Eline Hrant’ın kanı bulaşanlar…

  • 29.01.2016 00:00

 Silivri- Mersin hattında sistematik işkenceyle, tuvalette uyutulup, namaz kıldırılıp, yemek yemek zorunda bırakılmam üzerine kaleme aldığım yazım, beklediğim tepkilere neden oldu.

Kafasını kuma gömenler, korkudan tepki veremeyenler, “oh olsun” diye tempo tutanlar…

Konuşunca mangalda kül bırakmayan, insan hakları, demokrasi, hukuk kelimelerini ağızdan eksik etmeyenler…

Hrant Dink’i ölüme götürüp, o “cümleleri” manşet çeken, ardından linç eden, katliama ortak olup, “eline Hrant’ın kanı” bulaşanlar, “Hürriyet” ve özgürlük seslendiricileri…

367” rezaletine imza atıp, “411 el kaosa kalktı” diyenler,

28 Şubat’ın “zinde kuvveti”, Cumhuriyet mitingleri organizatörleri…

Geçmişleri binlerce günahla dolu, günahlarını unutmuşçasına, bugün birilerine, özellikle bana, “ayar” ve “akıl” veriyorlar.

Yaptıkları, en hafif tabirle “terbiyesizlik”. Andıç rezaletine, Akın Birdal’a onların haberleriyle suikast girişimine girmiyorum bile.

Muhtar bile olamaz” dedikleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, bugünlerde güzelleme yapmalarına ne demeli…

Senin önüne yatarım Rıza” diyenleri eleştirenler, benzer şeyi yaptıklarını görmediğimizi mi zannediyorlar.

Kendilerini anlıyorum da, cambaza bak taktiğiyle, bu durumu başka soslar adı altında pazarlamalarına itirazım.

Arşive bakma huyları yok, biliyoruz…

Her gün baktıkları aynada kimin suratını gördüklerini doğrusu merak ediyorum.

Çevik BirÇetin Doğan’ın “öğrencisi” olduklarını unutmuşçasına…

Son günlerde yazdıklarına bakılırsa, hepsi birer “Mahatma GandiMartin Luther KingMandela”ymış da haberimiz yokmuş.

Bu “ikiyüzlülerin”, eline Hrant’ın kanı bulaşanların, darbe şakşakçılarının, tuvalette işkenceye tepki vermelerini zaten beklemiyordum, öyle de oldu.

Cemaat cezaevinde Baransu’ya, Hrant yazısı yazdırdı” diye haber yaparlarsa da şaşırmam.

Son iki yıldır, “gazetecilik” dışı kulvarda mücadele etikleri için “havuz bültenlerine” diyecek bir lafım yok. “Villada, kuş tüyü yatakta Banransu’yu yatırdık” manşetleri atmamaları hata olmuş.

 

SAVCI KÖKÇÜ, CİNAYET ORTAKLARINI AKLADI

Burada bir parantez açıp, Hrant Dink soruşturmasını yürüten, sonra görevden alınan “savcı” Gökalp Kökçü’ye bir hatırlatma yapayım.

Balyoz’la ilgili haber yaptım diye beni tutuklatan Kökçü, Hrant’ı ölüme götürenleri, taşları bir bir döşeyenleri, Hürriyet gazetesinin manşetini, sonrasında yazarlarının yazdıklarını, soruşturmasına nedense dâhil etmedi. Edemedi. Veli Küçükleri, Kerinçsizleri akladı.

Polisle ortaklaşa, sahte ihbarla”, “soruşturmacı savcılık” oynuyordu. “Engin Dinç’i iddianameme koydum” sosuyla, diğer aktörleri, ortakları akladı.

İddianamesini okudum. Hatalarına girmiyorum bile. Askerde olan bir ismi bile görevde yazacak kadar “savcı” kendisi. Yıllar önce de ilgisiz birisini iddianamesine koymuş mahkemede bu skandalı ortaya çıkmıştı. Hâkim, “olayla ilgisi olmayan bu adamın burada ne işi var” demişti.

 

BOZDAĞ’IN İNFAZ SİSTEMİ

Sağ olsun Adalet Bakanlığımız ve onun çok değerli Bakanı Bekir Bozdağ da sessiz kalmamış tuvalette yapılan işkenceye; “Kimseye ayrıcalık tanımaksızın infaz sistemi uygulanmaktadır.

Sayın Bozdağ, birkaç hafta önce yazdığım bir yazıya da cevap vermişti. Silivri’de tuvalette banyo yapıp abdest alma şikâyetime, “Dubleks villada kalıyorlar bir de şikâyet ediyorlar” türü bir açıklama yapmıştı. Urla villalarıyla karıştırdı sanırım.

Sayın Bozdağ ve partisini anlayabiliyorum. “Dindar” olduklarını söyleyip, başörtüsü dâhil son yüzyılın tüm zulümlerinin getirisini topladılar. Bir gazeteci çıkıp, “Dindar hükümet Kur’an-ı Kerim okumamı yasakladı, tuvalete yatak atıp burada namaz kıldırdı. Camsız pencerede tutuklunun donması, kimbilir belki de ölmesini istedi. Bu da yetmedi tuvaletin ayağında yemek yedirtti” diye yazı yazınca bütün makyaj döküldü.

Tarih, bugünleri bu kelimelerle yazacak, onlar da farkında, Bozdağ da.

Mağduriyet edebiyatı üzerine siyaset inşa edenler için zor bir durum.

Açıklamalarındaki aceleciliğin, tutarsızlığın nedeni de bu.

Üşenmedim, Sayın Bozdağ için “infaz sistemini” tekrar, baştan açıp okudum. “Tutukluya Kur’an verilmez, yolda Kur’an okuması yasaklanır” diye bir madde göremedim.

Pencere var, cam yok, üşüsün, ölsün…” türü maddeyi çok aradım bulamadım.

Bu arada Sayın Bozdağ, infaz sisteminde, “koğuşlar yasadışı dinlenir, avukat odalarına dinleme cihazı konur, önceki cezaevinde bu işlerin mastırını yapan tecrübeli isimler Silivri’de görevlendirilir” maddesi de yok.

Yahu, şu sesler çok fazla, çözümü bizim için zor oluyor, siz tecrübelisiniz, bunu bir çözün” şeklinde bir maddeye de rastlamadım.

Acaba diyorum Sayın Bozdağ, sizin infaz sistemiyle, bizim okuduğumuz infaz sistemi farklı da biz mi bilemiyoruz.

(Yüksek Güvenlikli Silivri Cezaevi)

mbaransu@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums