- 25.08.2013 00:00
Yeni anayasa meselesinin en kritik noktası ilk 4 maddenin değiştirilip değiştirilmeyeceği...
Nihayet siyasi partiler o noktaya geldi.
İlk 4 maddenin iki tartışmalı kavramı var; ikinci maddedeki "Atatürk milliyetçiliği" ve üçüncü maddedeki "Devletin dili Türkçe" tanımı... 12 Eylül darbecilerinin formüle ettiği bu maddelerin ideolojik ruhuna ve değişmezliğine CHP de, MHP de sahip çıkıyor.
Oysa Türkiye'nin bilgi birikimi de demokrasi deneyimi de orta yolu bulup, bunu aşacak olgunlukta... O çok tartışma yaratan "Türk Milleti" kavramına BDP'nin bile itiraz etmediği bir noktaya gelinmişken bunun aşılamamasını anlamak mümkün değil.
Geriye bir tek neden kalıyor:
AK Parti'nin iktidar olduğu bir dönemde yeni anayasa yaptırmamak.
Bir anlamda "Yeni Anayasa" siyasi hesaplara kurban ediliyor. Başkanlık sistemi tartışmaları ise işin bahanesi...
Birkaç gün önce AK Parti'nin Meclis Uzlaşma Komisyonu üyesi Prof. Dr. Mustafa Şentop'a;
"Devletin dili konusunda partiler arasında bir sorun var mı?" diye sormuştum. Şentop umut verici bir cevap vermişti: "Devletin dili yerine resmi dili Türkçedir tespiti üzerinde bütün partiler anlaştı."
Ancak çıkan haberler bunu doğrulamadı.
Görünen o ki, ilk kez sivillerin anayasa yapmasını, temel hak ve özgürlüklerin bir an önce anayasal güvenceye kavuşmasını bazı siyasi partiler bilerek geciktiriyor.
Bu noktada, sivil toplum örgütlerinin siyasi partileri sıkıştırması için harekete geçmesi gerektiğini düşünüyorum.
Başta TÜSİAD ve TOBB gibi iş ve ticaret dünyasının önde gelen örgütleri olmak üzere her kesimin Anayasa'nın ilk 4 maddesine ilişkin görüşlerini bir kez daha açıklamasında yarar var.
Tabii sadece bu tür örgütler değil, sivil toplumun içinde yer alan her kesim ne düşündüğünü söylemeli.
İki farklı kesimden örnek vereceğim. Gülen Cemaati'ni temsil ettiği bilinen Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı ve sol düşünceye sahip işçi sendikası DİSK...
İlk 4 madde değişsin mi değişmesin mi? Bu soruya sivil toplumun vereceği cevap siyasetin rotasını belirleyecek.
Ağrı Üniversitesi'ne çağrı
Türkiye'nin serhat şehri Ağrı'da geçtiğimiz hafta çok anlamlı bir etkinlik gerçekleşti.
Kürtçeyi yaşatan dengbej geleneğinin en etkili ismi Evdale Zeynike festivali.
Ağrı Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AKYAD) tarafından düzenlenen festivale, aralarında AK Parti Ağrı Milletvekili Mehmet Kerim Yıldız, BDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy, Ağrı Valisi Mehmet Tekinarslan, yazar Ahmet Aras ve AKYAD Başkanı Mehmet İzci'nin de bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.
Panel, dengbej dinletisi ve tartışmaların yer aldığı festivalin en ilginç çıkışını ise eski AK Parti Milletvekili Mehmet Hanefi Alır yaptı.
Alır, Ağrı'nın iki önemli hazineye, Kürt dilinin üstadı Ahmedi Xani ve dengbejlerin piri Evdali Zeyniki'ye sahip olduğunu belirtip şöyle diyordu: "Barış sürecinin yaşandığı Türkiye'de bu güne kadar 9 üniversitede Kürt Dili ve Edebiyatı bölümü açıldı. Bu önemli ve olumlu bir adım. Ama ne yazık ki bu dilin ve edebiyatın iki çınarı, Xani ve Zeyniki'nin memleketi Ağrı'da üniversite olmasına rağmen bu bölümler açılmadı. Buradan Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi'ne sesleniyorum:
Xani'ye sahip çıkmadınız bari Zeyniki'ye sahip çıkın..."
Bu çağrıya ünlü işadamımız sevgili ağabeyimiz İbrahim Çeçen herhalde ilgisiz kalmaz.
Sabah
Yorum Yap