Diyarbakır Sur’da 7 Mart 2016 Pazartesi duvar dibine dizilmiş 7 çıplak erkek resmi medyaya düştü. Bir karede yalnızlardı; bir başka karede tam teçhizatlı askerler başlarına toplanmış lacivert yelekli biri savaş film çeker gibi nasıl poz vereceklerini söylüyordu.

            Aylardır Türkiye’de bu tür insanlık suçu işleniyor. Örneğin 15 Ağustos’ta medyaya işkence izleri olan çıplak kadın gerilla resmi düştü. Kadın gerillanın 10 Ağustos’ta Muş’un Varto ilçesinde öldürülen Kevser Eltürk’e ait olduğu anlaşılmıştı. Çıplak resimle kalsalar iyi, işkence yapıldıktan sonra boynuna ip geçirilerek sürüklendiği de ortaya çıkmıştı.

            Peki, insan şerefine, onuruna aykırı davranarak yalnız Kürdlerin değil dünya halkını infiale sürükleyen bu uygulamalara yetkililer neden izin veriyor? Canlı bomba, bombalı tuzak ya da intihar eylemine karşı tedbir gerekçeleri resimlere baktığınızda inandırıcı mı? Diyelim ki insanlık dışı uygulamayı yaptılar; peki onur kırıcı resimler medyaya neden servis ettiniz?

            Uluslararası evrensel hukuk ve Türkiye’nin de taraf olduğu sözleşmeye göre teslim alınan asker, sivile insan onuruyla bağdaşmayan bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğini etkilemeye, aşağılamaya yol açacak davranış ve muamelede bulunamaz diyor. Cenevre Silahlı Çatışma Konvansiyonuna madde:3-1 Madde 13, Madde 14 ve Türk ceza kanunu madde 94-1. Irkı, rengi, dini, cinsiyeti, nesebi ne olursa olsun.

            Türkiye’de öteden beri yapılagelen insanlık dışı uygulama neden önlenmemekte? İnsanım diyenin tepkisini çeken bu görüntülere TSK ve hükümet neden sessiz kalmaktan çok müsamaha göstermekte? Abluka, tank, top ile yakmak, yıkmak yetmiyor bir de psikolojik harp gereği Kürdleri sindirmek için mi bu yolu seçiyorlar ve uyguluyorlar?

            Peki toplumda infial uyandırıp tepki görünce neden havuz medyası insanlık ayıbını örtmek için “Sur’da Çıplak Terörist Gören Asker Şaşırdı” diyerek vahşi uygulamayı temize çıkarmak, taraftarlarına yalan haber üzerinden manipülasyon yapma gereğini duyuyor? Neden Diyarbakır Valiliği “biz soyduk” diye yalanlarını ortaya serdiği halde havuz medyası geri adım atmıyor? İlginç olan da valiliğin” fotoğrafların izinsiz çekilip paylaşıldı” cümlesiydi.

Oysa film çeker gibi komut veren, poz veren personelin ve kimin çektiği de valilikçe çok iyi biliniyor. Ha bir de Valilik soruşturma yapacakmış. Daha önce işkence edilen kadın gerilla, panzere bağlanarak sürüklenen milletvekili akrabası ve benzeri soruşturmaların nasıl sonuçlandığını bildiğimiz için acı bir tebessümle dudağımızı büzerek “hadi oradan” diyoruz.

Yüz yıldır köyden şehre Kürdler bu manzarayı ve zulmü yaşıyorlar. Geçmişte Twitter, Facebook, Google; siteler, internet olmadığı için binde bir çekilmiş bir fotoğraf insaflı medya eline ulaşmışsa kısmen duyulurdu. 1960 Mayıs darbesi, 72 Muhtırası, 12 Eylül, 1990’lar hep bunu yaşadılar; hala yaşıyorlar. Gerek benim gibi o bölgenin çocuğu; gerekse de 1970’lerden günümüze kadar Kürd coğrafyasında görev yapan gazeteciler 7 Mart görüntülerinden çok daha kötü manzaralar ile karşılaşmışlar, karşılaşıyorlar.

