Az korkulu bir hayat nerede yaşanır?

  • 22.09.2013 00:00

 İnsanoğlu nerede yaşarsa yaşasın nasıl ağlayıp gülüyor,acıkıp-susuyor,aşık olup cinsellik yaşıyorsa;terleyip üşüdüğü gibi, bazen de  gülüp hüzünlenirken,bütün bunları korkunun etrafında dolaşarak yaşıyor..

Hayatımızın her anını korkuyla besleyip korkuyla örüyoruz ama bunu kendi yetkimiz tekelinde olmuyor.Kimimiz bu korkuyu ağlayarak,susarak,başka birinden destek alarak veya kendimizi korumak için korku duygumuzdan etkilenerek korkuyu etkisiz hale getirmeye çalışıyoruz..

Ve korku öyle hayatımıza hükmediyor ki en mutlu ve huzurlu olduğumuz anın bile içinde, biraz veya daha fazla korkuyla bunun keyfine varıyoruz.Yani korku bir yerde her zaman her duygunun ve hazın içinde yeri barınıyor hayatın tuzu,bazen tadı öyle zaman oluyor ki en lezzetli bir duygu olarak ta bize yaşatıyor.

Korku bizim hayatımıza irademizin dışında yaşamımıza hükmediyor,aşık olmayı kendimiz seçmediğimiz ve ipsiz bağlandığımız gibi..

Korkuyu da bertaraf etmek yaşamdan çıkartmak çok kolay bir şey değil;uykumuzu böldüğü anlarda yok değil, uykumuzu kabusa çeviren de korku oluyor ve kabus korkusuyla uyanıp dakikalarca kendimize gelmek için bir  arayışa giriyoruz; onu da buna da şükür diyerek daha büyük korkuyu yaşamadığımızdan, yaşadığımız korkuya şükrediyoruz.Bu rüyalarımız  için de geçerli.

 İşte korku böyle yaşamın her anında bazen karşımıza, bazen arkamızdan gelen gölgemizden bizi korkutan da yine korku duygusu oluyor.

Öyle korkulu bir hayatın cenderesi içinde dönüyoruz ki,korkusuz bir hayatı yaşamak imkansız gibi.

Hastalanırım korkusundan başlayıp, ağrıyan yerimizin geçmemesi ile ölüm korkusunu hissetmeye başlıyoruz ve ağrıyan yerimiz geçmesiyle ölüm korkusu kendini sizden uzaklaştırıyor ama mutlaka bir gün kapınızı çalacağından emin olduğunuz için; size teselli veren ve ölüm korkusunu etkisiz hale getiren  doğumla,ölüm korkusunu unutuyorsunuz.

Ya kaybederim korkunsa gelince öncelik sırasını seçmekte zorlanırız.

Aşık olanın aşık olduğu kızı veya oğlanı kaybederim korkusu.

Bir annenin çocuğunu kaybederim korkusu.

Yaşlılıkla yalnız kalırım bana kim bakacak korkusu.

Parasız ve yalnız kalma korkusu.

İşimizi kaybedip aç ve açıkta  kalma korkusu.

Aşık olduğunuzun siz terk etme korkusu.

Mutluluğumuzu kaybederiz,huzurumuzu kaçırırız korkusu.

Sırlarımızın ifşa olmasını istemediğimiz,duyulur korkusu.

Ayrılık,hasret ve kavuşamama korkusu gibi sıralayabiliriz.

Her halde korkuların en büyüğü bu olsa gerek:İftira korkusu korkuların en tehlikeli ve unutulmaz toplum içerisine çıkartmaz korkusu olarak görüyorum;düşünebiliyor musunuz,bir küçük çocuğa tecavüzde bulundu iftirasıyla karşılaşsanız, insan bunu düşünmeye bile korkuyor ama hayatın içinde böylesi cinsel sapıkların  olduğu gibi, böyle acımasız iftiraya uğramış insanların yaşadıkları da yok diyemeyiz..Böyle bir iftirayı insanın  ömür boyu aklından ve yaşamından  çıkartması mümkün mü?

Korku tek yönlü yaşanan bir duygu değil  o kadar çeşidi var ki; insan nasıl aşkın tanımını herkes kendi yaşadığı aşka göre anlatıyorsa,korkuyu da insanlar kendisinin yaşadıklarına göre tanımlıyor.

Yükseklik korkusu,karanlık korkusu,sessizlik korkusu,su korkusu, gök gürleme korkusu,rüzgar korkusu,deprem korkusu gibi, afetlerin insan psikolojisinde  değişik korkular yaratıyor.

Korkuların en tehlikesi bana göre insanın kendisiyle yüzleşememe korkusudur ;psikoloji kitaplarını gerçekle yüzleşemeyenler okuyamazlar; çünkü bu kitaplar insana ilk önce okuyanı kendisiyle tanıştırmaya ve yüzleştirmeye çalışır; hele küçük yaşta tacize ve tecavüze uğramış,şiddete maruz  kalmış küçük yaşta ailesinde ve yakın çevresinde yaşanmış cinayet ve katliamlara  tanıklık etmiş insanlarda böylesi kitaplar çok büyük travmalar yarattır..Yaşadıklarının etkisinde kalan insanların mutlaka bir hekimden destek almadan atlatamaz ve hayata da tutunamaz.

Ben aşkı korkuyla özdeşleştiren bir duygu olarak yorumlarım; içinde korkusu olmayan hiç bir duygu insana haz vermez..

Başarısız olacağım korkusunu insan yaşamasa başarılı olur mu?

İnsan kaybetme korkusu olmasa sahiplenir mi?

Ölüm korkusu olmasa insan sağlığına önem verir mi?

İnsan hep ağlamaz,sürekli gülmez, durmadan yemek yeyip sus içmez,hep seks yapmaz,hep hasret ve özlem çekmez ama insan kesintisiz az veya çok bir korkuyla yaşadığımız her anımızda hissederiz,yaşamımızda rüştümüze erdiğimizden şuurumuzu kaybedene kadar  korkusuz bir hayatımız yoktur.

Bazı hayatımıza hükmeden duygulardan uzaklaştığımız olur çok tutkulu bu aşkta olsa ama korku kadar hayatımızdan çıkmayan başka bir duyguyu  yaşadığımız yok gibidir.

Korkmayanlar kimler diye baktığımızda karşımıza;deliler -ölüler ve akil baliğ olmamış çocuklardır;çocuklar  ateşin üzerine korkusuzca giderler,onlar korkuyla daha tanışmamışlardır.

Çocuklar, korkuyla tanıştıklarında onların en güvenilir uyarıcıları ve korucuları  korku olacaktır.

Gördüğünüz gibi korku o kadar korkulacak bir duygu değilmiş;yeter ki biz kendimizde oluşan beşeri olan duyguları tanıyalım.

İnsanın hiç tanımadığı aslında kendisidir, korkusunu tanısa güvenliğini alan örgütlü silahsız  gücü de tanımış olacak.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums