- 28.02.2013 00:00
Günümüz dünyası, içinde yaşayan insanlara sınırsız koşullar sunmaktadır. Her yaştan insan, doğanın ve bilimin sunduğu tüm olanaklara kolayca sahip olabilir, maddi imkânları izin verdiği ölçüde tüm ürünlerden faydalanabilir. 2012 yılında sahip olduklarımız, son yüz yılda gelişen dünyayı çok net bir biçimde kanıtlayabilir. Bu bilimsel ve teknolojik gelişmeler her alana etki etmektedir. Örneğin enerji ya da malzeme ile ilgili yeni bir teknolojik gelişme, tüm alanlarda kullanılan cihazlarda uygulanır ve sürekli geliştirilir.
Peki, sadece tükettiğimiz ürünler mi teknoloji ile gelişiyor? Hayır. Kullandığımız ürünlerin üretilme biçimleri de yenileniyor. Her alanda görebileceğimiz üzere; makineleşen üretim tarzı kendini sürekli geliştiriyor. İnsansızlaşıyor. Bu çok önemli bir bilimsel ilerlemedir ve uzun vadede insanların yaşam koşullarını etkilemesi kaçınılmazdır.
Sanayi devrimi dünya üretim koşullarına yeni bir boyut kazandırmışken, bu verimliliğin günümüzde yaşamımıza sunduğu olanaklar bir yandan heyecanlandırırken, ayrıca beni ürkütüyor. Filmlerde gördüğümüz robotların gündelik hayatımızın bir parçası olduğu hayatın, aslına bakarsanız olumsuz bir sonucu olması ihtimali korkutuyor. Bu olumsuz sonuç, işsizliktir.
Teknolojik ilerleme ile istihdamın ters orantılı olduğu aşikârdır, bu olumsuz duruma karşı yapılması gereken, iş alanları sağlayacak yeni yatırımlar yapmak mı? Bunun uzun vadede yeterli olacağına inanmıyorum! Çünkü ileri teknoloji kullanan yeni yatırımlar da istihdama, nüfusun arttığı ölçüde katkı sağlamayacaktır. Günümüzde içinde yaşadığımız ekonomik koşulların, Neo-Liberalizm’in (Çalışan kazanır, kazanan yaşar) etkisiyle ağırlaşan iş koşulları ve yetersiz istihdam, ileriki zamanlarda devletin etkisini gerekli kılacaktır. Yani benim öngörüm, sosyal devlet, refah devleti tercihen kaçınılmazdır. Devletin, ihtiyacından çok daha fazla iş temin etmesi gerekecek, sosyal hizmetleri (sağlık, eğitim, ulaşım vb.) ücretsiz yapmak zorunda kalacaktır. Üstüne üstlük iş sahibi olmayan, gündelik yaşamını sürdüremeyen vatandaşlara maddi destek sağlamaması düşünülebilir mi?
Aksi taktirde ortaya çıkacak kaos, hiç bir devletin başa çıkamayacağı bir hal alır. Toplumlarda büyük bir açlık ve kargaşa ortaya çıkar. Halkın devlet kurumuna güveni, en kötüsü ihtiyacı azalır. Toplum, yaşamını sürdürmek için tüm illegal yolları kullanmak zorunda kalır.
Tüm bunları şu yüzden yazıyorum: 2 Ağustos 2011 tarihli BBC’nin haberine göre, Apple’ın da bulunduğu birçok uluslararası şirkete üretim yapan Tayvanlı elektronik devi Foxconn, şirketteki robot sayısını üç yıl içinde bir milyona çıkaracağını belirtti. Şirket tüm dünyada bugün kullandığımız akıllı telefonları, bize günümüz teknolojisini sağlayan şirketlerden sadece bir tanesidir. Bu şirketin çalışan kişi sayısı 1.2 milyon kişidir.
Bu insanların yapacakları işleri robotların yapacağını düşünün. Peki, nasıl yaşayacaklar? Dünya ekonomik sisteminin olanakları, gelişen teknolojisiyle bu insanlara iş temin edebilecek mi?
Siyasetin alanı, özelleştirmeler ve şirketleşme ile daralmıştır. Asıl olan şudur: devletin hareket alanı daralmıştır. Güçsüzleşen devlet istihdam olanakları yaratmak için şirketlere baskı mı yapacak? Peki, hukuki zeminde şirketleri istihdama zorlama olanağı var mıdır?
Bu iddiama dünyanın önde gelen politik bilimcilerinden Francis Fukuyama’nın düşüncelerini eklemek istiyorum. “Eşitsizliğin güçlendirici faktörü teknoloji ve globalleşmedir, teknoloji daha da önemli bir hal almaktadır.”-“Silikon Vadisi’nde çalışmakta olan kişiler (teknoloji üretenler), her geçen gün istihdamı harap etmektedir.”-“Endüstrileşme sonrası döneme o kadar erken başladık ki, ekonomide kaybedenlere nasıl yardım edeceğimizi kestiremiyoruz.”
Sonuç olarak, gelişen dünyanın teknolojileri toplumların iş imkânlarını daraltıyor. Teknolojinin ürettiği robotlar, aslına bakarsanız insanların işlerini ellerinden alıyor. Günlük hayatımızda bunun yavaş yavaş olduğunu görebilirsiniz. Akbil aleti muavinin işini elinden aldı, artık inşaatlarda betonu iş makineleri döküyor, onlarca kişinin çalışabileceği fabrikalar, ustaları işsiz bırakan makineler kullanıyor. Tabii ki tüm bunlar, bilimsel açıdan önemli gelişmelerdir. Ancak dikkatinizi çekmek istediğim: bilimin ürettikleri, bizleri işsiz bırakıyor. Bugün her ne kadar devletin gücü azaltılsa, özel sektöre devredilse de, devlet kurumunun bu güce ihtiyaç duyacağı bir ortam bizi bekliyor. Devlet, vatandaşlarına bugün sunduklarından çok daha fazlasını vermek zorunda kalacaktır. Bunun siyaset bilimindeki ismi, Sosyal Demokrasidir. Aksi taktirde... Devletin bizlerin elimizden tutmadığını gördüğümüzde, biz devlete ihtiyaç duyar mıyız? Sosyal Demokrat politikalar uygulayacak bir devlete ihtiyaç duyacağız.
Yorum Yap