Para ile namaz kılınmaz da, para ile namaz kıldırılır mı?

  • 20.07.2013 00:00

 Gazeteleri tarıyorum internette elimde kalem kağıt birden gözüme bir yazı çarptı,19 Temmuz 2013 tarihli..

Milli Gazetenin kıdemli köşe yazarlarından yazıları genelde din içerikli olur, bu yazarın yazılarına  ben de zaman zaman göz atarım Mehmet Şevk Eygi’ne yazmış diye, yazının başlığı dikkat çekici tabi:

 ”TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Beyefendiye” diye.Hemen yazının çıktısını aldım ve dikkatlice okumaya başladım.

Din içerikli saygı selam ve ramazan ayına vurgu yaptıktan sonra rahatsızlığına geçiyor ve müsaade isteyerek rahatsızlığını uzun bir mektup ve öneriler haline getirerek dile getiriyor  Eygi Başbakan’a!.

 “Yazının konsepti Diyanet İşleri Başkanlığı(DİB) ında yaşanıyor: “Büyük bir vilayetimizin(o vilayeti belirtmiyor Eygi) kadın müftü yardımcısı binlerce caminin kadınlara ayrılmış bölümlerdeki kafes ve perdeler,din görevlilerini,bu emrimi yerine getirmezseniz canınızı yakarım” diye tehdit ederek,çıkarttırmıştır.”

Bu perdelerin çıkarttırılması ilk defa oluyor diyor hatta Osmanlı da ve cumhuriyet tarihinde darbeler döneminde bile olmadı,diye de uyarıda bulunuyor Başbakan’a yazar..Devam ediyor;

Camilerden çıkartılan kafes ve perdelerin çıkartılması,milyonlarca dindar Müslüman’ı derinden yaralamıştır..

Başbakan’a uyarılarda bulunuyor Eygi bunu da ‘on bir uyarı’ diye sıralıyor:

Birinci uyarı çok ilginç ve çarpıcı geldi bana,din ile  şikayetinin  ne alakası var anlamış değilim; şöyle diyor Eygi:

Taksim gezisinin ikinci perdesi sahneye konulacaktır.Bu seferki fitne birincisinden kat kat büyük,yakıcı ve tahripkar olacaktır.Gafil olmayalım.”

Anlaşıldığı kadar yazar din üzerinden gezi olaylarını yorumluyor ama gezi direnişinin çıkışı üstüne olumlu bir şey söylemiyor. İnançlı bir insan gibi değil de AKP’nin parti görevlisi gibi bakıyor.Hayatı din üzerinden Tanrı korkusuyla bakan birisi hiç mi ortalama 2.5 milyon insanın 40 gün  sokaklara dökülmesinden etkilenmez.

İkinci uyarısı daha çarpıcı ben ilk defa okuyorum veya duyuyorum; DİB’lığını feministlerin ele geçirdiğini,söylüyor:

“Diyanet feministlerin,camilerdeki kadın bölümlerinin önlerindeki kafes ve perdeleri kaldırmaları büyük bir bid’at ve fitnedir” diyerek;Müslümanlar emr-i ve nehy-i münker yapmazlarsa genel bir afet ve tokat gelebilir,diye de başbakanın dikkatin çekiyor!.

Çok merak ettim diyanetteki feministler demesini.Acaba kaç tane DİB’ lığında seküler hayatı savunan kadın var?

Üçüncü uyarısı:

“Müslümanların büyük bir kısmı zekatlarını Kur’ana,sünnete ve şeriata uygun şekilde vermemektedir.Zekat almaması,toplamaması gereken bir takım dernekler,cemaatler,vakıflar,tüzel kişiler fıkha aykırı şekilde zekat toplamaktadır.Bu büyük bir isyandır.”Başbakana kuran üzerinden toplumu yönetmesini ve politikasını din esaslı götürmesini öneriyor,ismini belirtmediği ama işaret ettiği derneklerin ve vakıfların kulaklarını çekmesini istiyor.

Yazarın Başbakana bu uyarı önersinde bu büyük bir isyandır sözünü okuyunca;Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti değil de yoksa,devletin din esaslı yönetildiğine kapıldım ve şaşırdım ve Gezi olayları üzerine içeride ve dışarıda gelen ortak tepki Erdoğan’ın dini otoriterleşmeye gittiği konusunda demokratik dünya kamuoyu mutabık olmuştu.Bunu Eygi’nin öneirleri de teyit ediyor.

Beşinci uyarısı daha çarpıcı yazarın:

“Parayla namaz kılınamayacağı gibi,para karşılığında tarikat ayini ve zikrullah yapılamaz” diyor.

Ne yalan söyleyeyim ben parayla namaz kılınamayacağı sözünü ilk okuyuncapara ile namaz kıldırılamaz,diye anladım sonra tekrar okuyunca fark ettim ki;”para ile namaz kıldırılamaz değil de para ile namaz kılınamayacağı imiş.

“Aslında Eygi kendisi de çok iyi bilir ki; İslam dininde para ile namaz kıldırılamaz ama nedense yazar buna değinmiyor ve DİB’lığında imamların para ile namaz kıldırdığı ve DİB’lığında dönen para ve puldan geçim kapısı olmasından hiç söz etmemesi aklına gelmediğinden, değil de; işine gelmediğinden ıskalıyor.Çünkü DİB’lığının  örgütsel potansiyeli devlet ve toplum üzerinde çok büyük bir ağırlık oluşturmuş vaziyette; bunu saygınlık anlamında söylemiyorum,güç ve toplumun inançları üzerinden etkileme anlamında belirtiyorum.

