- 8.08.2013 00:00
Türkiye'de dokunulmazlara dokunmanın ne kadar zor olduğunu bir kez daha gördük. Cumhuriyetin başından beri farklı toplumsal kesimler mağdur edildi, ölümler yaşadı, içeri atıldı ama hiçbiri yaşadığı haksızlıklara karşı sesini duyuramadı ya da duyulmadı...
Çok uzağa değil, sadece 90'lı yıllara gidelim. Bırakın sokak ortasındaki infazları, faili meçhul cinayetleri, Uğur Mumcu gibi laik aydınlardan, Bahtiyar Aydın gibi ordu komutanlarına onlarca insan öldürüldü ve hesabı sorulamadı.
Ama bugün "darbeye teşebbüs" suçuyla yargılanan Ergenekon sanıkları yarattıkları havayla onlardan daha mağdur durumda.
Sivas Madımak vahşeti de, 33 askerin şehit edilmesi de, Gazi olayları da, Danıştay cinayeti de bugünkü kadar toplumu ayrıştıran bir etki yaratmadı.
Anlaşılan üstünlerin hukuku böyle bir şey...
Belki de bu yüzden hukukun üstünlüğüne geçmekte zorlanıyoruz. Yargı sistemi tam oturmadığı, siyaset de normalleşmediği için bu süreçte verilen her karar, toplumsal kutuplaşmayı artırmaya yönelik kullanıldı.
Ergenekon'un başı da sonu da böyle oldu. Tabii darbe girişimcileri açısından bir milat olan bu davada başka tuhaflıklar da var.
Alın eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve Mehmet Haberal kararlarını... Bir yanda bir gecede tutuklanan bir genelkurmay başkanı, öte yanda neredeyse iki yıl tutuklanamayan hatta profesörlerin tutuklanmayı göze alarak rapor yazdığı bir profesör var.
Bir yanda müebbet hapis, öte yanda 12 yıl. Bugünlerde nereye gitsem bu kıyaslama konuşuluyor. Güçten, yeni bir siyasi dizayndan söz ediliyor.
Garip bir durum... Vicdanları rahatsız eden bu durum toplumu da ayrıştırıyor. Peki, bu nasıl durdurulacak? Elbette hiçbir suç cezasız kalmamalı ama şunu da biliyoruz dünyanın hiçbir ülkesinde sadece ceza ve yargılamalarla sonuca ulaşılmaz. Çünkü asıl yapılması gereken hukukun işlediği bir sistem kurmak ve suç üreten zemini yok etmek.
Bu yüzden yeni bir başlangıca ihtiyaç var. İki bayram arasını her alanda reform ve diyalog bayramına dönüştürmek mümkün.
Ağrı'da Evdalê Zeynîkê Festivali
Şu sıralarda biraz iç karartıcı konular ön planda olsa da Türkiye'de çok sayıda iyi şeyler de oluyor.
Bu kez havaalanı veya baraj açılışı değil, bir festivalden söz ediyorum. 1. Uluslararası Ağrı, Evdalê Zeynîkê Kültür ve Sanat Festivali...
Festival 17-18 Ağustos arasında Ağrı'da düzenleniyor. Kürt kültürünü günümüze taşıyan dengbej (Kürt halk ozanı) geleneğinin "piri" sayılan Evdalê Zeynîkê adına düzenlenen festivalin davetlileri arasında Başbakan Erdoğan ve Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik de var. Ama sadece onlar değil, dünyanın dört bir yanından akademisyenler, sanatçılar ve siyasi aktörler de davetliler arasında.
Ağrı Kalkınma ve Yardımlaşma Derneği (AKYAD) Başkanı Mehmet İzci festivalin amacını şöyle açıklıyor:
"Dengbejlik kültürümüzü sahiplenmeyi, yaygınlaştırmayı ve unutulmaya yüz tutmuş kadim kılamlarımızı gün yüzüne çıkarmayı amaçlıyoruz."
Festival bir ilk olduğu gibi birçok ilke de sahne olacak. Festivalin Onursal Başkanı Yazar Ahmet Aras'ın kaleme aldığı Evdalê Zeynîkê kitabı ve dengbejlerin kılamlarından derlenen 1000 adet CD Ağrı halkına ücretsiz dağıtılacak ve dengbejler arası kılam yarışması yapılacak.
Ramazan Bayramınızı kutluyor, barış ve huzur getirmesini diliyorum.
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ovur/2013/08/08/agrida-evdal-zeynk-festivali
Yorum Yap