Kürd Sorunu nasıl biter

  • 26.04.2016 00:00

 Osmanlı’nın son dönemi olan 1914-1916 yıllarında BitlisDersimMuşMotkiGarzan “isyanlarının” İttihat ve Terakki Paşası Talat’ın emri ile acımasız şekilde bastırılışını “Sabah”, “Tanin”, “İkdam” gibi gazeteler kamuoyuna “Kürd isyanı bastırıldı” haberi ile manşetten duyururlar.

Oysa yazılı resmî açıklamada, “Kürd sorununun yok olmadığı” kabul edilerek, sorun Cumhuriyet hükümetlerine devredilir. Yeni bir “son Kürd isyanı bastırıldı” haberi de 102 yıl sonra bu sefer 20 Nisan 2016 tarihli Hürriyet’in manşetinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından “PKK’yı yendik” başlığı ile verilecekti.

Kürd “isyanlarının” tarihi resmî kayıtlarda okul müfredatlarında her ne kadar 1925 olarak gösterilirse de bir benzerini 1914-1916 yıllarında Kürd halkı yaşamıştı. Ondan önce de, sonra da bir hayli “isyan” olmuştu. Cumhuriyet kurulduktan sonra da 1925’ten günümüze kadar devam edip geldi.

Yazık ki Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar başta devlet denen bürokrasi, yürütme erki olan hükümet, yasama erki olan Meclis ve yargı erki soruna doğru teşhis koyma becerisini göstermeyince siyasilerin ağzından “son Kürd isyanı bastırıldı” açıklamalarını medya sürekli manşetlere çekti. Fakat o manşetlerde beklenen sonuç hiçbir zaman gerçekleşmedi.

Gazeteci, yazar, tarih hocası sıfatımla konuya duyarlı biri olarak 1968 yılından beri yaşadıklarımı hatırlatacak olursam 1984 Eruh saldırısından bu yana Mart 1993’te “son Kürd isyanı bastırılıyor” denildi. Bunu, 5 Şubat 1999 tarihinde Abdullah Öcalan yakalanıp İmralı’ya getirildikten sonra “Zafer”, “İdam”, “Son Kürd hareketi bastırıldı”, “Örgüt tamamen dağıldığı”, “Dağa giden kalmadı” manşetleri takip etti. Hürriyet’ten Ertuğrul Özkök, “Türk ordusu ve öteki güvenlik güçleri, dünyanın en büyük gerilla hareketlerinden birini askeri açıdan sıfıra indirmiş durumda. 29. Kürd hareketini bastırmak boyutunda görsek mesele yok. Sorun çözülmüştür” diye yazdı.

Ve 20 Nisan 2016 tarihinde yine Hürriyet’in manşeti, “PKK’yı yendik”ti. 32 yılda yine aynı vurgu, aynı temenni, aynı özlem, aynı duyguları manşetlere taşıyan bir yaklaşım… Peki, bu doğru mu? 1984’ten günümüze kaç kez “bastırdık”, “bitirdik”, “yendik”, “tükettik”, “yok ettik”, “sıfırlandı” manşetleri ile 32 yılda kaçıncı kez PKK’nin yenildiği yazıldı, çizildi.

Özkök ve diğerleri gibi Kürd meselesine duygusal, hissi, özlem ve temenni bakımından yaklaşırsam şüphesiz farklı şeyler yazarım. Ama çoğu zaman mesleğimin ilkelerine, demokrasi ve özgürlüklere bağlı biri olduğum için, objektif bir görüş sunacağım.

Yukarıda verdiğim örneklerden yola çıkarsak; anlaşıldı ki dünyanın en güçlü silahlı gücü arasında sayılan Türk ordusu ve Türk devletinin aynı yöntemleriyle, ne genelde 900 yıldır süren, özelde son 32 yılda büyük acılara, yıkımlara yol açan devasa “Kürd” sorunu çözülmüş olur, ne de PKK bertaraf edilmiş olur.

Bu görüş bana ait değil. Asker, siyasetçi, uzman, gazeteci, yazar, aydın, akademisyen, sivil hemen herkes yukarıda verdiğim tarihleri, gazete manşetlerini gerekçe olarak göstermekte, söylemekte, yazmaktadır. Sadece ülkemizde değil bütün dünyada buna benzer yorum, analizler yapılmakta; hem de 1916’dan beri tam yüz yıldır. Peki, o zaman ne yapılmalı, ne yapılabilir?

 

PKK’Yİ BİTİRMEK İKİ KELİMEDE SAKLIDIR

Değerli okuyucularım ve 78 milyon Türkiye halkları. Kendimi bildiğim bileli sorunun bitmesi için dile getirdiğim iki doğru kelimeyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 13. İslam Zirvesi’nde başlık olarak kullandı. Evet, “Adalet” ve “Barış” dedi. Yani “Eşit vatandaşlık” dedi. Yetinmedi 14 Nisan 2016 tarihli konuşmasında “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” dedi.

Sayın Cumhurbaşkanı’na aynen katılıyorum. 1984 yılından beri “bitti”, “bitecek” denilen PKK bitmedi aksine kartopu gibi yıllar ilerledikçe büyüdü. O hâlde strateji yanlıştı, yaklaşım yanlıştı, projeler yanlıştı, çözüm yanlıştı. Geçmişte olduğu gibi başarısızlık ile karşılaşmamak için çözüm Cumhurbaşkanı’nın İslam Zirvesi’nde söylediği sözlerde saklıdır.

PKK’nin PKK olmasında en önemli faktör, en önemli kaynak kabul etsek de etmesek de Kürd halkının çocukları Kürd gençleridir. Bu gerçek orta yerde durdukça ve Kürd meselesine kalıcı, kabul edilebilir, insani, vicdani, yasal ve anayasal çözüm bulunmadıkça PKK bitebilir ama yarın başka isimle başka bir örgütün ortaya çıkacağı 100 yılda yaşadıklarımızdan bellidir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası; 900 yıl kader birliği yapmış Türk ve Kürd halklarının beraberliği; ülkenin siyasi, ekonomik, sosyal refah, huzuru için silah, şiddet, bastırma, sindirme yerine bir sefer, evet bir tek sefer denenmeyen “demokratik”, “eşit”, “adil” bir barış stratejisini denesek ne olur? Şiddet 100 yıl, özellikle son 32 yıl ve de son bir yılda hiç olmadığı kadar ağır bir şekilde denendi. Netice hâsıl olacak mı? Geçmiş deneylerden yola çıktığımızda mümkün olmadığını gördük. O zaman bir sefer, sadece bir tek sefer ölmeden, öldürmeden, ayrıştırmadan yeni stratejiyi denersek ne kaybederiz?

Birileri üç yıl “çözüm süreci” denendi olmadı diyebilir. Hayır denenmedi. Amaç sadece PKK’yi bitirmeye yönelik bir proje olduğu için başarısız oldu. Yoğun olarak Haziran 2015’ten beri başlayan karşılıklı çatışmalarda hep birlikte olanlara şahit olduk. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere hiçbir devlet yetkilisi direnişin bu kadar süreceğini tahmin etmedi. Devletin de PKK’nin de politikaları tutmadı. Sonuç yıkım ve ölüm oldu. Daha ne kadar sürecek bilen yok. Hendekler doldurulup, barikatlar yıkılınca “kazandık” olmuyor. Geçmiş tekerrür eder, hepsi bu.

Ben ve benim gibi düşünen insanlar, Türkler, Kürdler, gazeteciler, yazarlar, siyasiler diyoruz ki “Kürd meselesini” çözmeden PKK bitmez. Bitse bile başka bir örgüt ortaya çıkar. PKK’yi bitirecek tek bir güç vardır. Kürd halkı. Çare de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediğini hayata geçirmektir. Yani, “adalet” ile “barışı” sağlayacaksın ve “insanı yaşat ki devlet yaşasın” formülü ile “eşit” vatandaş kabul ederek “anadilini” tanıyacaksın; sorun da PKK de biter. Gerisi hayaldir.

O zaman PKK’nin ana kaynağı olan Kürd halkı ve Kürd gençleri PKK’ye katılmaz ve de PKK biter. O kadar zor mu bu yöntem. Tek bir kurşun atmadan; 100 yılın son 32 yılında 500 milyar dolar harcanan sorun için eloğluna silah, uçak, tank, top, cephane parası ödemeden 78 milyon için para harcayarak refahı artırmak, hayal edilen “Dünya Devleti” unvanını yakalamak mümkünken bu savaş, bu kan, bu gözyaşı ve bu düşmanlığı sürdürmek niye.

Hem Irak, İran ve Suriye’den çok daha şanslı bir konumdayız. Türkiye Kürdleri devlet ile, Türkiye halkı ile entegre oldu. İç içe geçti; kız alıp kız verdi. Ortak eğitim sistemi ile birbirini daha çok anlayan bir halk oldu. “Tek” millet olmasa da “tek ülke” bilincine ve getirisine vâkıf oldu. Kürdün “bayrak”, “vatan”, toprak”, “ülke” gibi sorunları yoktur.

Kürdler gelişen dünya ve Türkiye koşullarında, yükselen teknolojinin verdiği nimetler ile sadece “eşit”, “adil” insanlar olarak yaşadığı bölgede güçlendirilmiş yerel yönetimler eliyle kendilerini yönetmek istiyorlar. Formüle Kürdler “özyönetim”, “özerklik” ve benzeri isimler verebilirler. Merkezî yönetim sadece bölge için değil bütün ülkede geçerli olacak bir formül geliştirebilir ve ismini de merkezî yönetim kendisi verebilir.

Belki görüş ve düşüncelerim ülkeyi yönetenler için geçerli olmayabilir. Ama halkımız, birçok siyasi, aydın, uzman, bürokrat benim gibi düşünüyor. Çare yakıp, yıkmak, öldürmek ve de öldürülmekte değildir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’de son bir yılda yaşananlar ile tarihe geçmez. Tarihe geçse geçse Türkiye Cumhuriyeti’ni 100 yıl daha Türk ve Kürd kardeşliğini temin eden lider olursa geçebilir. Bu kadar cana, yıkıma ve olumsuzluğa rağmen hâlâ geç kalmış sayılmaz. Dediği gibi toplumun vicdanında karşılığı olan “insanı yaşatmalı ki devlet yaşasın” formülünde; kamuoyu adına karar veren “adalet”, “barış” tek kurtuluşumuzdur.

Dileğim, Cumhurbaşkanı, Başbakan, AKP iktidarı, TSK, muhalefetteki siyasi partiler ve 78 milyon dalkavukların, günlük çıkarlarının peşinde koşan kışkırtıcıların söylem ve yazıları yerine bizim gibi maddi menfaati sıfır getiri olan; manevi yararı bin yıl daha bu ülkede birlikte yaşamak olan önerimize kulak verirler; değerli bulup öne çıkartırlar. Akan kanı durdururlar.

 
 
 
 
 
 
 

    

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums