- 8.08.2014 00:00
Bugünlerde devreye giren "Paralel Yapı"nın emniyetteki kadrolarına yönelik operasyonlar turnusol kâğıdı işlevi görüyor.
Kimin nerede durduğu, kimin neyi savunduğu birbirine karıştı. Bunun nedeni Türkiye'nin derin bir dönüşüm yaşaması. Kafaları karıştıran da Gülen Cemaati'ni yönetenlerin bu derin dönüşümde aldıkları rol. Bu yapı, mağdur ve mazlumu oynayarak, 2010'a kadar "değişimden" yana görünüp devlet içinde "paralel" kadrolaşmasını sürdürdü.
Bunu yaparken de tıpkı bürokratik oligarşi gibi herkesi aldattılar. Çünkü onlar, eski devletin toplumsal muhalefeti durdurmak, değişim isteğini engellemek için devreye soktuğu "bürokratik oligarşi"nin yeni versiyonuydu.
Açık darbe yerine 28 Şubat gibi postmodern darbeleri deneyen o eski devlet, bu kez piyasaya "dindar soslu" bürokrasiyi sokmuştu.
Onlar da tıpkı darbeciler gibi, siyasete siyasetle cevap vermek yerine "polis ve yargı" içindeki güçleriyle müdahale ettiler.
Bunun için de yıllarca hazırlık yaptılar... Herkesi dinleyip dosya tutan, insanların mahremine girip, hayatları karartan bir yapıdan söz ediyoruz. Eski devlet de böyle yapıyordu.
Asıl işlevleri de günü geldiğinde eski bürokratik devletin yerine geçip siyaseti dizayn etmekti. 7 Şubat'ta yaptıkları da 17- 25 Aralık darbe girişimleri de buydu.
Bu yüzden CHP ve MHP ile kısa sürede ittifak yapmaları bizi şaşırtsa da siyasi genetiklerine aykırı değildi.
Bu yüzden daha düne kadar sabahtan akşama, cemaate saldıran CHP ve kasetlerle dizayn edilmek istenen MHP, kısa sürede kendilerine tuzak kuranlarla ittifakı içlerine sindirdi.
Bu şaşırtıcı ortaklığı dinleme yapan polislere yönelik operasyonlarda da görüyoruz. Ne CHP'nin sesi çıkıyor, ne de MHP'nin... Hatta engel olmaya bile çalışan CHP'liler var. Hani bu partiler dinlemelerden şikâyetçiydi?
İki-üç yıl önce "dinleniyoruz" diye yeri göğü inleten CHP'liler, "okyanus ötesi" diye meydan okuyan MHP'liler değil miydi? Şimdi neden suskunlar?
Elbette geçmişte yapılan hukuk yanlışlarına düşülmemeli ama şu dinleme paranoyasından da toplumun kurtulması gerekmiyor mu?
DP misyonundan Erdoğan'a destek
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP ve MHP'nin oluşturduğu 11 partili ittifaka karşı AK Parti ve HDP kendi adaylarıyla yarışıyor.
Ancak onlara da toplumun farklı kesimlerinden destekler var. Kimi parti adına, kimi siyasi kimlik veya cemaat adına, ittifak yapmasalar da desteklerini açıklıyor.
Önceki gün de Doğru Yol Partili ve Demokrat Partili 65 eski il başkanı cumhurbaşkanı seçimlerinde Başbakan Erdoğan'a destek vereceklerini açıkladı.
Aralarında Ankara İl Başkanı Orhan Ünsal, Adana İl Başkanı Yavuz Tekeli, Isparta İl Başkanı Tahir Alan'ın da bulunduğu başkanlar yaptıkları açıklamada şöyle diyor:
"Aziz milletimiz yüzyıllardan bu yana ilk defa kendi cumhurbaşkanını hür iradesiyle seçme imkânına kavuşmuştur. 14 Mayıs 1950'de ilk kez 'Yeter Söz Milletin' diyerek kendi iktidarını seçen halkımız, demokrasi tarihimizin dönüm noktası olacak olan 10 Ağustos 2014'te kendi Cumhurbaşkanını seçecektir.
Merhum Menderes misyonunun takipçisi olarak 12 yıldır ülkemizi başarılı şekilde yöneten ve tüm vesayetleri ortadan kaldıran Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesi için tüm desteğimizi vereceğimizi kamuoyuna saygı ile duyuruyoruz."
Yorum Yap