- 22.12.2014 00:00
Türkiye'de sorunların içinden çıkılmaz hale gelmesinde en önemli kurumun yargı olduğunu artık biliyoruz. Yargı, cumhuriyet tarihi boyunca siyaseti kilitlediği gibi, toplumun adalet ve özgürlük arayışına da cevap veremedi. Ve bugün öyle bir noktaya gelindi ki, yargıya güven yüzde 20'lerde.
Son dönemdeki büyük davalara bakın. Ergenekon'dan KCK'ye, Hanefi Avcı'dan Tahşiyecilere; haksız tutuklamalar, uzun tutukluluk süreleri ve yasadışı dinlemelerde en büyük rolü yargı oynuyor. Yani son dönemde hükümete bile darbe yapmaya kalkan "Paralel Yapı"nın dayandığı polis-medyayargı üçgeninin en önemli ayağını savcı ve yargıçlar oluşturuyor. Medya yazıyor, polis dinliyor veya operasyon yapıyor ama asıl haksızlığa yol açan kararı veren yargı.
Dün Milliyet'te Nagehan Alçı da yazdı, bu haksızlıklara yol açan yargı mensupları için ne yapılıyor? Yargı yeniden yapılanıyor. HSYK da yeni oluştu. Önceki gün yargıdaki haksızlıkları görmezden gelen bu kurumun yeni bir üyesiyle konuştum. İki ayrı soruşturma sürecinden, Adalet Bakanı'nın izniyle ve HSYK'nın talebiyle yürütülen inceleme ve soruşturmalardan söz etti. Başta Selam Tevhit davası olmak üzere, İstanbul'da sayısı 500 bini aşan dinlemelerden, HSYK 3. Daire'ye yapılan haksız uygulamalara kadar onlarca şikâyetin müfettişlerce incelendiğini söyledi. Ayrıca Özel Yetkili Mahkemeler'in olduğu her yerde inceleme ve soruşturmaların sürdüğünü belirtti. Ve ekledi:
"En kısa zamanda bu inceleme ve soruşturmalar bitiyor. Haksızlıklara yol açanlarla ilgili hukuk neyi öngörüyorsa, hepsi devreye girecek. Yargıya güvenin tesis edilmesi gerekiyor."
Türkiye'de gerçek darbecileri bile masumlaştıran, onlarca insanı haksız biçimde içeri atan yargı sistemine neşter atmadan, adalet sağlanamaz.
YDA'nın 200 milyonluk tahvil ihracı
Siyaset üretmeden umudunu ekonomik krize bağlayan siyasetçileri hayat her defasında tekzip ediyor. Bu siyasetçiler, şimdi de Rusya'ya yönelik küresel kuşatmanın Türkiye'ye yansımasına umut bağlamış. Ama buradan da bir şey çıkmayacak. Çünkü Türkiye'nin 12 yılda ekonomide attığı adımlar, tüm kuşatmalara, reytincilerin negatif yaklaşımına rağmen dünyada ve de bölgede çekim merkezi olmayı sürdürüyor. Bunun son örneğini Ankara kökenli YDA şirketinin tahvil ihracında gördük.
YDA İnşaat, geçen hafta Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın (EBRD) katılımıyla 200 milyonluk tahvil ihracatı gerçekleştirdi. Bu çok önemli bir adımdı çünkü EBRD dünyada ilk kez yerel bir piyasada, yerel para cinsinden, özel sektör tahviline yatırım yapıp Türkiye'nin ne kadar güvenilir olduğunu gösterdi.
YDA Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan sonucu şöyle yorumluyor: "Reel sektörde bugüne dek yapılan en geniş tabanlı tahvil ihraçlarından birini gerçekleştirdik. Bu sadece bizim için değil, ülkemize duyulan güvenin göstergesi olması açısından da büyük önem taşıyor."
Bu tahvil ihracıyla elde edilecek fonlar, havalimanları ve şehir hastaneleri altyapı projelerinin öz kaynak finansmanında kullanılacak. Krize umut bağlayanlara duyurulur.
Yorum Yap