- 18.07.2013 00:00
Gezi olaylarıyla devreye giren güç odaklarının hedefe Başbakan Erdoğan'ı koyması hiç tesadüf değil. Zaten aylardır İstanbul kulislerinde altyapısı oluşturulan bir çalışma var.
"İstanbul seçimlerini AK Parti'ye kaybettirirsek cumhurbaşkanlığı seçimlerini de riske sokarız."
Gezi olaylarının büyütülmesinde bu hesabın etkisi tartışılmaz. Tam da bu nedenle İstanbul sermayesi de siyaset kulisleri de sabahtan akşama bu hesabın hayata geçirilmesi ve bir fırsata dönüştürülmesini tartışıyor.
Aslında aynı stratejiyi CHP de kuruyor. Bu yüzden onların hesabıyla CHP'nin İstanbul hedefleri örtüşüyor.
Şimdi gelelim ortak noktaya... Hiç tartışmasız tek isim var: Şişli Belediye BaşkanıMustafa Sarıgül.
"CHP'ye geldi, gelecek" tartışmaları işin sadece formalitesi... CHP içinde "şu aday olacak, bu aday olmalı" tartışmaları da gündem oyalamasından öteye geçmiyor.
Son günlerde Şafak Pavey isminin ortaya atılması böyle...
Bu tür şeyler, "partimiz adaysız değil" demek veya Sarıgül'le pazarlıkta CHP'nin elini güçlendirmek için yapılıyor.
Yani sonuç almaya yönelik değil çünkü hem en güçlü isim Sarıgül hem de böyle bir karar, CHP'li birkaç siyasi aktöre bırakılmayacak kadar önemli...
Önceki gün İstanbul'a ilişkin birkaç kamuoyu araştırmasından söz ettim. O araştırmalarda şu çok net görünüyor; CHP'nin en iyi ikinci adayı olan Gürsel Tekin'le Sarıgül arasındaki puan farkı yüzde 10'dan aşağı düşmüyor... Bu da şu demek, CHP çevresindeki siyasi aklın başka şansı yok.
Erken açıklanmayabilir, hatta Sarıgül, "yıpratılmak" riskini düşünebilir ama böyle bir akıl devrede ve çok kararlı...
Bu arada Sarıgül'ün boş durmadığı da çok açık. İstanbul'a hazırlanırken, Türkiye'yi de ihmal etmiyor. O da nedensiz değil. Hedefi büyük tutuyor. Çünkü Gezi olayları yeni bir siyasi aktör yaratamadığı için o çevre ve CHP Sarıgül'e mahkum... Bir anlamda ellerindeki "son kurşun"
Cevabı aranan soru da şu: Bu kurşun, İstanbul seçimlerinde mi yoksa 2015'teki genel seçimde mi etkili olur?
O çevrenin hedefi İstanbul seçimleri... Başbakan Erdoğan faktörü nedeniyle işi zor görünse de kazandığında AK Parti'yi sarsacak, kaybettiğinde ise CHP'yi kazanacak. Gördüğüm kadarıyla daha şimdiden "Bekle İstanbul geliyorum" vari reklam hazırlıkları boşuna yapılmıyor.
İstanbul seçimlerinde BDP ve SP'nin rolü
İstanbul seçimlerinden söz ederken Büyükşehir için iddiasız görünen iki partinin dikkate alınacağını sanıyorum: BDP ve Saadet Partisi...
BDP'nin, 2009 seçimlerinde İstanbul'dan aldığı oy yüzde 4.7... Büyükşehir veya il genel meclisi oyu da pek değişmiyor. Yüzde 10 barajının aşağı çekilebileceği bir dönemde bu küçümsenecek bir oy değil.
Ama asıl ilginç olanı BDP'nin önümüzdeki seçimlerde ne yapacağı?
Çünkü iki önemli yeni durum söz konusu; barış süreci ve Gezi olayları... Eğer Gezi olaylarının öne çıkan ismi Sırrı Süreyya Önder, BDP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan aday olursa Gezi'ye katılanlardan ciddi oy alabilir.
Saadet Partisi'ne gelince...
Geçen seçimlerde Büyükşehir oyu yüzde 4.9, il genel meclis oyu ise yüzde 7.2... Ciddi bir oy. Ama bu kez hem Önder benzeri siyasi bir aktörü yok hem de parti eskisi kadar etkin değil.
Ayrıca dindarları rahatsız eden iki gelişme daha var; Gezi olayları ve Mısır'daki darbe... Saadet Partisi'nin alacağı veya alamayacağı oylar İstanbul seçimlerini derinden etkileyecek.
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ovur/2013/07/18/istanbul-secimlerinde-bdp-ve-spnin-rolu
Yorum Yap