- 16.08.2013 00:00
Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın Ergenekon davasından düşük ceza alması ve salıverilmesi en çok siyaset kulislerini hareketlendirdi.
Acaba ne yapacak?
Pusuda bekleyen Milli Merkez'ciler, ulusalcılar, İstanbul sermayesi hatta CHP ve çevresi de hemen harekete geçti.
Eylül-Ekim'le birlikte yeni bir hamle yapılacak...
Türkiye'nin kaybedenleri neredeyse 2003'ten beri darbe dahil her türlü olasılığı değerlendiriyor ama her defasında da yenilmekten kurtulamıyor.
Buna rağmen vazgeçmiş değiller.
Şimdi bir kez daha siyaset mühendisliğine soyundular.
Onlara göre Gezi olaylarıyla kolay mobilize edebildikleri bir kesimin olması, iktidar-cemaat gerginliği, dış güçlerin muhalefeti, elverişli bir zemin sunuyor.
Belki de Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın tahliyesini öne çıkartan da bu zemin. Kimi CHP'nin başına gelebileceğinden söz ediyor, kimi de olası cumhurbaşkanı adayı olabileceğinden...
İnandırıcı gelmeyebilir ama böyle bir siyaset mühendisliği yapılıyor.
Yapılıyor çünkü adı sanı bilinmeyen Haberal, daha 2000 yılında Başbakan Ecevit tarafından cumhurbaşkanı adayı yapılmak istenmiş ancak denilenlere göre dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun müdahalesiyle engellenmişti.
Sonra Ecevit'in başına hastanede neler getirildiğini ve rahmetlinin ölümden nasıl kurtulduğunu Ergenekon dosyasından biliyoruz.
İşte o Haberal, şimdi Ergenekon davasıyla adı daha çok bilinen ve çıktıktan sonra da güzellemeler yapılan bir isim olduğu için kulislerde konuşuluyor. Ayrıca arkasında mı yoksa yanında mı demek lazım, bir Süleyman Demirel gerçeği var.
Herkes Demirel'i uğurlarken ilginçtir Demirel bir tek Haberal'ı uçağının kapısına kadar uğurlamıştı.
Şimdi bu ikilinin merkezinde olduğu bir siyaset mühendisliğinden söz ediliyor. O mühendisliğin siyasi aktörleri de hep Demirel'le ilişkili...
Çoğu "Bir emriniz var mı efendim" diyen siyasetçi...
Hesap belli; 2014 yerel seçimlerinde AK Parti'yi silkelemek... Onlara göre bu yerel seçimler sadece bir yerel seçim değil, bir "son seçim"...
Eğer bu seçimlerde AK Parti'yi geriletemezlerse cumhurbaşkanlığı da, genel seçimleri de hatta 2023'e kadar iktidarı da kaybederler... Statükonun ölüm ilanı demek bu... İşte bu nedenle sonbaharda kaos için ellerinden gelen her şeyi yapacaklar...
Anlaşılan tıpkı yenilen güreşçi misali Türkiye'nin kaybedenleri kaybetmeye doymayacak.
Silueti bozan 25 kat yapılmadı
Ama bir hayra vesile olduğu açık... Çünkü artık yapılan her yüksek yapıyla siluet ilişkisi ele alınıyor.
Bu açıdan en çarpıcı olay Gaziosmanpaşa'da Metris Cezaevi karşısında yapılan ve Yeni Venedik diye sunulan Viaport projesinde yaşandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi kuruluşu olan KİPTAŞ'la ortaklaşa yapılan bu projede 55-56 kattan oluşan yüksek binalar planlandı. İmar izni alındı ve inşaata başlandı. Bir süre sonra fark edildi ki o yüksek yapılar Ayasofya'nın görüntüsüyle çakışıyor.
Ne yapıldığını KİPTAŞ Genel Müdürü İsmet Yıldırım anlattı:
"Bunu fark edince hemen harekete geçtik ve her bloktan 22 ile 25 katı iptal ettik. Temeli 55 kata göre atılmasına rağmen olanla yetindik.
Yorum Yap