‘Ben sizin babanızım’

  • 3.12.2012 00:00

 Fehmi Koru’nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan üzerine yazdığı “Tayyip Bey’i anlamak” yazısını okuyunca aklıma Barbaros Hayrettin’in bir dönem dillerden düşmeyen şarkısı geldi.


“Öl de baba ölelim, eyvallah.
Gül de baba gülelim, eyvallah
Sev de baba sevelim eyvallah
Ben sizin babanızım
Ben ne dersem o olur.”

Koru, son bir yılda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın söz ve davranışlarına yansıyan olumsuzlukları bir babanın evlatlarına karşı yaklaşımına benzetmişti yazısında:


“Başbakan Tayyip Erdoğan kendisini evlatlarını yanlış etkilerden korumakla görevli, onların üzerine titreyen bir baba gibi görüyor. O tür babalar gibi, yapılan yanlışı yüze vuruyor, düzeltilmesini istiyor, düzeltilmezse başa geleceği hatırlatmadan da edemiyor.”

Yazısına konu edindiği bu yaklaşımının kamuoyunda eleştirilmesi üzerine Koru dün ikinci bir yazı yazma ihtiyacı hissetti. “Babalar ve çocuklar üzerine” başlıklı yazısında, medyanın, yazdıklarını yanlış anladığını söyledi:


“Medyanın bir bölümü ‘Babanıza itaat edin’ dediğimi sanmış. Dediğim şu; Tayyip Erdoğan ülkemizde yaşayanların ‘iyi birer insan’ olmasından sorumlu olarak görüyor kendisini. Bir tür ‘baba’ gibi yani; ama sert bir baba. Her sert baba gibi de dediğim dedikçi; yanlış da olsa söylediklerinin dinlenmesini, isteklerinin yerine getirilmesini arzuluyor... ‘Babanıza itaat edin’ sonucunun yazımdan çıkartılması hem garibime gitti hem de gözümü açtı.”

Koru’nun her iki yazısını da okudum. Medyadaki genel kanaatinin aksine köşesinde dile getirdiği benzetmeden “Babanıza itaat edin” yaklaşımını çıkarmadım.

Ancak Koru gibi duayen bir gazeteciden, farklı bir değerlendirme beklediğimi de itiraf etmeliyim. “Bir evlat olarak”, “babasını”, eleştirel bir gözle değerlendirebilirdi. “Babadır, ne yapsa yeridir” yaklaşımından çok daha ötesini yazmaktı hakkı.

Madem bir “evlat” olarak kendisi bu alanı eksik bıraktı, bir “vatandaş, seçmen ve gazeteci” olarak bu eksik alana giriş yapayım.

Ve soruya şuradan başlayalım; Ya “baba” hata yaparsa?

Uludere’yi, yaşananları, sonrasında “‘baba’nın” ve “evlatlarının” söylediklerini hatırlıyorsunuz. En yakın zamanda çözülecekti hatanın nereden kaynaklandığı. Sorumlular hesap verecekti. Hem “anne” de ziyaret etmişti Uludere’yi. O da söz vermişti “ana” şefkatiyle.


Sonrasında ne mi oldu?

Uludere komisyonunun AK Partili vekilleri, “istihbarat kimden gitti, bomba emrini kim verdi gibi soruların cevabı raporumuzda olmayacak. Kamuoyu raporumuzdan fazla bir şey beklemesin” dediler.


Bir “evlat” olarak sineye çektik.

“Özel yetkili mahkemeler sınırları aşıyor” yalanıyla Meclis’ten bir yasa geçirildi. Kilitli kasada saklanan yasayı, “Beşli çete haricinde AK Partili vekiller dâhil kimse bilmezken” bu köşeden Meclis’te nasıl bir yasa çıkacağını yazdım. Tam da yazdığım gibi bir düzenleme çıktı.

Çıkar amaçlı suç örgütleri Özel Yetkili Mahkemeler’in yetki alanından kaçırıldı. Yani; rüşvet, kamuyu ihalelerinde örgütlü dolandırıcılık, belediyelerin ihalelerde yaptığı yolsuzluk, usulsüzlük “usta” bir manevrayla örtüldü.


Bir “evlat” olarak sineye çektik.

Şike soruşturması, bir gece yarısı ansızın çıkartılan yasa, şikecilerin korunması, kişilerle kurumların ayrılması, damat Göksel Gümüşdağ’ın yargıdan kaçırılışı, yaptığı pisliklere rağmen korunması, şike rezaletinin kapatılması için Futbol Federasyonu Başkanlığı’na Yıldırım Demirören’in seçtirilmesi..


Bir “evlat” olarak sineye çektik.

Milletvekili bile yapılmayan bazı bakanların haklarındaki iddiaları bilmekti hakkımız ama bunu da...


Bir “evlat” olarak sineye çektik.

“28 Şubat operasyonları dalga dalga ülkeyi boğuyor” dedi “baba”. 28 Şubat’çı Aydın Doğan’la kırmızı kurdele kesti.


Bunu da bir “evlat” olarak sineye çektik.

Sayıştay Yasası, belediyelerdeki yolsuzluk, bakanlıklardaki usulsüzlük, Suriye, düşen uçağımız... Daha yüzlercesi...


Hepsini bir “evlat” olarak sineye çektik.

Çocuklar ne zaman büyür diye sormuş Fehmi Koru. Cevabını da kendisi vermiş: “Babaları karşısında haklı çıktıkça.”

Ben de merak ediyorum.


Bu ülkenin “evlatları” haklı çıkmak için daha ne yaşayacak?

Koru’nun aksine yaşananları bir “Babanın evladına karşı yaklaşımı” olarak değerlendirmiyorum. Üst üste hata yapan, söyleyecek sözü olmayan, partisinin hatalarını örtmek zorunda olan birinin yaklaşımı yaşadıklarımız.

Bu ülke Süleyman Demirel’i, ailesini, çevresini, partisini ve yaptıklarını gördü. Sizi bilmem ama bu bünye ikinci bir “babayı” kaldırmıyor. Tıpkı “Tansu Ana’yı” kaldırmadığı gibi. Daha önce AK Parti ANAP’laşıyor demiştim ama yazınızı okuyunca “gözüm açıldı”, yanıldığımı anladım. Tayyip Bey “Sülümanlaşıyor”, AK Parti DYP’leşiyor sanırım.

Son sözüme gelince; bize “baba” değil, Hz. Ömer adaletini sağlayabilecek yöneticiler lazım.


mbaransu@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums