 iken;8 bin 743 artarak şimdi cami sayısı  84 bin 643’e çıkmış.

DİB’lığı her yıl maliye bakanlığında 10 bin personel talep ediyor ancak Maliye bakanlığı bunun ortalama 2 bin ile 3  binini karşıladığını görüyoruz.

Son üç yılda torba kanunla yapılan düzenlemeler ile vekaleten başkanlık personeline sınırsız olarak kadro geçiş imkanı sağlandı.

Bir başka rakam o da imam hatip okullarındaki artış gözden kaçmıyor;AKP’e iktidara geldiğinde imam hatip liselerinin sayısı  450 iken şimdi bu sayı 1807’e çıkmış,dört katı bir artış karşımıza çıkıyor.

Yalnız her yıl  DİB’ lığından 2 bin kişinin başka devlet kurumlarına yatay geçiş yaptığı görülmektedir.

AKP için DİB’lığı kadrolaşmak açısında tam bir atlama tahtası olarak kullandıkları gözüküyor.

DİB’lığına alınacak personelin imam hatip kökenli olması ve Sünni mezhepten olanların alındığı da bir vaka..

DİB’lığına alınacak personel KPS puanı olarak 40 puan aranması ve alınacak personelin mülakata dayalı olması ise, bir başka soruları ve endişeleri yanında taşıyor.

Başbakan ne kadar devlet vatandaşına format atmamalı dese de;seçmeli kuran dersleri,imam hatip liselerindeki artışlar,DİB lığının devasal kadrosu ve holding gibi bütçesi ve kurumlarıyla dindar nesil yetiştirmenin, alt yapısını hazırlamış olmuyor mu?

Erdoğan, Alevilerin Cem evlerini ibadet yeri olarak tanımalarına;camini dışında başka bir yeri ibadet yeri olarak tanımayız sözü,devletin din ve mezhep üzerinden topluma format atmak olmuyor mu?

DİB’lığı hiçbir dönemde bu kadar siyasallaşmamıştı,artık açılışlarda  bulunması ve dua etmesi,devlet protokolünde önemli bir yere gelmesi,DİB’ lığı  AKP’nin bir parti örgütü gibi çalışmaktadır.

Yeryüzünde böyle laikliğin uygulandığı ve DİB’ lığı gibi bir kurumun olduğu  başka bir ülke yok.

Dini’ de çıkarlarımıza göre uyarlarken,ona göre de kavramlarını ve kurumlarını yaratmak ta, bize özgü olsa gerek!.

Haklı olarak şu sorunun yanıtını vermeliyiz çare ne?

Çare, DİB’ lığını tasfiye etmek, siyasetten bağımsız bir hale getirmek ve cemaalere bırakmaktır.

Bu sorunun cevabını ikinci yazıda irdeleyeceğimizi belirtelim ve bir soruyla hazırlanalım,İslam dininde parayla namaz kıldırmak var mı?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums