- 1.04.2012 00:00
İstanbul'un 12 ilçesinde yerel yönetimler CHP'lilerin elinde... Bunlardan biri de"Geleceğin İstanbul'u"nda ciddi önemi olacak Ataşehir.
Ataşehir, üç yıl önce 29 Mart 2009 seçimlerinde ilk kez belediye oldu.
Önceki gün Ataşehir'in genç belediye başkanı Battal İlgezdi'nin düzenlediği basın toplantısına katıldım.
Dışarıdan bakınca güllük gülistanlık görünen belediyelerde meğer ne akla hayale gelmeyen sıkıntılar yaşanmış... İstanbul gibi bir mega kentte belediye yapılıyorsunuz ama belediye binanız yok. Cenazelerinizi kaldıracak elemanınız yok ve vergi toplayacak biriminiz yok.
Başkan İlgezdi, bu koşullarda belediyeciliğe başlamış ve üç yılda inanılması güç işleri başarmış... Yol, su, tapu gibi meselelerde önemli adımlar atmış ama benim dikkatimi daha çok sosyal hizmetler ve parklar çekti...
Birkaçını sıralamakta yarar var:
Binlerce insana hizmet veren Türkan Saylan Tıp Merkezi, Bahriye Üçok Onkoloji Hastaları Konukevi, Türkiye'de ilk ruhsatlı Kadın Sığınma Evi, Fidan Kalpler Çocuk Yuvası, Kız Öğrenci Yurdu ve Meslek Edindirme Merkezi (ATAMEM) ve 6 adet ATAEVİ...
Yeşili olmayan Ataşehir'e aralarında Deniz Gezmiş ve Nazım Hikmet Parkı'nın da olduğu, 21 yeni park kazandırılmış...
Ve Ataşehir yakında akıllı binasına da kavuşuyor.
Bu arada sosyal demokrat belediye başkanı Battal İlgezdi, Ataşehir'i finans merkezi seçtikleri için Başbakan Erdoğan ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'a da teşekkür ediyor.
Bu da doğrusu ilgimi çekiyor çünkü biz de pek görülmez böyle siyasi incelik.
Ama İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a da sitem ediyor. Çünkü İstanbul'da 9 yeni ilçenin planları yapılırken Ataşehir'in hâlâ planları yok.
Planı olmayan bir ilçe mi İstanbul'u, dünyanın finans merkezleri olan New York, Berlin, Tokyo gibi şehirler kategorisine çıkartacak?
Yeni AKM, yeni Taksim Meydanı
Taksim Meydanı'nın durumu bizim klasik "Ne olacak bu memleketin hali"meselesine döndü. Tartışmalar daha çok ideolojik eksende sürüyor.
AK Parti'ye muhalefet eden sol- Kemalist çevreler için, AK Parti ağzıyla kuş tutsa bile fark etmiyor, her yapılana ve yapılacağa karşı çıkıyor.
AK Parti çevresinde de benzer bir reflekse sahip olanlar var. Onlar da o çevreleri hop oturup hop kaldıracak projelerden hoşlanıyor.
Bir okuyucu tam da bu yaklaşımı sergileyen bir tepki veriyor:
"Herkes safını belirlemeli. Topçu Kışlası'nı Milli Şef İsmet İnönü yıktırdı. Heykelini yaptıracaktı. O kışlayı yeniden yapmak gerekiyor."
Acaba İstanbul Büyükşehir Belediyesi de böyle mi düşünüyor?
Sanmıyorum ama yıkılan Topçu Kışlası'nı yeniden yapmanın mantığını anlamış değilim.
Eğer eski Taksim isteniyorsa o zaman Mimar Hakan Kıran'ın dediği gibi bütün o yeni ve yüksek yapıları yıkmanız gerekiyor.
Oysa yapılması gereken belli; Bir süredir çürümeye terk edilen, hantal içyapısıyla işlevsiz hale gelen AKM'nin yıkılıp, meydanla bütünleşen bir komplekse dönüştürülmesi. Dünyada onlarca örneği var.
Alın İspanya'nın Valenica kentindeki Kraliçe Sophia Kültür Merkezi'ni... Kanada'da yaşayan yıllardır bu konuda yazan mimar Prof. Aygen Toruner Hoca, şöyle diyor:
"Taksim Gezi Parkı'na yeşilin, suyun ve inanılmaz kalitedeki modern mimari örneklerinin kaynaştığı bir sanat ve kültür külliyesi yapılabilir.
Filarmoni salonu, İstanbul ve Bizans müzesi, Büyük İstanbul kitaplığı, opera ve bale binası, dijital sanat merkezi, biri büyük biri küçük iki tiyatro binası... Neden olmasın?"
Türkiyeli veya İstanbullu olarak siz hangisini tercih edersiniz? Ne olduğu tarif edilemeyen Topçu Kışlası'nı mı yoksa Valencia'daki kültür merkezi benzeri bir kompleksi mi?
Yorum Yap