Zemheri ayında gül ister benden!...

  • 24.12.2012 00:00

 Bu ülkenin gündeminin tutturmak hava raporundan zor,bir gündem üzerine yazmaya kalkarsınız daha yazıya başlamadan bomba denilecek bir gündemle sarsılırsınız..

Başbakan Erdoğan’ın Konya konuşması başlı başına bir yazı konusu:”kuvvetler ayrılığı önümüzde engel” demesi yenilir yutulur bir söz değil demokrasilerde. Bu köşeye takip edenler hatırlarsa ben sık sık Erdoğan’ın “muhalefetsiz ve hukuksuz bir demokrasi”  istediğini yazıp duruyorum.

Çünkü Erdoğan demokrasiyi çoğunluk ve seçim kavramından başka bir kuralını, ilkesini kabul etmiyor, seçimlerden birinci çıkan parti her şeyi belirlesin demek istiyor.

Neyse ben yoksulluk ve karakış üstüne düşüncelerime döneyim.

Kışın gelmesiyle haberler  pek değişmez aslında biraz bir yıl önceki haberlerle karşılaştırdığınızda;okullar kar nedeniyle iki gün kapatıldı,şu kadar köye ve mezraya ulaşılamıyor ve haber alınamıyor,yetkililer yoğun bir çalışma içindeler, lodostan soba zehirlenmeleri,doğal gaz sızıntısından ölen insanlar,buzda kayıp düşerek kol bacak kırılmaları,yolda ve dağda mahsur kalmalar,kayak merkezinde kayıp olmalar,bunlar bilinen çetin geçen kış haberleridir ve değişmez değişeceği de yoktur..

Kara toprağın beyaz örtüyle kaplanması farklı bir renk ve psikolojik havaya sokar insan karın yağması.

Kar,  en çok doğanın neresine yakışır, diye bir soru sorulsa ben tereddütsüz “dağa” derim. Kar, tabiatın her yerine yakışırı ama dağda başka bir görünümü vardır. Çünkü dağın beyaz örtüyle kaplanması sanki güzel bir kızın gelinliği giymesi gibidir, o kadar şık ve güzel görünür dağda kar.

Karın yağmasıyla güzel manzaralar gösterilir,kart postallık resimler gibi manzaralar kaplar adeta insanı içine çeker ama o beyaz bir zehirdir aynı zamanda hazırlıklı olmayan insanlar için kar..ölümü de sessiz ve  tatlıdır,soğukta ölecek insanın ilk önce uykusu gelirmiş.Halk arasında derler ya:”donarak mı ölelim,yanarak mı?”

Kış mevsimi gelip soğuklar kapıya dayanıp yolları kar kapattığın da,beyaz örtünün yoksul kesimi esir aldığı zaman benim içimi bir tedirginlik kaplar oturduğum ve yattığım yer ne kadar sıcak olursa olsun,içim hiç ısınmaz.

Hele bir de büyük  kentlerde evsiz sokaklarda yatıp kalkan insan manzaraları televizyon ekranlarında gördükçe,içim bir hoş olur kendimi kontrol edemeyecek kadar duygusallaşırım.

Taşıma usulüyle eğitim manzaraları ülkenin değişik bölgelerinden gelen görüntüler ve haberler ,yolda kalmış servis arabalarını minik ellerini üfleyerek  itmeleri yok mu; insanı insanlığından utandıracak kadar etkiler.

Bir toplumun yoksulluğunu ve adaletsizliğini çetin kış şartlarında,doğal afetlerde  görürsünüz.Siyasetçinin atıp tutmalarını ve foyalarını da  ortaya çıkartır.

Gelir dağılımının adaletsiz olduğu yerde, kış zengin mevsimi olarak yaşanır.

Diyeceksiniz ki,doğa görevini  yapıyor sende önleminin al kardeşim,soğuk-sıcak,deprem,yanar dağın volkanı,denizin tusinamisi,kasırga ve bütün doğa afetleri hakkında bilgiye sahip değilseniz,düşmanınızın yapmadığını yapar tabiat ve kundaktaki bebeği de öldürür .

S anki benim mor sümbüllü bağım var   zemheri ayında gül ister benden,diyerek merhamet duygusu olmayan doğaya mı isyan ediyor,ozan!..Yoksa aşık oldu kadın mı zemheri ayında gül istedi,ozandan,tabi bilemiyoruz.İnsan oğlu kaderinden şikayet  ettiği kadar iklim şartlarından da hep şikayetçi olmuştur,çünkü insan doğanın ayrılmaz bir parçasıdır.

Yazının konusu olan kışla gelen yoksulluğa ve adaletsizliğe dönelim biz..

Yukarıda kısaca değinmiştik; bir toplumun yoksulluğunu ve adaletsizliğini çetin kış şartları ve doğal afetlerin toplumun büyük resmini ortaya koyuyor,diye..

Bir ülkede 12 milyon insan günde iki dolar ile geçiniyorsa  bu resmi TÜİK raporu, başka araştırmalar bu rakamın 15 ile 17 milyon olduğu iddia ediliyor.20 milyon çalışanın yarısının sosyal güvenceden yoksun ve asgari ücretle çalıştığı,yılda iş kazalarında bin kişi ölüyorsa,27 AB ülkesinden olan iş kazalarının 7 katı fazla iş kazaları oluyorsa  ve uluslar arası Çalışma örgüt(İLO) tarafından kara listeye alındıysanız;dünyanın gelir dağılımı bozuk üç ülkesinden birisiyseniz,kayıt dışı ekonominin yüzde 48 olduğu,52 milyon seçmeni olan ama 3 milyon gerçek vergi mükellefinin olduğu,bankalardaki toplam mevduatın yani  bankalara  yatan paraların yüzde 48’i, 51 bin kişinin ise;felaket telalığı yapmaya gerek var mı?U ülke de terör biter mi,adalet adil dağılır mı?

Böylesi insan vicdanını sızlatan adil olmayan ekonomik sosyal politikaların olduğu ülkede “terör”  her zaman yer bulur ve her an iç çatışmalara davetiye çıkartmaz mı?

Bir de dünyanın en pahalı benzinin tüketildiği ve telefon görüşmesinin yapıldığı yerde, doğal gazı da bir hesapladığınızda, ardından gelen çetin kış şartlarının olduğu yerde; çetin geçen kış mevsimine mi isyan edersin, yoksa seni yönetenlere mi?

Ne yapalım çokta hevesli değiliz olumsuzlukları yazmaya ama bir düşünce adamı iseniz bunları ıskalama lüksünüz yok.

Siyasette ikbal arıyor, siyasetçinin sofrasından kalkmıyor, onun medyasında kalem oynatan tetikçilik yapan, akçeli işlerle uğraşan biri iseniz; bunları görmek ve göstermek istemezsiniz, bizim de farkımız bu olsa gerek.

Adil bir gelir dağılımın olmadığı yerde, çetin geçen kış şartlarını takdiri ilahi diye geçiştiremezsiniz?

Bu toplum Zemheri ayında sizden gül istemiyor!.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums