- 13.07.2014 00:00
Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına giderken açıkladığı vizyon belgesi içeriği kadar o toplantıya katılanların çeşitliliğiyle de dikkat çekici ve tarihiydi.
Önce geçmişe yönelik tarihi bir tespitin altını çizelim. "Devlet özgürlüklerden korkmuştur. Halkın değişim isteği reddedildi, görmezden gelindi.
Demokrasi, özgürlük isteyenler kimi zaman kanlı şekilde, işkenceyle, zorbalıkla, baskıyla sindirildi."
Bunlar da geleceğe yönelik işaretler:
"Devlet din ilişkisini belirleyen unsur sivilliktir. Toplum kendi dini yaşamını kendisi gerçekleştirmelidir."
"Yargı teşkilatı, hukuka ve adalet idealine uygun yargılamayı sağlayacak bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır."
"Biz demokrasi istedik, özgürlük istedik. 12 yıldır her alanda büyük reformlar geliştirdik. Sünninin özgürlüğü kadar Alevi'nin özgürlüğünü de savunan biz olduk. Kürdün, Arabın, Boşnağın diğer bütün etnik kimliklerin hakkını da savunan biz olduk"
Bu tespitleri yapan Başbakan Erdoğan, "Neden Yeni Türkiye yolunda..." sorusuna da net bir cevap veriyor?
"Elbette mükemmel bir yerde değiliz. Daha yapacak çok işimiz var." Tam da bu nedenle son 12 yılda yapılanları bir "kapı aralama" olarak niteliyor:
"Yeni Türkiye'nin kapılarını artık araladık. Yeni Türkiye herkesin Türkiye'sidir. Yeni Türkiye hedefine yorulmadan, bütün vatandaşlarımızla birlikte yan yana, can cana devam edeceğiz."
Herkesin kendisinden bir parça bulacağı bu yaklaşımı, yine her kesimin özeti diyebileceğimiz bir toplulukla paylaştı. Kimler yoktu ki... İlk dikkatimi çeken Milli Görüş çizgisinin mütevazı siyasetçisi Recai Kutan...
Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, yine spor dünyasından Rıdvan Dilmen, Tanju Çolak, Hidayet Türkoğlu...
Sanat dünyasından Bülent Ersoy, Hülya Koçyiğit, Orhan Gencebay, Şafak Sezer, Şahan Gökbakar gibi çok sayıda ünlü... Ama sadece ünlü değil, sivil toplum örgütleri, sendikalar, engelliler ve işçi temsilcileri de var.
Birilerinin o toplantıya katılanları itibarsızlaştırmaya yönelik ölçüsüzlükleri eski Türkiye'nin devam ettiğini sanmalarından, ciddiye almamak gerekiyor.
MHP iftarında verilen işaret
Önceki gün MHP İstanbul İl Başkanlığı'nın Darüşşafaka tesislerindeki iftarına katıldım. Çiçeği burnunda yeni İl Başkanı Bülent Karataş'ın davetiyle gittiğim iftarda ilçe örgütlerinden sendika yöneticilerine İstanbul MHP teşkilatları oradaydı.
Bir de Ankara'dan gelen partinin ağır topları, Meclis Başkanvekili Meral Akşener, Murat Başesgioğlu, Celal Adan, Atilla Kaya, MHP'nin Balyoz davasında 18 yıla mahkum olan ve bir süre önce tahliye edilen milletvekili Engin Alan vardı...
Gecenin konusu da yaklaşan cumhurbaşkanı seçimiydi. Ancak İl Başkanı Bülent Karataş, kapı kapı dolaşarak Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy isteyeceklerini söylerken AK Parti'yi kastederek bir başka hedef de gösterdi:
"Onlar inandıkları için iktidar oldular. Biz de inanıyoruz ve iktidar olacağız..."
MHP MYK üyeleri Vedat Bayram, Volkan Yılmaz, Gazeteci Yalçın Bayer, Can Çobanoğlu, sanatçı Bora Gencer'le oturduğumuz masada ara ara da olsa cumhurbaşkanlığı seçimlerini konuştuk. MHP yöneticileri, "Çatı Adayı"nın heyecan yarattığından söz etti.
Peki ya taban?
Çıkarken hayatın içinden birkaç MHP'liye sordum. Durumu biri özetledi: "Tabanda bir heyecan yok..."
Dikkatimi çekti, tabanda İhsanoğlu değil ama bir Engin Alan heyecanı var. İftar sonrası masasına uğrayıp resim çektirmeyen kalmadı.
Acaba bu geleceğe yönelik bir işaret mi?
Yorum Yap