Yedinci uyarısı:

“Ülke çapında bir ilmihal öğrenme ve öğretme  kampanyası açılmalıdır” diye devam ediyor.

“Temel hak ve özgürlüklerden,insan odaklı beşeri ilişkilerden hiç mi hiç bahsetmemesi ve dine dayalı bir devlet yönetmesini; din ağırlık eğitime yoğunlaşması konusunda başbakan çağrı da bulunuyor.”

“Oruç tutanların oranında düşme olduğunu söylüyor İstanbul da oruç tutanların yüzde 40’a,İzmir de ise yüzde 20’ye düştüğünü söylüyor ama böyle bir araştırmanın kaynağını da vermiyor;halkı oruç ibadetine  ve namaza davet etmeyen bilenler,sorumlular büyük vebal altındadır.Korksunlar,diyor Eygi.Kıyafet konusunda da bazı tesettür kıyafetleri ve örtüleri islama Kur’ana ,sünnete,şeriata uygun değildir,diye dikkat çekiyor dokuzuncu uyarısında Başbakanı yazar.Gıdadan evde beslenen domuza kadar her şeyi ele alıyor, toplumu yönetmede; din esaslı bir yönetimde eksiklikler var demeye getiriyor Başbakan’a.”

Eygi, yazısını yorumdan çok öneriler üzerine oturtuyor..

Başbakan’ın da bu önerilere önem vereceğini tahmin ediyor haklı da yazar çünkü; Başbakan demedi mi;dolma bahçe ofisimden bakıyorum Kadıköy vapurundan inen kadınların kıyafetinden rahatsız oluyorum,diye..

Erdoğan, özgürlükleri din ve mezhep üstünden tanımlaması,tek din demesi,seçmeli kuran dersini müfredata koydurması,dindar nesil yetiştireceğim,neslimizi bozdular,caminin dışında başka bir ibadet yerini tanımayız,kürtaj yasağı,Reyhanlı da 53 Sünni vatandaşım şehit oldu,alkol ve  sosyal hayat üstüne söylediklerini hatırlayınca,yazarın uyarısı boşuna değil,durmak yok yola devam demek istiyor.

 Eygi’nin devleti dini esaslara göre yönelt diye Başbakan’a bir mektubu yazmasının nedeni anlaşılmıyor mu?

Bir kere bu anayasal bir suç,başta toplumu din ve mezhep üzerinden siyasi iktidara çağrı yapması,yazarın.

Gerçi bizde ne kadar safız sanki Erdoğan kendisine ağrı yapandan  farklı yaklaşıyor da..

 

Ben yazarın böylesi bir mektubu kaleme almasını çok doğal görüyorum geline süreç açısından.

AKP’nin 10 yıllık iktidar döneminde 8723 cami yapılmış yani,2 günde bir cami yapılıyor Türkiye de.Her yıl DİB’lığı 10 bin personel talep ediyor devletten, bunu Başbakan yardımcısı Bekir Bozdağ bir televizyon kanalında yüksek sesle dillendirdi.AKP’nin 10 yıllık iktidarında diyanetin bütçesi 11 bakanlığın bütçesine eşitlenmiş.DİB’lığı devlet içinde personel olarak üçüncü sırayı alıyor tam 130 bin kadrolu elemanıyla bunun 75 bini imam;ayrıca devlet protokolünde  DİB’lığı 51.sıradan 10’cu sıraya getirilmiş;sosyal politikalarımıza Başbakan evrensel hukukla değil de; DİB’lığının açıklamalarıyla karşılık vermiyor mu;kürtaj ve Alevilerin Cem evleri talebi konusunda.Başbakan demokrasinin kuvvetler ayrılığı önümüzde engel oluyor, yargı ayağımıza takılıyor sözleri  bir hukuk devletinde olacak şeyler mi?

İslami kesim, DİB’lığını kullanmadığı dönemlerde yani iktidara kendilerine yakın bir hükümet olmazsa DİB’lığı tasfiye edilmeli cemaate bırakılmalı,devlet elini DİB’ lığından çekmeli derler,kendilerinin destekledikleri siyasetçiler iş başında ise; hiç söz etmezler ve muhalefetteki konuşmalarını da unutturmaya çalışırlar..Başbakan  muhalefette iken  böyle değil miydi,Refah Partisinin  kapatılma gerekçelerinden  biri,DİB’ lığının özerkliğini savunması, savcılık iddianamesine  girmedi mi?

Parayla namaz kılınmaz ama para ile namazın nasıl kıldırıldığına bir açıklık getirir misiniz,ey topluma fetva veren sözde inançlı insanlar.

Sizin gibi düşünmeyen ve inanmayanların ödediği vergileri ile DİB’lığı üzerinden hayatınız idam ediyorsunuz ama helal mı haram mı, diye de bir sorun,öpüp öpüp anlınıza koyduğunuz, o kutsal kitap ne yazıyor?

Başbakana mektup yazan bu şahıs ta olmak üzere;AKP’e iktidarından  beslenen,etrafında dolaşan sözde dindar geçinen, konuşup-yazanlar sanki ahrette insanları bunlar sorgulayacakmış gibi bir eda içindeler!.

                                                                                                              

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums