GENÇLİĞİN VEBALİ KENDİNE

  • 28.02.2013 00:00

 Her ne kadar korkutulmuş da olsak, 1960 ve 1970 kuşaklarının mücadele hikâyeleriyle büyüdük. Onları tek tek saymak da yetmez, onlara tek tek teşekkür de...  Türkiye tarihinin en coşkulu mücadelesini, başrollerini “Onların” oynadığı belgesellerle izledik. Bazıları “Deniz’ler” diyerek adlandırsa da, bence denizler bile yetmez onları tanıtmaya. Evet, geçmişimizde sadece halklar için, “insan” için kendisini sokaklara dökmüş, siyasetin gücünü kırmak için kendini tüketmiş gençlerden bahsediyorum. Saygıyla anıyorum.

 
Sonrasında ne mi oldu? Hak aramak anarşizm oldu. Sokakta olmak asi olmaya yetti. Bağırmak, asker ve polis tarafından seslerimizin kısılması için bahane oldu. Tüm Türkiye pembe tablolara hapsoldu. Apolitize oldu. Siyasetten uzaklaştı, kalplerimiz karartıldı.
 
Bu durum, öngörülemeyecek sonuçlar doğurdu. Bir kaç örnek vereyim. İstanbul 2010 Kültür Başkenti Projesi için, İstanbullulardan ek vergi toplandı; proje bitti, hala toplanıyor. ÖSYM’de hileli sınavlar yapıldı, polis okulu sınavlarında hile tespit edildi. 2004’te “Hızlandırılmış tren” kazası yaşandı, 41 kişinin öldüğü dava zamanaşımına uğradı, suçlular cezasız kaldı. Onlarca siyasetçi, özel alanlarına gizlice koyulmuş kameralarla şantaja uğradı, suçlular cezasız kaldı, hükümetimiz kazandı. Yıllardır öğrenci bileti alıp, toplu taşıma araçlarını kullanmak için Paso alınması zorunluluğu uygulanıyor, Ankara’da öğrenci olduğumuzu ispat için bir de 22 TL ücret ödüyoruz. Elektriğe, benzine, doğalgaza yapılan zamlar her ay kademeli olarak arttırılıyor. “Güncelleme yapıldı” deniyor.
 
Tüm bu saydığım olaylar sadece yüzlerce problemden bazılarıdır. Dünyanın her yerinde, bu tür sorunlara dik durabilmenin yolu sokaklardan, meydanlardan geçer. Anayasal haktır. Anayasanın 34. maddesiyle: “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” garanti altına alınmıştır.
 
Ne yazık ki bazı haklar anayasa ile verilmiş olsa da, toplumun ruhu, o dirilişe sahip olmadığında, anayasa maddesi bile etkisiz kalır.
 
Peki, vatandaşların, özellikle gençlerin mücadeleci ruhunu sindirmesinin nedeni nedir? Bana göre bunun nedeni, haklı mücadelelerinde, siyasi irade tarafından ya da toplumun zihninde haksız konuma düşürülmüş gençlerdir. Vatandaşlarını maddi ya da siyasi düzenlemelerle daha kötü konuma hapseden iktidara, dönem dönem genç örgütler tarafından protestolar düzenleniyor. Ancak başarılı olmak bir yana, gençlerin üzerlerine etiketlenen: “anarşist” tanımı daha da güçleniyor. Çünkü öyle ya da böyle, olaylar sürekli olarak şiddet ile sonuçlanıyor. Ya kolluk kuvvetleri öğrencileri kışkırtıyor, ya da öğrenciler sinirlerinin şiddete dönüşmesini engelleyemiyor. Bu nedenle hem katılım çok azalıyor, hem de yapılan haklı gösteriler marjinalleşiyor (kabul görmeyecek sınırlar dışarısına çıkarılıyor). Bu işten en çok siyasi iktidar kârlı çıkıyor. Gösteri yapan gençler için, kolaylıkla anarşist, asi, provokatör sıfatları yakıştırılabiliyor. Haliyle gösteriler amacına ulaşmak şöyle dursun, gençler yakalandıklarında cezai işlem uygulanabiliyor.
 
Ankara’da, siyaset bilimi son sınıf öğrencisiyim, benim de birçok siyasi uygulamaya karşı, içim içime sığmıyor, çıkıp dışarı “hükümet yanlış yapıyor” demek istiyorum.
 
Muhalif olmak iyidir, insanın ufkunu açılmak zorunda bırakır, sorgulamak ihtiyacı yaratır, yarar getirir, zarar götürür. Ancak şu an uygulanan yöntemleri, hem toplum hem de biz öğrenciler adına, zararlı buluyorum. Çünkü bana göre: Direniş zekâyla olur, ilimle olur, toplu bir şekilde ve inanarak olur, haklı direnişte şiddet olmaz, haklı direnişte sivri olan tek şey: zekânın ürettiği argümandır.
 
Zekânın ürettiği argümanları, yine zekânın sınırları zorlanarak hazırlanmış, meşru, şiddetten uzak, insanların haklı söylemlere dikkatini çekecek eylemlerle duyurmak gerekir. Belki bağırarak değil, insanlara yaptıklarımızı yüksek tonlarda duyurarak. Belki kavgayla değil ama haklarımız için gerekirse, fikirlerimizle kavga edecek kadar dik durabildiğimizi göstererek. Şiddeti dışlayacak kadar sakin, şiddeti utandıracak kadar zekice ve yeni yollar çizerek. Siyasetin ürettiği zararlara küfrederek değil, siyaseti yararlı hale getirecek alternatif siyaseti üreterek var olmanın üstün yararlarını görmeliyiz.
 
Aksi halde günümüzde ve gelecekte siyaseten atılan tüm yanlış adımlara “ses” verecek kitleler çoktan sindirilmiş olacak. Gençler sokaklara indiğinde iş işten geçmiş olacak. Haklı mücadelelerinde sokaklardakiler, hem anayasal düzenlemelerle hem de toplumun zihninde anarşist olacak. Unutulmasın, demokrasiyi daha güçlendirecek olan siyasetçilerin kendileri değil, genç fikirler ve meşru adımlardır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums