- 15.06.2014 00:00
Ortadoğu'da IŞİD örgütünün Musul işgaliyle yeni bir döneme girdiğimiz çok açık... Bölgede taşlar yerinden oynuyor. Daha önce de yazdım, bu süreç başta Türk- Kürt ittifakı dediğimiz süreci hızlandıracak.
Bunun ipuçlarını daha olayın sıcaklığı sürerken görmeye başladık. Süreci doğru okuyanlardan Abdullah Öcalan'ın devreye girmesiyle KCK- PKKBDP hattında derin bir dönüşümün ilk işareti geldi. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, son açıklamasıyla Türkiye'de kaos planları yapanların hevesini kursağında bıraktı: "Yol kesmeler, asker ve polis alıkoymalar bu dönemde yapılmamalıdır. Esnafların ve ekonomik işletmelerin faaliyetleri zorunlu olmadıkça durdurulmamalıdır..."
Böylece aylardır Lice örneğinde olduğu gibi yol kesmelerle, kaçırmalarla, molotof atmalarla bölgeyi ve Türkiye'yi geren ve çözüm sürecine gölge düşüren eylemlere son verildi. Tabii doğal olarak Türk bayrağını indirerek provokasyon yapanların da önüne geçilmiş oldu. KCK kararını iki önemli gelişmeye bağlıyor. İlki provokasyonlarla ilgili:
"Kürt sorununun çözümü için önemli bir zeminin oluştuğu her dönemde çeşitli iç ve dış güçler provokasyonlar geliştirmişlerdir."
İkincisi ise Ortadoğu'daki gelişmeler. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı şu tespiti yapıyor: "Ortadoğu'da siyasal gelişmelerin çok hızlı gelişim gösterdiği bir süreçte Önder Apo'nun çağrısıyla halkımızın eylem yöntemlerini değiştirmesini Hükümet dahil Türkiye'nin tüm sorumlu güçleri doğru anlamalı ve gereken pozitif tutumu göstermelidirler."
Deyim yerindeyse pusuda bekleyenlerin ezberini bozacak bir yaklaşım bu... Düne kadar azgın AK Parti düşmanlarının diliyle "AKP Faşizmi" diyen Kandil'in kısa sürede bu dönüşümü göstermesi, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve normalleşmesi, Kürtlerin de hak ve özgürlüklerine kavuşması açısından bir dönüm noktası olacak.
Pusuda bekleyenlere duyurulur...
Tarihi bir adım da yargıdan
Çözüm sürecinin ruhuna uygun bir haber de Ankara'dan geldi. Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi sürpriz bir karar verdi ve Avrupa'daki Kürt siyasi hareketinin önde gelen isimlerinin Türkiye'ye dönüşünün önünü açtı. Uzun yıllardır, "Sürgündeki Kürt Parlamentosu" ile "Kürdistan Ulusal Kongresi"nin kuruluşunda görev alan 31 kişi "silahlı örgüt kurmak ve yönetmek" suçundan Ankara 8. Ağır ceza Mahkemesi'nde yargılanıyordu.
Mahkeme, bu isimlerden halen yurtdışında bulunan ve şimdiye kadar savunmaları alınamayan 26 sanık hakkındaki yakalama kararını kaldırdı. Kararı kaldıran mahkeme, sanıkların, 3 ay içinde Türkiye'ye dönmeleri halinde de "tutuklanmama güvencesi" verdi. Zübeyir Aydar ve Remzi Kartal gibi milletvekilliği de yapmış 26 kişinin Türkiye'ye dönüşü, çözüm sürecinde yeni bir adım olacak.
Türkiye, 100 yıllık kangrene dönüşmüş bir sorununu çözme arifesinde... Geçmişten biliyoruz, Türkiye bu sorunu ne zaman çözmeye kalktıysa suikastlar, faili meçhul cinayetler, provokasyonlar dahil her şey yapıldı. İlk kez güçlü bir liderlik ve siyasi iradenin kararlılığıyla, halkın desteği örtüşüyor ve artık tezgâhlar tutmuyor. Bu da ister istemez örgütün tutumunu etkiliyor.
Kürt meselesindeki bu olumlu adımlar, başta Alevi meselesi olmak üzere başka alanlardaki demokratik adımlarla desteklendiğinde bu ülke farklı bir noktaya gelecek.
Tarihi günlerin eşiğindeyiz...
Yorum Yap