Atilla Yayla Yiğit Bulut yolunda

  • 6.08.2013 00:00

 Basın üzerinde baskısını artırdıkça Erdoğan geçmişte kendine karşı olan şimdi ise; biat eden   insanları yandaş medyasında toplamaya başladı.

Kendisine faşist, BOP’ un kiralık aktörü, partisinin kapatılmasını savunan, devlet hükümete el koydu,diyen kişiyi,ekonomi baş danışmanı seçtiği Yiğit Bulut’la başlayan konvoya, Başbakanın yandaş medyasına Atilla Yayla’nın da katıldığını görüyoruz.

Bakalım şansı Yiğit Bulut kadar yaver gidecek mi Yayla’nın; ama gönlünü ferah tutsun bu yolda yazmaya devam ederse,televizyon konuşmalarıyla da desteklerse,en yakın sürede basamakları ikişer ikişer  atlar..Erdoğan,ahdi vefa duygusu olan bir siyasetçidir,kindardır ama kendine biat ettiyse bir kişi geçmişte ne söylediği çok önemli değil..

Atilla Yayla kamuoyunda liberal bir düşünce adamı olarak tanınır ama suyundan mı,toprağından mı geliyor, iktidara yakın gazetede yazmaya başlayanlarda istisnalar hariç, bir tuhaflık belirtileri başlıyor ve Başbakanın her olumsuz yaptığını sandıkla ilişkilendirerek övgüye boğup her demokratik tepkiyi,başbakanın korkusu olan  düşüncelerine yorumluyorlar.

Bu tezlerini de Atilla Yayla liberal demokrasiye uyarlıyor.

Eğer Radikal iki de 4.8 013 Tarihinde, Prof.Dr.Ümit Özkırımlı’nın “Akademi ve Gezi-fobi” başlıklı yazısını okumasaydım başka bir konuyu yazacaktım.

Atilla Yayla Yeni Şafak gazetesinde yazmaya başladıktan sonra bir entelektüel gibi değil de; Erdoğan’ın olumsuzluklarını ve antidemokratik uygulamalarını liberal düşünce içerisinde,gerekçelendirerek,liberal demokrasi de olmamasına rağmen haklı gösterme yoluna girmesi anlaşılır gibi değil.

Ümit Özkırımlı’nın dediği gibi Atilla Yayla Gezi olayları üzerine o kadar ahkam kesiyor ki; bu gençlerin ileri de CHP’de politika yapacağını, katılanların da CHP’li ailelerden olduğunu söylemesi ve niyet okuması kabul edilir bir şey değil.Gezi direnişinin ateşi 79 ili fitillemiş ortalama günlerce 2.5 milyon insan katılmış,CHP’nindüzenlediği mitinglere on bin insanı bir araya getiremiyor.

Başbakanın konuşmalarını takip etseydi Yayla; Gezi direnişini CHP organize etmiş olsa idi; Erdoğan mizah konusu yapardı ve iki aydır her gün konuşuyor,konuşmasının içinde hep Gezi olayları  birinci sırayı almazdı.Erdoğan ciddiye alıyor ama Yayla küçümsüyor.

Gerçi Özkırımlı,Atilla Yayla’nın 12 Eylül faşist darbesini destekler yazısını ortaya koyması Yayla’nın bireyin özgürlüğünü değil de, güçlünü haklılığını ortaya koyuyor.Atilla Yayla 12 Eylül faşist darbesi için:”12 Eylül 1980 hareketiyle,Türkiye,iç harbe dönüşmek üzere olan terör yangınından kurtularak huzura kavuşmuştur” diyor.(“Dünyada ve Türkiye de terör”,yeni Forum,1 Ocak 1985,cilt 6,sayı 128,s.37)

Aklına mı gelmiyor yoksa darbecilerden mi korkuyor ama soralım Yayla’ya;12 eylülden bir gün önce ortalama sağ-sol terör çatışmasından 25-30 kişi ölüyordu; darbeyle bu terör nasıl bıçakla keser gibi bir günde kesildi,bunu hiç sorguladı mı,Yayla?