Soruyorlar, “neden PKK bu kadar büyüdü; neden Kürdler isyan ediyor?” diye. Siz yüz yıl boyunca, özellikle 30 yılın son 3 yıl ve de son 7-8 ayında “terörle mücadele ediyorum” diye şehirleri yakıp, yıkıyorsan. Yaşlı, genç; kadın- erkek, çocuk demeden güvenlik adına öldürüyorsan; ölmüş Kürd kadın gerillanın cesedine işkence yaptıktan sonra çırılçıplak soyup medyada teşhir ediyorsan; Sur’da çağrına uyarak teslim olan Kürdü çırılçıplak soyup teşhir ediyorsan hangi hakla “Kürdler niçin isyan ediyor” diyebilirsin ki?

Şiddete karışmamış, şiddet kurbanı olmuş asli vatandaşını dünyanın hangi ülkesinde bir devlet, bir hükümet; o devletin askeri; kimliği nedeni ile çırılçıplak soyup aşağılamıştır? Kürdlerin dirisini de, ölüsünü de çıplak soymak ne zamandan beri “kamu düzeni” olmuştur? Hangi yasada bunu yazıyor? Gerçekten AKP hükümeti Kürd meselesinde ne yapmak istiyor? PKK bahane edilerek şehirlerini yıkarak, insanları öldürerek nereye varacak? Kürdleri bu şekilde sindirmeyi, susturmayı düşünüyorsanız kendi kendinizi kandırıyorsunuz. Kürdler asla bu yolla itaat etmez. Eşit, adil ve insani davranmadan yol alamazsınız, sorunu çözemezsiniz.

Bakın açık açık yazıyorum, söylüyorum; ne dün ne bu gün gittiğiniz yol, uyguladığınız siyaset doğru değildir. İnsanlığın dibe vurduğu sömürgeci zihniyetle, iç savaşı yaşatarak Kürd meselesini çözemezsiniz. Öcalan ile masaya oturduğunuz günler ile bu günleri karşılaştırınız. 35 yıldır savaştınız da sonuç ne oldu görünüz. Kan akmasının karşısında duranların sesine kulak verin. Sur’da, Cizre’de TOKİ ihalecilerine rant sağlamak için Kürd çocuklarını, Kürd gençlerini, yaşlı kadın – erkek sivili öldürerek bir yere varamazsınız.

Bu gelişmeler karşısında bir sözüm de Kürd halkına, Kürd siyasilerinedir. Şiddete şiddet ile cevap verdiğiniz sürece daha büyük şiddet uygulayarak hepinizi öldürmek istiyorlar. HDP’li siyasetçilerini hapsetmek istiyorlar. Onlara sevinçle karşıladıkları bu fırsatı vermeyin. Siz barışın sesini Newroz’un ateşini kandan beslenenlere inat milyon serhildanlarla namlulara çiçek, gül vererek “Gandhi” gibi isyan bayrağını açın. Ölmeyin, öldürmeyin ama karşı çıkın.

Ey Kürd halkı zalimler yenildiklerini gördükçe çıldırıyorlar. Siz Newroz alanlarına dik ve milyonların katılımı ile onları biraz daha delirtin; ama asla şiddete bulaşmayın. Şiddeti size uygulasalar da siz karşılığında gülün ki daha fazla şaşırsınlar, daha çok korksunlar. Korktukça yanlış yapsınlar. Cinayet, hırsızlık, yolsuzluk korkusu ile yargılanmayacakları süreç yaratmak istiyorlar ama başaramayacaklar. Korkacaklar çünkü zalim onlar, eli kanlı onlar. Bu yüzden siz rahat olun, siz sakin olun, siz gülün, eğlenin, halay çekin, milyonları alanlara sürükleyin. Newrozu’nuzu şimdiden her ortamda kutlamaya başlayın. Newroz a ve piroz be.