- 7.07.2013 00:00
Mısır'da canlı yayında izlediğimiz askeri darbeye başta ABD olmak üzere Avrupa'nın "darbe" diyememesi bir gerçeği ortaya çıkardı: Batı'nın"vesayet sistemi"ni...
BM'siyle, NATO'suyla, IMF"siyle, soğuk savaş döneminden kalma medyası ve kurumlarıyla...
Hepsi Mısır'daki darbe karşısında sustu...
Demokrasinin beşiği ülkelerin düştüğü hale bakın.
Afrika Birliği darbeye karşı çıkıyor, dünyaya "demokrasi norm"u koyan Avrupa Birliği susuyor.
Türkiye, Tunus karşı çıkıyor, ABD ve Almanya, Suriye ve Suudi Arabistan'la birlikte destek veriyor.
Bu Batı'nın statükoculaştığını, yeni demokrasi rotasının Doğu'ya kaydığının işareti...
Daha dinamik, daha değişimci Afrika'yı da içine alan bir "Doğu" doğuyor. Bir süre önce işadamı Ethem Sancak'ın ilginç bir tespitini aktarmıştım:
"Uygarlık kuşu havalandı. Ya İstanbul'a konacak ya da Hindistan'a..."
Bu yaklaşım demokrasi için de geçerli... Yakın gelecekte küresel demokrasinin temeli Doğu'da atılacak. Baksanıza, şiddetten uzak duran "İslamcı" Müslüman Kardeşler, demokrasiyi denemek istiyor ama ne laik muhalefet ne de Batı izin veriyor. Kim demokrasiyi içselleştirememiş acaba?
Taha Özhan dün Sabah'taki analizinde tam da buna dikkat çekti:
"Bütün Batılı liberal demokrasi fantezisi ahlaken ve siyasal olarak iflas etti, onlar İhvan'ın başarısız olduğunu dillendiriyorlar. Sekülerlerin demokrasiye suikast girişimi oldu, onlar hâlâ 'İslamcılar demokrat olabilir mi?' düzeyindeler."
AK Parti'nin 10 yıllık deneyimiyle gördük ki; iş, sadece içerideki vesayet sistemini geriletmekle bitmiyor, BM'den IMF'ye dış vesayet sistemi değişmeden dünyaya gerçek anlamda demokrasi gelmez.
Mısır'da demokrasiyi değil, darbeyi dayatmaları bunu gösteriyor.
Kentsel dönüşümün ilk konutları
Siyasi parti ayrımı yapmadan söylüyorum, son yıllarda yerel yönetimlerde önemli işler yapılıyor ve şehirlerimiz yeni baştan kuruluyor.
Bir kere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın belediyelerle birlikte başlattığı "Kentsel Dönüşüm" projeleri müthiş bir hızla devam ediyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın şu sözleri umut verici:
"Kentsel dönüşüm projelerinin devreye girmesinden sonra 25 bini aşkın vatandaş bakanlığa başvurarak 'gelin evimi yıkın' diyor."
Benzer bir ilgiyi yakından izlediğim İstanbul Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksuda söylüyor.
"Biz kentsel dönüşümde çok ciddi mesafe aldık. Bunun nedeni vatandaşın ilgisi. 400 dönümde 10 bini aşkın konut üreteceğiz. Bu yıl 282 konutu teslim ettik."
Başkan Göksu'ya Gezi Parkı'yla gündeme gelen şehirle ilgili kararlara halkın katılıp katılmadığını soruyorum.
Göksu, biraz da sitem ederek şöyle diyor:
"Her projeyi değil ama bazı kritik projelerde halka hep sorduk. Bütün projelerde yönetimi değil yönetişimi önceliyoruz. Kentsel dönüşüm bunun en güzel örneği. Dönüşümün yapıldığı yerlerde girmediğim ev, dolaşmadığım sokak ve konuşmadığım insan kalmadı. Böyle olduğu için başarılıyız."
Başkan Göksu, sözü yeşil alana getiriyor ve 1 metrekare hazine arazisinin olmadığı Esenler'de gelinen noktayı söylüyor:
"Üç yılda kamulaştırmaya merkezi hükümet ve büyükşehirle birlikte nakit 222 trilyon TL ödedik. Hepsi yeşil alan için. Kişi başına yeşil alanı üçe katladık. Ayrıca Esenler'de boş bulduğumuz her yere özel arsalar dahil ağaç dikiyoruz."
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ovur/2013/07/07/batinin-vesayet-sistemi
Yorum Yap