Yine 12 Eylül faşist darbesinden önce,sabah sağcıyı vuran silahla akşam solcunun öldürüldüğünü bilmiyor muydu,bilmiyorsa hiç arka planına bakmadı  mı darbenin,Yayla?

 Ümit Özkırımlı’nın yazısından öğreniyoruz;Atilla Yayla askeri faşist rejimini gölgesinde yapılan 1984 seçimlerinin sonucunu yorumlaması inanılacak gibi değil; sanki askeri  darbecilerin gölgesinde yapılmamışta seçimler, demokratik bir ortamda yapılmış gibi yorumluyor ve şöyle diyor:

Türk Ordusu’nun demokrasiye bağlılık açısından emsali bulunmaz bir gelenek oluşturması da demokrasimizin yaşama garantilerindendir..Demokratik sistemimizin en büyük düşmanı olan anarşinin hortlamasını önlemek için bir çok tedbirin alınması,tecrübe sahibi bir cumhurbaşkanı(Kenan Evren’ kastediyor) görevde bulunması…demokrasimizin yaşaması yolunda umut kaynaklarındandır”(Seçimlerden çıkan sonuçlar ,Yeni Forum,1 Mayıs 1984,cilt 5,sayı 112,s.10)

İnanılmaz bir  durum insanın nutku tutuluyor, darbelerin gölgesinde yapılan seçimleri bireysel özgürlükleri öne alan liberalizminden  yola çıkan bir düşünceyi savunan kişi; bunu nasıl yazıyor?

Yayla’nın bu askeri faşist darbeye övgülerini okuyunca o zaman askeri vesayetten niye hep yakınıyor,çoğulcu katılımcı bir demokrasiden bahsediyor,askeri darbelerde kaç kişi idam edildi,kaç kişi göz altına alındı,kaç kişi vatandaşlıktan çıkartıldı;partilerin kapısına kilit vuran anayasayı fesheden,yasama,yürütme ve yargı kendisi olan beş generale böyle övgüler yağdıran kişiyi çok ta yadırgamamak gerek,bugün yandaş medyada görev almasını?

Başbakanın yanına sokuldukça,Yiğit Bulut’un  yolunda yolunuz açık olsun,yakında Yiğit Bulut’tan daha iyi bir yere gelmeniz dileğiyle,diyelim.Fazla bir yoruma gerek yok yolu bahtı açık olsun Yayla’nın!.

Askeri vesayeti rejimini sürekli her yazısında işleyen Atilla Yayla, iktidarda olmadığı halde iktidardaymış gibi sürekli de,AKP’nin hoşuna gitmeyen ve rahatsız olduğu eylemleri başta  Gezi olayları olmak üzere; CHP’yle ilişkilendirmesi anlaşılır gibi değil.

Başbakan Erdoğan’ın başarısının önünü Gezi direnişiyle kesmenin yolları aranıyor,diyerek, Gezi olaylarından kendine göre sosyolojik bir analiz çıkartıp,Başbakan’ın hoşuna gidecek şekilde güzellemeler okumasını anlıyoruz..

Çünkü Yayla, her zaman güçlünü yanında yer almayı ilke edinmiş, tutarlı bir düşünce adamı hakkını teslim edelim,Özkırımlı’nın ortaya çıkarttığı belge doğrulamıyor mu?

Başbakanın siyasetinden hatırlatma yapalım Yayla’ya,özel hayatı ve sosyal ve toplumsal sorunlar din ve mezhep üzerinden söylediklerini,uygulamalarını sıralayalım da, belki bu liberal düşüncede bunların yeri var mı yok mu,öğrenelim yanlış bir şey yağmayalım adam koca profesör ..

Askeri darbecilerden farkı ney Başbakan Erdoğan’ın sayın Yayla?

Basında yaşanan muhalif yazar ve çizerlerin üzerindeki iktidar baskısı sizin ilgi alanınız olan özgürlük lügatinize,  girmiyor mu?

