- 20.03.2013 00:00
1. AK Parti Kadrolarının Yapısı
10 Yıldan fazla süredir iktidarda olan AK Parti’nin, gerek üreten bürokratik kadroları gerekse yöneten ileri kademe kadroları olsun, önceki görevleri sona erdikten sonra bile yeni görevlerde yerlerini alabiliyorlar. Eski milletvekillerinin açılan bürokratik kadrolarda yerlerini almaları (bakan yardımcılığı), eski bakanların hükümetin atamasıyla üst kademe kurumları yönetebiliyor olmaları buna örnek teşkil ediyor. Görevden alınan danışmanların bile hükümete yakınlığıyla bilinen kurumlarda istihdam edilmeleri gözden kaçmamalı derim. Örneğin son olarak iki eski bakan; Atilla Koç ile Mehmet Hilmi Güler, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından Türkcell’in yönetim kuruluna atandı.
Vücuttaki DNA sarmalları genetik kodlarımızı içerisinde taşır. Tüm vücuttaki DNA sarmalları aynı özelliklere sahiptir. “DNA, hücre bölünmesi sırasında kendini eşleyerek yapısında bulunan bilgilerin yeni oluşacak yavru hücrelere geçmesini sağlar.”AK Parti bu yapıyı kadrolarında oluşturabilmiş ve bundan taviz vermeyerek yapısal bozukluğun önüne geçebilmiş bir parti.
· Hem kadroların görevdeyken sahip olduğu genetik kodların deşifre edilmesi önlenir hem de bölünerek çoğalmak gibi bir kabiliyete ulaşılmış olunur.
2. Seçmeni Kemikleştirme Çabası
AK Parti birimlerince açıklanan oy oranı %50 civarında.Bu oranın doğrulunu tartışmak bir kenara dursun, hedeflerinin en az %50 dolayında bir oy potansiyelini kemikleştirmek olduğunu söyleyebiliyoruz. Kırılmalar ya da azalma tehdidi gördüklerinde yeni hamleler yapıp alternatifleri daraltmaya hatta tek adres olamaya çabalıyorlar. Son aylarda da şahit olduğumuz örneklere bakarak söyleyebiliyoruz ki, Ak Parti kurumsal olarak rakiplerini bünyesine katmaktan ve farklılıkları homojenleştirmekten gocunmuyor. Bunu dominant karakter olmalarına bağlasanız dahi, hamlenin faydalarına olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor.
Ayrıca partinin, kendi seçmenlerinin hassasiyetlerinin ve eğilimlerinin farkında olduğunu söylemekte yarar var.Kazanılmış seçmen kitlesini tatmin edecek ve onlarla organik bağ kuracak adımlar atılmaya özen gösteriliyor. Seçmenlerinin muhafazakârlık ya da başka ‘belirgin’ ortak özellikleri taşıdıkları bilinerek politika üretiliyor. Homoseksüel, Alevi ya da Ermeni kesimlere karşı yer yer sert açıklamaların, benzer fikirlerde olan seçmenlerle aralarını sıkılaştırdığının farkındadırlar.
Ek olarak Başbakan Erdoğan’ın bölgesel lider olması yolundaki adımların, milliyetçi kesimlerin ‘etkin’ millet olmak konusundaki heveslerini beslediğini söyleyebiliriz. Türkiye’nin ‘Başrol’ oynayacağı her strateji, önemli bir seçmen kitlesi tarafından desteklenmektedir. Tüm bu adımlar düşünüldüğünde görülecek ki, Ak Parti %50’lik bir oy potansiyelinin tek adresi olma amacıyla adımlar atıyor.
3. Toplumun Her Kesiminde Desteklenen Özellikler Sürekli Besleniyor.
CHP’li vatandaşların istemeyerek dahi onayladığı bir üne sahip Ak Parti, “Çalışıyor” deniyor. “Hizmet-Proje Üreten” ününe kavuşmuş bir parti olduğunun farkında.Elindeki her enstrümanı bu role hizmet etmek için kullanıyor. Belediye muhalefette olsa dahi, arkadan dolaşıp İzmir’e bile proje geliştirme çabası buradan kaynaklanıyor. 3.Köprü, Alt-Üst Geçit, Duble Yol, Süper+Hızlı Tren projelerinin gündemden düşmemesi bu yüzden. 10 yıllık bir planla inşa edilmesi öngörülen projeler bile bugünden siyaset argümanı olabiliyor.
Sahip olunan konuma destek olan bir kaç özellik de atlanmamalı tabi. AK Parti projelerini kendisi üretiyor, kendi kadroları denetliyor; aksilik olduğunu kendi kadroları tespit ediyor ve yine kendi kadroları tarafından yeni projeler üretiliyor. Yani bu sarmalda, partiye hasar verebilecek herhangi bir dış etken yok; bağımsız bir denetime izin verilmiyor. Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı sık sık sınav sisteminde değişikliğe gidebiliyor ya da devlet ihaleleri iptal edilip yenilenebiliyor. Bu krizler partinin imkânlarıyla fırsata çevrilebiliyor. İktidar olmanın verdiği bir avantaj daha var. Her söylem haber değeri taşıyor. Partinin propaganda fırsatı çok yüksek. Yeni projeler haber olurken, ‘yenilenen’ projelerin de haber olduğunu belirtmekte fayda var. Böylelikle “Üretken Parti” imajı kendini yenileyebiliyor.
Yorum Yap