- 3.02.2016 00:00
Bin yıllık Diyarbakır’ın tarihi Sur şehri yakılıp, yıkılırken Başbakan Ahmet Davutoğlu Suudi dönüşü ferman buyurmuş. Yandaşı, merkez medyada Hürriyet’te yerleştirilen biatçısı Akif Beki’ye “ Diyarbakır Sur’u öyle inşaedeceğiz ki aynen Toledo (İspanya) şehri gibi mimari dokusuyla herkesin görmek istediği bir yer haline gelecek” demiş.
Biz neden Sur’un böylesine yakıp, yıktıklarını; neden taş üstünde taş bırakmadıklarını aylardır köşe yazılarımızda dile getiriyoruz. Erdoğan’ı ve AKP Hükümeti’ni ayakta tutan tek bir şey kaldı; “inşaat”. Evet, yanlış okumadınız. İlk yıllar 2001 yılında Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Dervişin getirdiği radikal yapılanma ile durumu idare ettiler.
Akabinde kamuya ait verimli olan arsa, fabrika, kurumlar “a” dan “z” ye ne varsa satarak, özelleştirerek durumu bir süre daha idare ettiler. Her şey satılıp kaynaklar bir, bir tükenince TOKİ eliyle, AKP’ye yakın Holding ve iş adamları aracılığı ile 3 şeye büyük ağırlık verdiler. “Çift yol” ile Türkiye’de büyük bir karayolu ağı çalışması ve toplu taşımada Hızlı Tren raylarının döşenmesi ile ulaşımda yoğunlaştılar. Ki doğru bir karardı. