- 6.12.2014 00:00
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın seçim barajına ilişkin bireysel başvuruları değerlendirme olasılığını söylemesi, bir kez daha siyasete ayar vermek isteyenlerin var olduğunu gösterdi.
Bıkmadıkları belli... Sandıkta, siyasetle yenemedikleri AK Parti'yi içeriden ve dışarıdan kuşatarak, son bir buçuk yılda akla hayale gelmeyen şeyler yapıldı.
Ama onca tezgâha ve tuzağa rağmen başaramadılar ve son iki seçimi de kaybettiler. Tıpkı 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi...
Doğrusu seçimlere 6 ay gibi kısa bir süre kala artık yapacakları fazla bir şey yok diye düşünmeme rağmen şunu da aklımdan geçirmedim değil: "Acaba şimdi ne yapacaklar?" Bu konuda ilk haber, siyaset kulislerinde AK Parti'den ayrılan bir siyasetçiden geldi: "Yakında siyaset çok karışacak. Anayasa Mahkemesi birçok konuda herkesi şaşırtan kararlar alacak..." Eski AK Partili siyasetçi karara nasıl hazırlandıklarına ilişkin ilginç ipucu da veriyordu: "Şu anda partimizin kurucusu olacak 80 kişilik liste hazır. Listede kamuoyunun yakından tanıdığı önemli isimler yer alıyor."
Seçimlere 6 ay kala yeni bir parti kurmanın kolay olmadığı açık... Peki, bu milletvekili neye güveniyordu? Doğrusu bu çabayı çok anlamlı bulmamış ve bir sonuç almayacaklarını düşünmüştüm. Ancak Kılıç'ın barajı sıfırlama hesapları ortaya çıkınca işin rengi değişti. Eski AK Partili siyasetçi Anayasa Mahkemesi'ndeki bu dizayn çalışmalarını biliyor ve bu yüzden "güvenle" gittiği her yerde, bulunduğu her ortamda "yakında çok şey değişecek, hazır olun" diyordu.
Biraz deşince, bu siyaset mühendisliğini hayata geçirecek 80 kişilik listede, başta Haşim Kılıç olmak üzere Dengir Mir Mehmet Fırat, Ertuğrul Günay ve Erdal Kalkan gibi bilinen isimler geçiyordu. Denilen de şuydu: Son dönemde kurulan partiler formalite.
Asıl, seçime katılmayı hak kazanan mevcut bir parti, Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru kararını vermesinden sonra devreye girecek. Amaç da iktidar olmak değil, AK Parti'yi aşağı çekmek, tek başına iktidar olmasını engellemek.
Tabii adı geçen isimler, bu işin içinde mi yoksa birileri bu isimler üzerinden piyasa mı yapıyor belli değil ama seçimlere 6 ay kala, o isimlerin de içinde bulunduğu çevrelerin barajın sıfırlanmasına "temsilde adalet" gerekçesiyle sarılması insanı şüpheye düşürüyor.
Şu sorunun cevabını da merak ediyorum:
Çok değil bir buçuk yıl önce AK Parti'nin "dar bölge, daraltılmış bölge" önerileri karşısında susanların, bugün "temsilde adalet" savunucusu kesilmesinde açık bir ikiyüzlülük yok mu?
İkinci Ahmet Kaya vakası
Dün Ahmet Hakan'ın Yavuz Bingöl'ü bilerek ve isteyerek itibarsızlaştırmak istediğini yazdım. Hakan'ın yaptığı yıllar önce Ahmet Kaya'ya yapılandan farklı değil. Çünkü ortada bilinçli bir çarpıtma var.
Bakın Hakan'ın, Yavuz Bingöl'ün söylediklerini nasıl çarpıttığını, "Gazeteciler" sitesinde yazan Adnan Berk Okan nasıl anlatıyor: "Söyleşide Yavuz'a 'Erdoğan duygularını karıştırdığı için mi böyle oluyor?' diye sorduğu halde; deşifre edip yayımladığı yazıda, 'Berkin Elvan'ın annesinin meydanlarda yuhalatılması... Buna ne diyorsunuz?' diye sormuş gibi yazması..."
Yani soruyu kafasına göre değiştirmiş...
Cevabı da gazetede mealen; 'ama solcular da Erdoğan'ın ölmüş annesini yuhalatmıştı; Erdoğan onun için haklı olarak Berkin'in annesini yuhalattı' diye okuyoruz...
Bu, Okan'ın dediği gibi bir "dost kazığı" değil, vicdansızlık ve düpedüz linç girişimi.
Herhalde o gazetenin genetiğinde var gelenler gidenleri aratmıyor.
Yorum Yap