Katili devlette saklı katliamlar

  • 20.03.2013 00:00

 Yazının başına oturdum nereden başlayayım,diye düşünürken;dönüp arşivimde yazdığım değişik internet sitelerinde yayınlanan yazılarıma bir göz attım.

Birde güncelliğini koruyan ve hiçte kaybetmeyecek kendime pay çıkartmak için söylemiyorum bir kuyumcu titizliğiyle çalışmama karşıma çıktı; 28 Aralı 2011 de yaptığım ”Anadolu coğrafyası ölüm tarlası,toplu mezar haritası” başlıklı üç sayfadan oluşan  çalışmam çıktı karşıma.

Yazıyı şöyle bir gözden geçirdim sanki dün yazılmış gibi duruyordu çünkü durması kadar da doğal olamaz toplu katliamlar aydınlatılmadığı gibi devam ediyordu.Tıpkı Uludere katliamının olduğu gibi.

Ben aslında üzerinden 15 ay geçen ve bir arpa boyu yol alınmayan,AKP hükümeti tarafından  kapatılmak istenen Uludere katliamı üzerine yazacaktım,bu çalışmamı görünce tekrar “Uludere katliamını”  ve AKP’nin on yıllık iktidarında on bin işçinin iş kazalarında ölmesini de ilave ederek tekrar bu faili belli cinayetlere,katliamlara geri döndüm ve Uludere üstünden bir yazı daha yazı yazmak kaçınılmaz oldu.

Uludere olayında ne olmuştu?

28 Aralık 2011 tarihide 17’si çocuk toplam 34 Kürt vatandaş sınır ticaret yapan insanlar, askeri savaş uçaklarıyla bombalamış,Türk basını bu haberi 24 saat gizlemesine rağmen yabancı ajansların haberleriyle öğrenmişiz toplum olarak.34 kişinin her organları etraftan toplanarak ve bir torbaya doldurulup katırlar sırtında parçalanmış cesetler katırlar sırtında cenazeleri köylerine getirildi.

Olay aydınlatılmadığı gibi savaş uçaklarına emir veren komutana madalya verildi,Başbakan da bu katliamı yapan komutanları kutladı ve teşekkür etti.

Bu katliamı gündemde tutan ve ülke gündeminden düşürmeyen bölge halkını ayaklandıran BDP ne olduysa,birden dut yemiş bülbül kesildi,hiç hatırlamaz oldu ve kamuoyunun beklentisine yanıtsız kaldı,imrallı görüşmelerinden sonra..

Uludere  raporunun mecliste oluşturan milletvekillerinin görüşleri doğrultusunda değil de;Başbakanlık ve Genelkurmay başkanlığının ortak çalışmasıyla yazıldığını gerçeklerle hiç alakasının olmadığını; CHP’li komisyon üyelerinin açıklamalarıyla öğrenmiş olduk.Uludere katliamını haklı olarak gündemden düşürmeyen ve her platformda gündeme getiren unutturulmasına,sulandırılmasına dik duruş sergileyen BDP’liler eğer Başbakanın başkanlığı üstünden pazarlık konusu ettilerse kulağımıza gelen haberlere göre öyle gözüküyor,” yuh olsun” onlara.

Siyasetin bu  kadar insan kanının üzerinden pazarlık yapıldığı,çirkinleştiği ve yozlaştığı yerde; toplu katliamları insanlık adına ve tarihsel sorumluğumuz açısından gündeme getirmeye ve gündemde tutmaya devam edeceğiz.Barış katliamları yok sayarak ve katilleri koruyarak mı sağlanacak?

Bu katliamları gündeme getiren yazar-çizerlerin susturulduğu, kovulduğu,işsiz bırakıldığı bir ortamda, İmrallı sürecinden şüphe duyulmaması kadar doğal ne olabilir?

Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır manisinin söylendiği yerde kışın geri geldiği haber oldu da bizim basında toplu katliamların yıl dönümleri hiç hatırlanmadı;hatırlayanlar da kibrit kutusu kadar gazetelerinde iç sayfalarda yer verdiler,televizyon haber  kanalları ise hiç oralı bile olmadılar.

