Gezi direnişine destek verenin ümüğünü sıkacağız!.

  • 27.07.2013 00:00

 Bir işçi emeklisi olarak işçi sınıfının burjuvaziye karşı yıllarca mücadelesini vermiş Marksist gelenekten gelen bir birey olarak ,Türkiye’nin en büyük burjuvazilerinden biri olan Koç grubuna yapılan haksızlığa karşı destek vereceğimi ve  bir yazı yazacağımı rüyamda görsem inanmazdım..Ama hayat sürprizlerle yaşanıyor.

Başbakan Erdoğan, Gezi olaylarını bir türlü unutamıyor, nerede konuşursa konuşsun her soruyu,olayları ve gündemi Gezi Olayları üzerinden yorumluyor,bütün soruların cevabı Başbakana göre Taksime çıkıyor.

Polis baskınıyla Koç grubuna ait olan Türkiye’nin en büyük kuruluşu olan Tüpraş’a yapılan polis denetiminde yapılan mali operasyon, ülkenin Suriye olaylarıyla paralel gündemini belirliyor.

Hatırlanırsa Başbakan Gezi Olaylarından sonra kimi şirket ve bankalara hukukta yeri olmayan biçimde hesap soracağını ilan etmiş,”Ümüklerini sıkacağız” demişti.

Koç grubuna böylesi apar -topar başlatılan polis eşliğindeki vergi operasyonu nereden çıktı?

Gezi direnişi olaylarında günlerce polis saldırısına uğrayan direnişçilere Koç grubuna ait olan  Taksimdeki Divan otelinin  kapılarını açması ve bir yerde geziye destek olarak algılandı Erdoğan tarafından.

Gezi olaylarında polisin orantısız şiddetine Avrupa Parlamentosu (AP)sert bir şekilde karşı çıkmış ve bir de AKP’e hükümetine karşı bildiri yayınlarken;gezi direnişine destek verip direnişçilerin endişelerinin haklı olduğunu, AKP’e hükümeti gittikçe dini otoriterleşmeye gidiyor,basın özgürlüğünü ortadan kaldırırken, kendisine destek vermeyen sermaye gruplarına,medya patronlarına ise devletin gücünü kullanarak vergi operasyonları düzenliyor,demişti..

Ve AP’nin aldığı karar karşılığını gördü ve Başbakan Gezi direnişine destek verdi,diye Koç grubunu ekonomik olarak  zora sokmak için düğmeye bastı.

Bu operasyondan bir şey çıkar mı olumsuzluk anlamında evet çıkar;bilinen bir hikaye var ya;trafik polisi ceza yazmak istiyorsa bir şey bulamazsa sürücüye, plakan çamurlu dermiş misali bir şey bulur vergi denetimcileri; hele de art niyetli ve talimatla geldilerse öyle gözüküyor kesin bir ceza kesecektir Koç grubuna.Yasal olmayan bir şey varsa kessinler bu devletin asli görevi buna kimsenin diyeceği yok.

Gelelim işin özüne, Başbakan bu kadar kayıt dışı verginin peşindeyse; ülke ekonomisinin yüzde 48’i kayıt dışı,gerçek vergi mükellef sayısı 1 milyon 700 bin kişi.20 milyon çalışanın 10 milyonu kayıt dışı çalışıyor bunun 6 milyonu tarımda gözükürken, 4 milyonu da diğer sektörlerde,10 milyon çalışanın yüzde 4 ‘ü sendikalı, neden bu kayıt dışının üstüne gitmiyor?

Daha tehlikelisi AKP’nin 10 yıllık iktidarında 10 bin 850 işçi iş kazasında ölmüş,bu iş kazalarında ölen insanların kaçı KOÇ grubuna ait işyerlerinde öldüğünü de açıklasın Erdoğan.Yılda 70 bin iş kazası oluyor ve her 6 saate bir işçi hayatını kaybediyor.

İş kazalarında ölen insanların büyük bir çoğunluğu  mütedeyyin insanların işyerlerinde oluyor ve kayıt dışı ekonominin döndüğü sektörlerde meydana geliyor,zahmet edip göz atarsa her şey tüm çıplaklıyla ortaya çıkacaktır.

Bu cinayet ekonomisinin döndüğü iş yerlerinin adlarını açıklasın Başbakan,kaç tanesi gezi direnişine destek veren iş yerleri çıkacak hodri meydan.