Geziyi bir darbe senaryosuyla anlatıyorsunuz,peki Gezicilere Başbakanın talimatıyla uygulanan polis şiddetine,ne diyorsunuz?

Daha vahimi Gezi direnişine katılanlara Polisin hedef alarak kurşun sıkması ve bu olaylarda 5 gencin ölmesi ve 9 kişin gözünü kaybetmesi,  en kutsal olan insanın yaşam hakkının elinden alınmasına, ne diyeceksiniz?

Başbakanın tekdinden bahsetmesi,dindar nesil yetiştireceğim demesi,Kemalist gençlik yetiştireceğim diyen, bir dönem övdüğün generallerden ne farkı var ,gerçi şimdide Başbakanı övüyorsunuz,hakkınızı yememek lazım!.

Başbakanın Reyhanlı da bombalı terör saldırısında ölenler için benim 53 Sünni vatandaşım şehit oldu demesi,siz rahatsız etmiyor mu?

Başbakan’ın İnsan kanı akıyor demiyor,Müslüman kanı akıyor demesini, nasıl karşılayacağız?

Generallerin Harp okullarında yetişip mezun olanlar bu ülkeyi yönetecek kadrolar derken,şimdi Erdoğan’ın İmam Hatip okullarında okuyup mezun olanlar bu ülkeyi yönetecekler,demesinin liberal demokraside yeri var mı?

Askerlerin yeşil sermayeye uyguladığı baskının başka bir versiyonunu Erdoğan laik sermeye sahibi olan iş adamlarına; Gezi direnişine destek verdikleri için polisli vergi operasyonu, bu Kemalizm’in din versiyonunu uygulamak olmuyor mu?

Susurluğun üstünü örten darbecilerle, Roboski katliamını aydınlatmayan Erdoğan arasında bir fark, var mı?

Roboski katliamı sorulunca da her kürtaj bir Uludere demesini,nasıl kabulleniriz?

Başbakan’ın Demokrasinin olmaz olmazlarından olan  “kuvvetler ayrılığı bizim önümüze engel “ demesi,yargıya talimat verdim diye seslendirmesi,sizin liberal demokrasinizle, bağdaşıyor mu?

Başbakanın askeri faşist rejimin anayasasıyla ülkeyi yönetiyor,yüzde 10 barajıyla oy çalmasını liberal demokrasilerde bunun yeri,var mı?

Başbakanın alkol  kullananlara için söyledikleri,Kadıköy vapurundan  inen kadınların kıyafetinden rahatsız olması,kızların erkeklerin kucağına oturma sözleri, özel hayata müdahale,değil mi?

Alkol içenler gitsinler evlerinde içsinler sözüyle, başörtüsü takanlar evlerinde taksınlar aynı zihniyet olmuyor mu?

Sahi hiç sordunuz mu Başbakan AB’den niye uzaklaştı? Bu soruları çoğaltabiliriz şimdilik   kısa tutalım.

Siz darbeci Evreni demokrasinin güvencesi gördüğünüze göre, darbeyle parlamentoyu kapatmış adamı böyle tarif ediyorsanız; Erdoğan’ı bir gün halk kahramanı, özgürlüklerin meşalesini yakan kişi,diye övgü dolu sözler yazmaya başlarsanız,kimse şaşırmaz.

Bizde bu ülkede yaşıyoruz ve 12 Eylül faşizmini de yaşadık, gezi olaylarının da içinde fiilen yer almış eylemlerde bulunmuş birisi olarak; düşüncelerimize ve sorularımıza bir açıklık getiri misiniz?

Biz mi yanlış okuyoruz, yoksa siz mi doğru söylüyorsunuz sayın Yayla?

İki doğru olmaz, iki de demokrasi ve hukuk olmaz,temel hak ve özgürlükler evrensel  bir değer olduğuna göre; toplumlara ve çağa göre de  yorumlanamaz, öyleyse;burada bir yanlışlık  yok mu?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums