- 2.12.2012 00:00
Uğur Mumcu cinayeti siyasette bir kırılma noktasıydı... O tarihe kadar mevcut sol, daha sosyal demokrat bir çizgi izlerken, o cinayetten sonra, eskisi gibi daha statükocu daha laikçi olmaya başladı. SHP'nin yerine de CHP ikame edildi.
Böylece sisteme sahip çıkan sol, muhalif özelliğini kaybederek bugünkü noktaya geldi. Kuşkusuz başka nedenler de var ama Mumcu cinayeti "derin" bir operasyon olarak bu dönüşümde itici bir rol oynadı.
Cenaze törenine katılan ve gözyaşı döken milyonlar ne yazık ki katili "gerçek adreste değil, gösterilen adreste" aradı.
Uğur Mumcu'nun cenazesinde "Türkiye laiktir laik kalacaktır" diye bağıranlar bu gerçeğin üzerinde pek durmadı.
Güldal Mumcu yeni kitabıyla bu yolu açıyor. Kitapta Yeşil'den söz edilmesi öne çıktı ama çok daha dikkat çekici bir isim var: Ömer Çiftçi...
Güldal Mumcu, onu tanık bulunmamasının faili olarak gösteriyor.
Nasıl göstermesin ki... O patlamanın olduğu sabah, karşı binada oturan Çiftçi, camı açıp tanımadığı Uğur Mumcu'ya dışarı çıkıp çıkmayacağını soruyor.
Ama sadece bununla yetinmiyor. Mumcu'nun evini gören taksi durağını, "Uğur Mumcu istemiyor" diye kaldırmaya kalkıyor. Olayı Mumcu, dönemin Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen'in aramasıyla öğrenir.
Çiftçi, taksi durağını kaldırtamaz ama taksi şoförlerini tehdit edip, durağın sokağa bakan kısmındaki pencerelerini cinayet öncesinde buzlu camlarla kapattırır.
Ne pervasızlık değil mi?
Daha enteresanı ise Cumhuriyet gazetesinde Çiftçi'yle ilgili olumsuz bir haberin çıkmasından sonra yaşanır.
Haber üzerine DİSK'in önemli isimlerinden Kemal Nebioğlu devreye girer ve gazete yönetimine şöyle der: "Çiftçi tanıdıktır, iyi insandır"
Tıpkı yıllar sonra Şemdinli'de bir kitapçıya bomba koyarken suçüstü yakalananlara dönemin KKK Yaşar Büyükanıt'ın söylediği "iyi çocuklar" gibi...
Güldal Mumcu'yu asıl üzen ise İlhan Selçuk'un haberin arkasında durmaması. Bunu şöyle dile getirir: "Öldürülmüş bir arkadaşınız var. Cinayetin aydınlatılmasına çalışmanız gerekirken Çiftçi'yi aklamaya çalışıyorsunuz."
Bundan daha ağır ve anlamlı bir suçlama olabilir mi? Soru da ipucu da çok. Aynı adresi işaret eden Özal suikastıyla, Mumcu cinayeti çözülürse gerisi gelir.
Siyasetin bilişim aşkı
Gezerken dikkatimi siyasi parti ve belediye stantları çekti. Siyasetin ve belediye hizmetlerinin halka ulaşmasında bilişim teknolojisi mucizeler yaratıyor. Fuara başından beri katılan AK Parti MKYK Üyesi Prof. Dr. Mazhar Bağlı şöyle diyor:"Yeni teknolojilerle halka nasıl hizmet verdiğimizi anlatıyoruz. Bu güven yaratıyor." Fuara ilk kez katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Emrehan Halıcı ise biraz tebessümle şöyle diyor:
"Biraz geç katıldık ama siyaset bilişim çağının gerisinde kalmamalı. Bunu belediyelerimiz iyi yapıyor."
Gerçekten de belediyeler bilişim teknolojileriyle hizmeti buluşturmayı iyi başarmış. Önce yaşadığım ilçe Beşiktaş'ın standına giriyorum. Her türlü hizmeti sunan iphone uygulaması beni şaşırtıyor... Sonra Ankara Keçiören Belediyesi dikkatimi çekiyor. Belediye başkanı iddialı, "Windows 8 dahil bütün ilk uygulamaları biz yaptık" diyor.
Yorum Yap