Başbakan Ekonominin çok iyi gittiğini anlatıyor ama 12 milyon insanın günde 2 dolar ile geçindiği  ve yoksulluğun değişmediği,en alt grubuyla en üst grubu arasındaki gelir farkı 8 kat olarak yerinde sayıyor,bankalardaki mevcut mevduatın yüzde 46’sı 51 bin kişini hesabı olarak gözüküyor,bunlar önemli değil mi? Böylesi gelir dağılımı bozukluğuyla nasıl iç barışı sağlayacaksınız?

Yine ekonomiyle ilgili bir açıklama; ülke  zenginleşiyor ama her yıl yoksul kesime dağıtılan yardımlarda düşüş olmuyor  ve sürekli yoksul sayısındaki artışı nasıl açıklayacağız,peki bu nasıl oluyor?

Başka bir yağmalamaya dikkat çekelim;her nasıl oluyorsa her yapılan ihaleye aynı şirketler katılıyor ve kazanıyor,her nasılsa bu şirketlere tahakkuk eden  vergilerden indirim yapıldığı haberleri ‘vergi mahremiyeti(gizli olma durumu) var’ denilerek ne doğrulanıyor ne de yalanlanıyor.Bizim kafamıza takılan  soru işaretleri Radikal gazetesinin ekonomi yazarlarından Ugur Gürses’în de dikkatini çekmiş ve 26 Temmuz 013 tarihinde köşesinde yazıyordu.

Devlet evrensel hukukla yönetilmiyor,saydam değil ve denetlenemiyorsa iktidar değişmesi,hiçbir anlam teşkil etmiyor ve adil bir  ekonomi uygulanmıyor.

Boşuna Erdoğan 26 kez Kamu ihale kanunu değiştirmemiş,AB’liğinde uzaklaşmasının nedeni şimdi daha iyi anlaşılmıyor mu?

AB’liğinin tam üyesi olan bir ülkede böylesi keyfi yasalar çıkartamadığı gibi, kendisine karşı olan bir Holdinge de keyfi mali polis operasyona yapamazdı Erdoğan.

Gezi direnişine katılanlar hazırlıklı olsun, ya yeni bir gezi direnişiyle AKP’nin keyfi operasyonlarına karşı demokratik mücadele edeceğiz;ya da TMMOB ile başlayan, gezi direnişe destek veren kişilerin evlerine yönelttiği göz altılar;bankalara ve iş adamlarına yönelttiği operasyonların arkası kesilmeyecek..Çünkü dışarıdan destek göremeyen içeriden gelen eleştirilere karşı yapacağı tek şey, cadı avı veya sürek avına çıkmakta arayacak gittikçe de sertleşecek Başbakan.

Yandaş basının içinde AKP’ye muhalefet eden bir tane gazeteci kalmadı neredeyse; gezi olaylarından sonra 72 gazeteci işinden atılmış veya kovulmuş,istifaya zorlanmış durum  bu kadar vahim basın özgürlüğü açısından..

Erdoğan, muhalefeti olmayan içinde hukuk geçmeyen, sandıktan birinci çıkana sınırsız yetki tanıyan,benzeri olmayan bir demokrasiyi savunuyor.. demokrasinin kuvvetler ayrılığı ayağımıza engel,demiyor mu?

Başbakan seçimler yaklaştıkça, zengine baş kaldıran adam edasıyla seçmenin karşısına çıkmayı hedefliyor ve Koç grubuna yönelik mali operasyonu da şöyle anlatacak;ben zenginin üstüne gidiyorum yoksulun hakkını yedirtmeyen biriyim,diyerek zengin-yoksul edebiyatı yapacak.

Gezi olayları Erdoğan’ da çok büyük  düşünsel hasar bırakmış gibi;bir de bunun üstüne Suriye deki Kürtlerin sınırımızda komşuluğunu ilan etmeleri gönyesini bozmuş görünüyor.

Ne kadar Kırmızı çizgilerimiz  varsa hepsi morardı,PKK’nın Suriye deki silahlı kolu PYD’in liderini uçakla getirip masaya oturduk.Bunu nasıl anlatacak Erdoğan çok merak ediyoruz.

Dış politikada ağırlığı olmayanın içeride söylediği hamasetten öteye geçmez.

 İftar sofralarında  söylenen güzel sözlerle,okunan ilahilerle sorunlar çözülmüyor!.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums