- 19.10.2013 00:00
Yerel seçim yaklaştıkça siyaset kulisleri de hareketleniyor. Nasıl hareketlenmesin. Önümüzde 30'u büyükşehir olmak üzere 2950 belediyede seçim var. Belediye başkanından meclis üyesine, il genel meclis üyesinden muhtarına kadar 300 bini aşkın insanı seçeceğiz. Katılanların sayısı ise herhalde bunun en az üç-dört katı. Bazı ilçelerde örneğin Ankara Çankaya gibi başkan aday adayı sayısı 50'yi geçti.
Müthiş bir kalabalık ve yarış söz konusu... Peki neden? Neden bir insan belediye başkanı veya meclis üyesi olmak ister?
Klasik cevabı biliyoruz: Halka hizmet... İşin elbette böyle bir yanı var ama her aday adayı için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Birçoğunun bir öncekine bakarak "Benim neyim eksik?" dediği biliniyor.
Hadi aday olanlar "Ben yeterli miyim?" sorusunu kendine sormuyor peki partiler soruyor mu?
Birkaç gün önce İstanbul Beşiktaş Meydanı'nda mimar Erhan İşözen'le buluştum. Adı Beşiktaş Belediye Başkan adaylığı için geçen İşözen'le tam da "Kim neden aday oluyor?" konusunu konuştuk.
İşözen' in, restorasyon ve kentsel tasarım alanında başarılı bir isim olduğu biliniyor. Şehirler için kafa yoran bir aydın. Bu nedenle de şehir yönetimine seçilmeyi ve seçmeyi önemseyen biri. Ama çok da kaygılı... Şöyle diyor:
"Kentlerin bilgi sahibi insanlara ihtiyacı var. Ama bakıyorum onlarca insan belediye başkanı, meclis üyesi olmak istiyor. Ve kimse de sormuyor bu kente dair düşüncen ne? Doktorsan o kentin sağlık sorunlarına kafa yoruyor musun? Denizciysen denizini, bahçıvansan kentin bitki dokusunu iyi biliyor musun? Bizde ne yazık ki bu ölçüler geçerli değil..."
İşözen'e "Yöneticiliğin farklı bir yanı yok mu?" diye soruyorum, şöyle cevap veriyor: "Elbette yöneticilik ayrı meziyet. Ben her göreve mimarların, mühendislerin gelmesini değil, işini iyi bilenlerin gelmesini istiyorum. İstanbul'da şehircilik açısından hata varsa bunda kibirli aydınlarımızın da katkısı var. Ama sorun şu: İnsanlar yetenekle değil, başka ilişkilerle başkan veya belediye meclisi üyesi olabileceğini düşünüyor. Bu doğru değil. Koca bir kenti onlara teslim ediyoruz. Partiler buna dikkat etmeli."
Peki, siz kendinize soruyor musunuz? Biz kimi seçiyoruz?
AK Parti'nin favorileri
Yerel seçimler neredeyse iki partili sisteme dönmüş gibi. Batı'da ağırlıkla AK Parti-CHP, Doğu'da ise AK Parti-BDP arasında geçecek.
Bütün önemli Büyükşehir ve illerde durum böyle. Siyasi zemin de bu seçimleri iki parti arasında bloklaştırıyor. Örneğin geçen seçimlerde İstanbul'da MHP'nin il genel meclis oyu yüzde 9. Büyükşehir oyu ise yüzde 5... Yüzde 4 gibi önemli bir kayıp söz konusu. Aynı şey Saadet Partisi için de geçerli.
Bu nedenle önümüzdeki seçimlerde oy kaymasının daha fazla olacağı bekleniyor. Bu duruma AK Parti'nin nasıl cevap vereceği merak ediliyor. Gördüğüm kadarıyla AK Parti ilkesel olarak, partinin oyuyla başkanın oyu arasında "dramatik fark" yoksa adayı değiştirmeyecek.
Bu pencereden bakınca, İstanbul'da Kadir Topbaş, Ankara'da Melih Gökçek, Kayseri'de Mehmet Özhaseki, Konya'da Tahir Akyürek, Gaziantep'te Asım Güzelbey, Şanlıurfa'da Eşref Fakıbaba, Trabzon'da Fevzi Gümrükçüoğlu ve Kocaeli'nde İbrahim Karaosmanoğlu yerinde kalacak isimler.
İzmir'e Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın, Antalya'ya ise eski başkan Menderes Türel'in aday olmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Bugünün fotoğrafı böyle, seçime daha çoook var.
Yorum Yap