CİZRE’DE KATLİAM ve KASITLI YALAN HABER

  • 12.02.2016 00:00

 Haftalardır Cizre’de bir apartmanın altında yaralı, ölü ve tutsak bulunduğu medya yazarçizer, duyarlı insanlar, siyasiler, sivil toplumun vicdanı olanlar ses vermeye çalıştı ama Devletin dezenformasyonu ( kasıtlı, çarptırılan bilgi, karşı propaganda, yanıltan, yalan haber) sonucu bu satırları yazdığım anda her şey muğlak; kimse bir şey bilmiyor. Rakamlar ile Kürd katliamına karşı susan batı, sağırlaşan dünyanın sessizliğinden cesaret alan militarist güçler 60 kişinin öldürüldüğü iddiası ortalığı ayağa kaldırdı. Bu satırları yazdığımda her şey karanlıktı.

            HDP, eş Genel Başkanı TBMM’inde grup toplantısında: “ Ne diyor bu ahlaksızlar; HDP’liler gidip orada üst düzey PKK’lileri kaçırmaya çalışıyor. Ahlaksız politikalarının karşılığında kirli propagandalarını kullanıyorlar. 20 gündür herkesin gözünün içine bakla baka katliam yapıyorlar. Kanaatimiz odur ki tüm insanları öldürdüler. Çünkü yaralı olduklarını kanıtlamıştık görüşmelerle, telefon kayıtlarını duyurduk. Toplu bir katliamı örtmek için gün be gün açıklıyorlar” diyordu. Ki 55 kişinin ismi Medyaya düştü.

Bu arada Düne kadar kanlı bıçaklı olan güçlerin Kürdler üzerinde kurdukları ittifak sonucu Sur’da, Cizre’de iki aydır insanlık dışı cinayetleri görmüyorlar. Her gün şehirlerin sokaklarında kimliği belirsiz cesetler ortaya çıkıyor. TRT sevinç içinde çığlık atarak 60 Kürd Cizre’de öldürüldü, cenazeler Malatya’ya kaldırıldı derken Valilik “on terörist öldürüldü” diye açıklayınca TRT haberini geri çekiyordu. Yani kimse Cizre’de ne olduğunu bilmiyor.

            Çatışmaların devam ettiği Sur, Cizre’de herhangi bir kişiye ulaşmak mümkün değil. Ambulans ve hastane personelleri bilgi vermesinler diye dışarı ile temasları kesilerek adeta hapsedilmişler. Bu iki ilçede özellikle Cizre’de tüm bilgi kaynakları engellenmiş durumda. Bölgeden ve şehirlerden bilgi aktarımı karartılmış durumda. Kürd siyasiler çaresiz durumda.

            Aylardır her kesin gözü önünde sivil insanlar infaz ediliyor. AKP hükümeti ve devlet dünyaya medyan okuyarak ben bunları yapacağım dedi ve yapıyor. Kürd şehirlerinde bugün uygulanan savaş politikasıdır. Batı kamuoyu ise bu gelişmeler karşısında üç maymunları oynadı, oynuyor. Ne medya, ne sivil toplum, ne aydınlar en ufak bir tepki vermediği içindir ki katliam yapanlar çok rahatlar. Uluslararası camia ise “mülteci” derdinden başka derdleri yok. Merkel Suriyeli gelmesin diye yalvarırken gazetecinin katliam sorusunu es geçebiliyordu.

            Suçu işleyenler karşısında sessizliğe bürünen içteki ve dışardaki toplum cinayetlerin ortağıdır, altında ezilecekler. Bir gün gelip pişman olsalar, Allah af etse de kul affetmeyecek. İşlenen katliamlar karşısında tarih önünde gün gelir hesap verecekler. Kürd ve duyarlı halkın bilinçaltında derin yaralar açanları ne Allah, ne kul affetmeyecek.

            Öyle ki bu satırları yazdığım 10 Şubat 2016 gününe kadar HDP 7 kentte, 20 ilçede, onlarca mahallede 56 kez ilan edilen sokağa çıkma yasağı sonucu AKP’nin tırmandırdığı savaş süresince tespit edilen ve bilinen 84’ü çocuk, 79’u kadın olmak üzere toplam 460 sivil yaşamını yitirdi. Bunun apartman altında kalanlar hariç 112 kişi Cizre’de yaşamını yitirdi.

            Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Dokümantasyon Merkezi ise 16 Ağustos 2015 ile 5 Şubat 2016 tarihleri arasında sokağa çıkma yasaklarında sivillere yönelik yaşam hakkı ihlallerine 19 ilçede en az 58 süresiz ve gün boyu sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini kaydetti. Söz konusu ablukalar sonucu en az 1 milyon 377 bin kişinin temel yaşam ve sağlık haklarının ihlal edildiğini açıkladı. Söz konusu yasaklar süresince 42’si çocuk, 31’i kadın, 30’u 60 yaş üstü en az 224 sivilin öldürüldüğünü açıkladı.

            11 Aralık 2015 tarihinden itibaren hükümet, devlet ve askerin söylem ve icraatlarında sertleşen durum ile bölgede adı konmamış bir savaş durumuna geçildi. O kadar vahşi bir savaş yaşanıyor ki 64 sivil evlerinin sınırı içinde, 53’ü tankların attığı top mermileri ve keskin nişancıların nokta atışı sonucu, bir kısım ise ambulansların engellenmesi sonucu sağlık hakkına erişmeme ihlali yüzünden hayatlarını kaybetti. Bunlar yaşanırken AHİM’in aldığı acil tedbir kararlar uygulanmadığı için Hüseyin Paksoy ve Serhat Altun yaşamlarını yitirdi.

Şimdi korkulan o ki bu akıbete 60 Cizreli Kürd insanın daha eklenmesidir. HDP ve sivil toplum kuruluşların çağrısı, açlık grevleri, toplu “savaşa dur” talepler kar etmedi.  Öyle ki Radikal’in haberine göre Şırnak’ın Cizre ilçesinde sokağa çıkma yasağı nedeniyle yaşama hakkı, işkence, eziyet yasağı, özgürlük, güvenlik ve eğitim haklarının ihlal edildiğini ileri süren 26 kişinin talebini ret eden Türkiye Anayasa Mahkemesinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ( AHİM) de reddetti.  Gerekçe: “Alınan bilgiler temelinde şu anda talep edilen tedbir kararına hükmetmek için yeterli unsur bulunmadığıymış.” Oysa asıl gerekçe mülteci meselesi uluslararası mahkemenin tarafsızlığına bile gölge düşürebiliyordu.

            İşte tam da bu tavrı yüzünden Cizre, Sur ve diğer şehirlerde işlenen bu kadar açık, bariz, kamera görüntüleri ve görgü tanıklarına rağmen “demokratik” ülkeyim diyen devlette işlenen cinayetlere Türkiye’nin ve dünyanın batısı vahşete sessiz kalabiliyordu. İşte tam da bu yüzden AKP’liler “Cizre’de 60 leş tagıyla sevinç kampanyaları başlatırken; Doğu Perinçek’in Twitter hesabından “ Evet çok mutluyum. Türk Ordusu ABD piyonu bölücü örgütü temizliyor” ifadesini kullanma cesaretlerini bulabiliyorlardı.

Bölgede gelişmeler o kadar karanlık ki CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun yaptığı açıklama olayı daha karmaşık hale getiriyor: “7 Şubat akşamı Cizre’de, TRT’nin iddiasına göre 60, valiliğin 8 Şubat’ta yaptığı açıklamaya göreyse 10 kişi öldürülmüştür. Bölgeden gelen haberler, söz konusu operasyon sırasında herhangi bir çatışma olmadığı yönündedir. Dolayısıyla yaşananın toplu infaz olduğu şüphesi söz konusudur. Olayın bu boyutunun derhal araştırılması ve kamuoyuna sağlıklı bilginin sunulması, bölgenin bağımsız gözlemci ve basına açılması gerekmektedir. İnsan hakları örgütlerinin yayınladıkları çeşitli veri ve raporlar, AKP’nin bölgede nasıl bir insani yıkım yarattığını ortaya koymaktadır.” Diyordu.

Kürdistan’da katliam o kadar acımasız ve insanlık dışı gelişiyor ki; henüz tarafsız gözlemcilerin doğrulamadığı HDP Şırnak Milletvekili Sarıyıldız’ın “30 kişinin vücudunda hiç kurşun izi olmayan yanmış cesedi bulundu” iddiası sadece tüyler ürpertici değil; uluslararası savaş kurallarına yüksek cezai müeyyide gerektiğini ifade edelim. Bu iktidar nereye gidiyor ve ne yapmak istiyor. Allah’tan başka sığınacak bir çaremiz kalmadı.

Ahmet Altan’ın yazdığı gibi: “ Zift kokulu çorak bir karanlık kapladı ülkeyi. Ölüm karanlığı bütün hayatın üstüne çöktü. Şimdi her gün kendi çocuklarımızı öldürüyoruz. Evlerin bodrumlarını toplu mezarlara çeviriyoruz. Bütün gücümüzü öldürmeye harcadığımızdan yaşatacak gücümüz kalmadı. ‘Bin kişiyi öldürdük, inşallah daha da fazla öldüreceğiz”’ diyen nutuklar dinliyoruz. Bu nutuklar alkışlarla karşılanıyor. “Daha öldür, daha öldür” naraları yankılanıyor. Vampirlerle dolu bir tımarhanede gibiyiz. Öldürüyorlar… Daha da öldürmek istiyorlar… Tek görmek istedikleri kan… Kana doymuyorlar”.

Anlaşılmıştır tarih boyu bu coğrafyada işlenen cinayetlerin, vahşetlerin, barbarlıkların sonu gelmediği gibi yaptıkları katliamı da gizliyorlar. Ama gerçekler er ya da geç ortaya çıkacak ve insanlık tarafından lanetlenecekler.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums