TESEV barış karşıtı!

  • 6.05.2013 00:00

 Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV), “Türkiye’de Ordu, Polis ve İstihbarat Teşkilatları: Yakın Dönem Gelişmeler ve Reform İhtiyaçları” başlıklı bir rapor yayınladı. Rapor geniş bir şekilde dünkü Taraf’ta yer aldı.

Rapor üç ana başlık hâlinde kurumları inceliyor, demokrasi vurgusunun ardından, Türkiye’nin acilen demokratikleşmesi gerektiğini belirtiyordu.

Orduyla ilgili yapılan tesbitler özetle şöyleydi: Darbe yasaları ve mevzuat yerli yerinde duruyor. Bu özerk yapı her an siyasete tekrar müdahale edebilir. Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanı arasında “yetki-sorumluluk bozukluğu” sürüyor. YAŞ’ın antidemokratik yapısı, yargıdaki çift başlılık devam ediyor. Ordu denetlenmediği gibi, bütçe ve savunma politikalarında sivil denetim yetersiz. Askerî harcamalar Meclis’in denetiminden kaçırılıyor. Askerlerin işlediği hak ihlalleri tarafsız mahkemeler yerine, emir komuta zinciri içerisindeki askerî mahkemelerde görülüyor.

Polis başlığında ise, gözaltı, gözaltı süresi, müdafi hakkının kısıtlanması, polis şiddeti ilk antidemokratik tesbitlerden bazıları. Önleyici istihbarat adı altında dinleme başta olmak üzere hukuksuz eylemlerin varlığı da rapordaki bir diğer çarpıcı tesbit. İnsan hakları ihlallerinin sistematik olarak cezasız bırakıldığı da ayrıca not edilmiş.

Raporun en dikkat çeken bölümlerinden biri de son günlerde tartışma konusu olan ve her geçen gün imtiyaz tanınan Milli İstihbarat Teşkilatı’yla ilgili bölüm. Dünkü Taraf’ta özetlenen bölüm şöyle;“MİT’in yetkileri ve görev alanı, başta siyasi muhalifler olmak üzere tüm yurttaşlar için insan haklarının korunması açısından tehlikeli sonuçlara yol açacak şekilde geniş tutulmuştur. Meclise sunulmuş olan Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı’nda ‘devlet sırrı’ tanımı ‘milli güvenlik’ gibi oldukça muğlak bir kavrama dayandırılmakta, her türlü bilgi ve belgenin devlet sırrı olarak gizlenebilmesi olanaklı kılınmaktadır. MİT’in hâlihazırdaki denetimi son derece kısıtlı sadece kendi iç teftiş kurulları yoluyla ve Başbakanın tasarrufuna bağlı olarak yapılabilmektedir. Teşkilata yargı denetimi karşısında sağlanmış olan koruma zırhı, Şubat 2012’de daha da sağlamlaştırılmıştır.”

Bu bilgilerin ardından gelelim bu yazının asıl konusuna. Hatırlanacağı gibi 12 Eylül Referandumu’nda iki önemli konuya evet demiştik. Yeni anayasa yapılacak, antidemokratik yasalar değiştirilecekti. Yüzde 58’lik evet oyuyla Türkiye bu imtiyazların değiştirilmesini beklerken, AK Parti hükümeti kılını kıpırdatmak şöyle dursun, MİT bahsinde olduğu gibi yeni antidemokratik yasaları, kanunları Meclis’ten peşi sıra geçirdi.

Özel hayata girenler, yasa dışı dinleme yapanlar, ihale hırsızları, şike ve yolsuzluk yapanlar Meclis’ten geçen yasalarla koruma altına alındı, aklandı. Sayıştay’ın yetkileri ve denetimi değiştirilip, denetimsiz bir yapı oluşturulmaya çalışıldı. Bunun gibi onlarca kanun Meclis’ten geçirildi.

12 Eylül referandumunda AK Parti’nin dağıttığı broşürler arasında benim de fotoğrafım yer almış, Van Jandarma Komutanlığı’nın hukuk dışı dinlemesine vurgu yapılarak “Evet oyu çıkarsa, Mehmet Baransu gibi hiç kimse artık yasa dışı dinlenemeyecek. Dinlenenler hukuk önünde yargılanacak” denmişti.

Bu broşürlerin mürekkebi bile kurumadan MİT’in beni, Ahmet Altan’ı, Yasemin Çongar’ı, Markar Eseyan’ı, Mehmet Altan’ı, Amberin Zaman’ı ve birçok Taraf yazarını, sahte isimlerle, ajan suçlamasıyla dinlediğinin belgesi ortaya çıkmıştı. Savcıların soruşturmasının ardından yargılanmalarını istediği MİT yetkilileri ise Başbakan Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla korunmuştu. Yargılanmalarına izin verilmemişti. Erdoğan, devlet sırrı, mili güvenlik vurgusunun ardından “MİT istediğini dinler” diyerek, yasadışı dinlemeye onay vermiş, tarihe geçecek belgeye imza atmıştı. (Altında Başbakan Tayyip Erdoğan yazan bu belgeyi ve AK Parti’nin dağıttığı broşürü çocuklarıma onur madalyası olarak saklıyorum.)

TESEV’in hazırlamış olduğu rapor bize fazla söz bırakmadığı için yazımı noktalamadan önce şunu da belirteyim. Raporda dikkatimi bir eksiklik çekti. Demokrasi önündeki dördüncü engeli unutmuşlar; hırsızlıklar ve hukuk dışı eylemler ortaya çıkmasın diye antidemokratik yasalar yapan hükümet atlanmış.

Otoriter bir başkanlık ve sistem için “demokrasi” diyen herkesi “savaş” yanlısı ilan eden “amasız barışçılar”, demokrasi diyen bu rapordan sonra TESEV’i de savaş yanlısı ilan ederlerse şaşırmayın.


İçimde kalmasın...

Sevgili Ahmet Hakan bundan aylar önce Hürriyet’teki köşesinde kaleme aldığı bir yazısında iktidarla ayrışmamı 7 Şubat MİT krizine bağlamıştı. O gün yazıyı okurken yüzümde muzip bir gülümse belirmiş, “sen de mi Ahmet” demiştim.

Hakan, dikkatli bir göz benim için. Haftada bir köşe yazan biri olarak, yazılarıma kısa bir göz atabilirdi. Ayrışmanın aslında aylar önce “12 Eylül referandumunda verilen sözlerin yerine getirilmemesi, hukuk dışı yasaların peş peşe Meclis’ten geçirilmesiyle” başladığını görecekti. Tam da TESEV’in ortaya koyduğu rapordaki gerekçelerdi iktidarı eleştirmem.

Yeri gelmişken not düşeyim dedim. İçimde kalmasın sevgili Ahmet.


mbaransu@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums