- 17.09.2013 00:00
Son dönemin en çok beklenti yaratan demokratikleşme paketinde son düzlüğe girdik. 10 yıldır değişim dalgasının yaşandığı Türkiye, yeni bir sıçramanın eşiğinde.
Sadece Kürt meselesi eksenli değil, Türkiye toplumunun çok partili sisteme geçtiği 1950'den bu yana hiçbir iktidarın çözmediği, çözmeye yanaşmadığı onlarca sorunlu alan yeniden düzenleniyor.
Alevilerin Cemevi meselesinden Ruhban Okulu'na, kamuda başörtüsü kullanımından Kürtçe hizmet alımına kadar bir dizi sorun, sorun olmaktan çıkartılıyor.
Başbakan Erdoğan, bu beklentiyi karşılarken çok önemli ve anlamlı bir şey daha yapıyor. Darbelerle kesintiye uğrasa da demokrasi tarihimizle demokrasi mücadelesini buluşturuyor.
Dünle bugünü buluşturan ortak değer ise Adnan Menderes. Rahmetli Menderes, 52 yıl önce tam da bugün idam edildi. Ortada bir suç yokken Menderes'in idam edilmesinin bir tek nedeni vardı: "Yaşarsa tekrar iktidara gelir ve Türkiye toplumu demokrasiyle buluşmaya devam eder..."
Bu yüzden 17 Eylül 1961, demokrasi tarihimizin en kara günü. O gün aslında Menderes'in şahsında henüz emekleme döneminde olan demokrasimiz idam edildi.
Darbeciler ve onların destekçisi uluslararası güçler, Türkiye'nin veya dünyanın gelişmekte olan ülkelerinde, toplumun bütün renkleriyle ortaya çıkmasından hep korktular halen de korkuyorlar.
Bu bilindiği için de o tarihten sonra toplumların her yeniden ayağa kalkışı, demokrasiye sahip çıkışı bir başka darbe ve muhtırayla durduruldu.
Türkiye, bu tezgâhı ve acıyı ilk yaşayan ülkelerden biri. Menderes ise ilk sivil siyasetçisi. Rahmetli Turgut Özaldöneminde Menderes'e itibarı iade edildi ama demokrasimizin itibarı bir türlü iade edilmedi.
Başbakan Erdoğan, Menderes'i ölüm yıldönümünde andığımız bugünlerde demokratikleşme paketini olgunlaştırarak tam da bunu yapmaya çalışıyor.
İtibarı,sık sık askeri ve sivil darbecilerce yerle bir edilen demokrasimiz artık yeni bir döneme giriyor.
CHP'nin Sancaktepe şansı
Her seçim döneminde bazı partilerde ne yazık ki hep aynı aday yüzlerini görmek zorunda kalıyoruz. Bu bazen gerekli olabilir ama siyasetin kendini yenilemesi için yeni yüzlere de ihtiyaç var. Önümüzdeki yerel seçimlerde, özellikle kadın ve genç yeni adayları biraz daha şanslı görüyorum.
Bunu her parti için söylüyorum. Henüz seçimlere 6 ay gibi uzun bir zaman var ama aday adayları da ortaya çıkmaya başladı.
Biz de zaman zaman bu köşede her partiden farklı, sözü olan ya da sürpriz yapabilecek isimleri yazmaya çalışacağız.
Pazar günü İstanbul'un Sancaktepe ilçesinde, CHP'nin Sancaktepe Belediye Başkanlığı için aday adayı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis üyesi, genç siyasetçi Özgen Nama'nın basın toplantısındaydım. Aday adaylığını aşan bir kalabalık vardı.
Sancaktepe, AK Parti'nin güçlü olduğu, CHP'nin de iddiayı elinden bırakmadığı bir ilçe. Nama, genel ve yerel iktidara karşı eleştirilerini yöneltti ama şu tespiti de yaptı: "Biz daha iyisini yapmak için göreve talibiz."
Yerel seçimlerde genel siyasi gidişin de etkisi var ama asıl etkili olan adayın yerel toplumla kurduğu bağ ve samimiyet. Genç siyasetçi Özgen Nama bu açıdan CHP'nin en şanslı aday adayı görünüyor.
Yorum Yap