En kötü senaryoya göre hazırlık

  • 17.06.2019 00:00

 Geçen haftadan haberlerle Türkiye’nin güvenliğini birinci derecede ilgilendiren bazı gelişmeleri aktararak başlayalım:

-Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Rum Yönetimi, hidrokarbon aramaları için bölgeye gönderilen Türkiye’ye ait Fatih Sondaj Gemisi’nin mürettebatı hakkında tutuklama kararı çıkardı.

Ankara, “Gerekli cevap verilir” açıklaması yaptı.

-Suriye’nin İdlib kentinde TSK’ya ait gözlem noktalarından birine Şam rejimine ait olduğu düşünülen güçler tarafından havanlı saldırı düzenlendi.

Ankara bu gelişmeye karşılık olarak da “Tekrarlanırsa cevap verilecek” açıklaması yaptı.

-Perşembe günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 7 yıldır Türkiye için temel beka konularından birini teşkil eden Kuzey Suriye’deki tehditten bahisle müjdeli bir haber verdi, “Kurulmak istenen PKK devleti artık ihtimal dışı” dedi.

-Hürmüz Boğazı’nda Japonya’ya petrol taşıyan iki tankere sabotaj düzenlendi. Japonya Başbakanı Abe’nin ABD ile İran arasında arabuluculuk yapmak için Tahran’a yaptığı ziyaret takvimiyle eşzamanlı gerçekleşen bu saldırı, bir süredir kullanımda olmayan ifadesiyle ‘manidar’ bulundu.

Bütün bu gelişmelerin hepsine birden dokunan S-400 hava savunma sistemi meselesini işte böyle bir ortamda tartışıyoruz.

ERDOĞAN: ALACAK DEMİYORUM ALMIŞTIR

Geçen hafta S-400’lerle ilgili Ankara’dan ‘kararlılık tekrarı’ anlamında yeni demeçler geldi.

İçeriğine baktığımızda artık geri dönüş ihtimalinin kalmadığını gösteren açıklamayı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yaptı.

“Türkiye S-400 savunma sistemlerini alacaktır demiyorum, almıştır. Biz bu işi bitirdik. İnşallah önümüzdeki ayda bu sistemin ülkemize teslimi yapılacaktır” dedi.

Anadolu Ajansı’nın Editör Masası programına katılan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da, “S-400’ler ile ilgili hiçbir şekilde geri adım atmayacağız. Bağımsız ve özgür millet olmak için kararlılığımızı devam ettireceğiz”beyanında bulundu.

Bu açıklamaları bir önceki hafta Perşembe günü Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a mektup gönderen, gönderdiği mektubu da belli bir amaç doğrultusunda basına sızdıran ABD Savunma Bakan Vekili’nin tehditlerine verilmiş bir yanıt olarak da anlayabiliriz.

Belli ki mektubun içeriğine duyulan öfke, pozisyon tekrarı anlamına gelen son açıklamaların tonuna da yansımış durumda.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı konuşmasında F-35’lerle ilgili de yeni şeyler söyledi, “Türkiye F-35 uçaklarının sadece müşterisi değil, ortağıdır. F-35 projesinden hiçbir akılcı ve haklı dayanağı olmayan gerekçelerle dışlanmamızın hesabını tüm platformlarda soracağız” dedi.

ABD’NİN MUHTEMEL YAPTIRIMLARINA MİSİLLEME HAZIRLIKLARI

S-400 meselesine dair yeni haberlerimiz de var.

Ekonomi çevrelerine hitap eden yayınlarıyla bildiğimiz Bloomberg, geçtiğimiz hafta içerisinde Ankara kaynaklı önemli bir haber geçti.

Üst düzey bir Türk yetkiliye dayandırılan haberde, “Türkiye, ABD yaptırımlarına karşı kendi karşı adımları üzerinde çalışmalar yürütüyor. Yanıt olarak ithal ve ihraç ürünleri analiz ediliyor” denildi.

Bu önemli iddiayı biz de Türk/Amerikan ilişkileri bağlamında mesai harcayan bir başka üst düzey yetkiliye sorduk.

“Haber doğru mu” diye.

Muhatabımızdan “Evet böyle bir konu üzerinde çalışılıyor” cevabı geldi.

ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan’ın mektubunun son bölümünde S-400’leri getirmesi halinde Türkiye’nin karşılaşacağı ekonomik yaptırımlara dair tehditler de vardı.

Belli ki, böyle bir ihtimalin de denklemde olduğunun yeniden teyit edilmesi, Ankara’yı karşı hamleler konusunda hareket etmeye sevk etmiş durumda.

Yani ABD’nin atacağı her adıma, yapacağı her hamleye karşılık verme iradesi ortaya çıkmış görünüyor.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun şu ifadelerine de yansıyan yeni bir karar bu:

“ABD bize yönelik olumsuz adımlar atarsa, bizim de atacağımız adımlar var. Amerika bu kararları aldı, biz de sessiz sedasız oturalım anlayışı yok artık. Bize yönelik olumsuz bir davranış olursa, biz de karşılığını vereceğiz. Cumhurbaşkanımız liderliğinde bunun çalışmalarını yapıyoruz”

Anlaşıldığı kadarıyla Ankara, en kötü senaryoyu en baştan satın alarak hareket etmeyi tercih ediyor.

Ay sonunda Osaka’da yapılacak olan Erdoğan/Trump görüşmesinin ne kadar kıymete bindiği bu son gelişmelerle bir kere daha anlaşılıyor.

Trump üzerinden yürütülecek müzakerelerle ambargo tehdidinin uzak ya da kısıtlı tutulması hedefleniyor.

Ama her durumda en kötü senaryoya göre hazırlık yapmak, bu şekilde hareket edenlere psikolojik bir avantaj sağlar.

Belli ki, bu yılki Temmuz sıcakları da mevsim normallerinin üzerinde seyredecek.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums