İktidar OHAL’e dayanarak öyle bir KHK çıkardı ki; ortalık birbirine girdi..

İktidar farklı anlatıyor, muhalefet farklı yorumluyor..

Gerçek şu ki; çoğu kişinin tüyleri diken diken oldu..

Nedir o madde?

İfade şöyle..

Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci fıkra hükümleri uygulanır.

---

İktidar diyor ki; bu 15 Temmuz akşamı ve 16 Temmuz sabahını kapsar.. Darbeci askerlere karşı direnenlerin ileride başına bir iş gelmemesi için yapılan düzenleme..

Muhalefet de diyor ki; hayır, bu ülkeyi iç savaşa bile götürür.. Çünkü birileri bu maddeye sığınarak terörle mücadele ediyoruz adı altında paramiliter örgüt kurabilir..

Hangisi doğru?

---

Maddedeki tehlikeli ifade şu..

‘Bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında..’

İktidar sözcüsü bu ifadenin 16 Temmuz gününü kapsadığını söylese de yarın öbür gün herhangi bir gösteri, yürüyüş, protesto eylemi 15 Temmuz’un devamı sayılırsa ne olacak?

İktidarı devirme eylemi sayılırsa..

Bu durumda..

Göstericilerin karşısına dikilen eli sopalı sivillerin bu maddeden yararlanmayacağının garantisi var mı?

Yok..

Çünkü madde açık ve net değil.. Muallak..

---

Gezi protestolarına bakalım.. Mahkemelerin bu yönde bir kararı yok ama iktidar ve iktidarcı yazarlar darbe girişimi kabul ediyor..

Yarın benzer bir protesto eylemi olursa ne olacak?

O eylem iktidar tarafından 15 Temmuz’un devamı sayılırsa..

Gezi protestoları sırasında dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ı hatırladınız mı? Ali’yi siviller sopayla döverek öldürmüştü..

Bu tür madde o tür adamlara cesaret verir mi? İktidara göre hayır..

Muhalefete göre evet..

---

KHK ile çıkan bu maddeyi okuyunca Ankara’da bir binaya asılan o tabela aklıma geldi..

Üstünde ne yazıyordu..

Halk Özel Harekât Ankara il Başkanlığı..

Halk özel harekât!..

---

Durum şu..

Muhalefet bu madde ‘Sivil çete kurma anlamına gelir’ diyor, iktidar ‘Ne ilgisi var, saptırmayın’ diyor..

Kimin dediği doğru.. Kararı kim vermeli?

Anayasa Mahkemesi..

Ama o mahkeme 20 Temmuz günü kepenk kapattı..

800 milyon lirayı kim yedi?

Geçenlerde KİTDER başkanı ile sohbet ediyorduk..

Kamuya ilaç tedarik edenlerin kurduğu derneğin başkanıyla..

Dedi ki; birçok ilaç deposu zor durumda.. Niye dedim; devlet (SGK) ilaç paralarını ödemiyor mu?

Ödüyor dedi; ama devletten hastalar için kullandığı ilacın parasını alan bazı üniversiteler bize ödeme yapmıyor..

Ne zamandır dedim..

Dört yıldır dedi..

Alacağınız kaç lira dedim..

800 milyon lira dedi..

Güldüm!. Yok artık dedim.. O da acı acı güldü; belgeleriyle vahim durumu masanın üzerine koydu..

---

Vahim diyorum, şundan.. Üniversite ilacı alıyor, parasını SGK’dan tahsil ediyor ama ilaç aldığı firmaya ödeme yapmıyor..

Bu durum dört yıldır böyleymiş..

Listeye baktım, ilk sırada İstanbul Üniversitesi var.. Akdeniz Üniversitesi var.. Ege Üniversitesi var.. Gerisini saymayayım..  Soruyorum; 800 milyon lira kimlerin cebine girdi..

Rektörlerin bi cevabı olur herhalde.. Müfettişler bi göz atar herhalde..