12 Mart ta ne olmuştu; ordu hükümete muhtıra verdi hükümet istifa etti,kendi istediği teknokratlardan oluşan bir hükümet kurdurdu sağ-sol çatışmalarını bahane ederek..Bahane diyoruz;çünkü dönemin Genel Kurmaya Başkanı orgeneral Mmduh Tağmaç’a gazeteciler soruyor sağ-sol çatışmaları yani terör konusunda ne düşünüyorsunuz,diye?

Tağmaç:”Her şey bizim kontrolümüzde merak etmeyiniz iti ite kırdırıyoruz” diyor.

Bu sözü söyleyen general hakkında yargılama yapılmadığı gibi sorulmadı bile ve öylece yaptığı yanına kar misali bu dünyadan göç edip gitti.

16 Mart 1978 yılında faşistler tarafından İstanbul Üniversitesinde öğrenciler silahla tarandı ve 7 öğrenci öldü.Osmanlı da oyun bitmez misali bu kanlı katliamda zaman aşımına uğradı bildiğim kadarıyla.

Pek hatırlanmaz ama biz yine de hatırlatalım tarihe “Kanlı Pazar” olarak  geçen 16 Şubat 1969 yılında Beyazıt meydanında “Emperyalizm ve sömürüye karşı” mitingi için toplanan kalabalığın üzerine yaylım ateşi yapıldı sağcı militanlar tarafından; o gün Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan’ öldürüldü ve yaklaşık 200 kişiyi de yaraladılar,saldıranlar “komünistler Moskovaya” diye bağırıyorlardı. Bu kanlı saldırı hatırlanmıyor bile.

Bugüne gelirsek bugün dediysem yani doksanlı yıllara..

1995 yılında İstanbul Gazi mahallesinde olan ve  ölenlerin hepsinin Alevi vatandaşlar olduğu,  tarihe gazi olayları olarak geçen ve güvenlik güçleri tarafından katledilen 17 kişinin katilleri hala bulunamadı.

Birde Bizim Kürt vatandaşlarımızın soydaşları olan 16 Mart 1988 yılında komşu ülkemiz Irak’ın Kuzeyinde bir katliam yaşandı ve tam 5 bin kişi çoluk çocuk, yaşlı, kadın demeden  savunmasız insanlar kimyasal silahlarla katledildi diktatör katil Saddam Hüseyin tarafından ve tarihe de “Halepçe Katilamı” olarak  geçti.O günkü Türkiye de  siyasi sorumluluğu olanlar sesini bile çıkartmadı sadece kınamayla geçiştirdi.

Halep’çe katliamından   birkaç yıl önce Bulgaristan da soydaşlarımız olan Türklere Jifkof tarafından yapılan baskılar karşısında biz ülke olarak dünyayı ayağa kaldırdık haklı olarak ama burnumuzun dibinde 5 bin kişinin öldürüldüğü bir soy kırımının yapıldığı olayı görmemezlikten geldik.Hatta dönemin Başbakanı Demirel Halepçe katliamında sesiz kalmamız konusunda öz eleştiri vererek yanlış yaptığımız dillendiriyor,Kürt realitesinin tanıyoruz,diyordu  Siirt’te yaptığı açık hava mitinginde.

Bunları yazarken de aklımdan geçeni de paylaşayım; ben bunları niye yazıyorum kim duyacak,bilmiyor mu,diye de kendi kendime sordum..

Bunlar bilinmeyen sıradan bir olaylar değil ki; devlet tarafından yok sayılsın ama iş siyasetin rant olarak işlediği ve insan kanının üstünden pazarlık yapıldığı bir ülkede yaşadığımızı hatırlatalım dedik..

Hakikaten sormadan geçemeyeceğiz “devlet ne işe yarar”?

Devletin asli görevi nelerdir,devlet niçin vardır?

Hukuk devletinde; devlet,vatandaşın can,mal ve iş güvenliğinden sorumlu diyorlar?

Eğer böyleyse,bu toplu katliamlar,yılda iş kazalarında bin işçinin öldüğü yerde,bizim devlet ne iş yapıyor?

Yoksa bunlar devletin bilgisinde olanlar, olmasın?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums