- 20.07.2014 00:00
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın küresel konukları ağırlamasıyla gelenekselleşen iftarının bu yılki yabancı konuğu, bir kez daha İsrail tarafından dünyanın gözü önünde çoluk çocuk katliama maruz bırakılan Filistin'in Devlet Başkanı Mahmud Abbas'tı...
Abbas'ın seçilmesi anlamlıydı. Çünkü İsrail vahşetine karşı Filistinlilerin yalnız olmadıklarının dünyaya duyurulması gerekiyordu. Orada insanlık suçu işleniyor ve dünya susuyordu.
Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Erdoğan da, iftara birlikte geldiği Mahmud Abbas da, konuşmalarında İsrail vahşeti karşısında susan dünya kamuoyuna seslendi...
Bu çıkışlar belki kısa vadede devletleri özellikle de İsrail'i haklı gören ABD, AB ve körfez ülkelerini etkilemeyebilir ama sokakların vicdanını harekete geçirebilir.
Geçirmeli de... İnsanlık bu utancı daha fazla taşıyamaz. İftara katılan binlerce insanın tepkisi de bunu gösteriyordu. Her masada Gazze, her masada Filistinlilerin acısı vardı.
Sanatçıların dik duruşu
Yenikapı'da kurulan iftar sofralarının ilgi çeken bir başka konusu da, geçen hafta Başbakan Erdoğan'ın vizyon toplantısına katıldıkları için itibarsızlaştırılmaya çalışılan sanat ve spor dünyasının ünlü simalarıydı. Sayı bu kez daha fazlaydı. Bülent Ersoy'dan Orhan Gencebay'a, Ece Erken'den Mustafa Sandal'a, Ebru Yaşar'dan Tanju Çolak'a iftara katılan ünlüler, bir anlamda kendilerine yöneltilen eleştirilere "dik durarak" cevap veriyordu. Bu kez onları Zeki Alasya, Yavuz Bingöl, Mustafa Erdoğan gibi yeni isimler de yalnız bırakmamıştı.
İş dünyasından Ferit Şahenk, Türker İnanoğlu gibi isimlerin de katıldığı iftarda Filistin'de yaşananlar, Köşk seçimleri ve sanatçıları itibarsızlaştırma konuşuldu.
Aynı masayı paylaştığım bir işadamı şöyle diyordu: "Kutuplaşmayı, ötekileştirmeyi asıl yapanların kimler olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Sanatçılarımıza yaptıkları ne kadar ayıp... En ufak farklılığa tahammülleri yok. Sosyal demokrat bir çevreden geliyorum, hacca gittim diye 40 yıllık arkadaşlarımla ilişkim koptu. Kendileri gibi düşünmeyen herkesi dışladılar."
Siyasal kimliklere göre oy verme eğilimi
Elimde, cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili Optimar Araştırma şirketinin temmuz ayında yaptığı yeni bir kamuoyu araştırması var. Kararsızlar dağıtıldıktan sonraki tablo şöyle: "Başbakan Erdoğan yüzde 53. 8, Ekmeleddin İhsanoğlu yüzde 38.4, Selahattin Demirtaş yüzde 7.8."
Optimar Araştırma Genel Müdürü Hilmi Daşdemir'le konuştum. 2400 kişiyle yapılan araştırmanın önemli ayrıntılarından biri "Siyasal kimlik"lere göre verilen oy oranı... Bu açıdan farklı siyasal kimliklerden en yüksek oyu Başbakan Erdoğan alıyor...
Şu rakamlar dikkat çekici: "Başbakan Erdoğan, İslamcıların yüzde 81'inin, Muhafazakarların yüzde 77'sinin, demokratların yüzde 47'sinin, liberallerin yüzde 42'sinin, Atatürkçülerin ise yüzde 24'ünün oyunu alıyor. Milliyetçilerden aldığı yüzde 44 oyla birinci sırada olması da ilginç. En az oyu ise yüzde 6.5 ile sosyalistlerden alıyor."
Ekmeleddin İhsanoğlu, sosyal demokratların yüzde 58'inin, Atatürkçülerin yüzde 56'sının, milliyetçilerin yüzde 35'inin, ülkücülerin yüzde 80'inin, sosyalistlerin ise yüzde 42'sinin oyunu alıyor. En ilginci ise muhafazakarlardan aldığı yüzde 11'lik oy... En düşük oyu ise yüzde 3.3 ile İslamcılardan alıyor.
Gelelim Selahattin Demirtaş'a. Demirtaş en yüksek oyu yüzde 37.7 ile sosyalistlerden, ikinci sırada ise yüzde 19'la demokratlardan alıyor. Sosyal demokratlardan yüzde 11, liberallerden ise yüzde 6 oy alıyor. Ülkücülerden 3.6 oy alan Demirtaş, en düşük oyu yüzde 0.9'la milliyetçilerden alıyor.
Yorum Yap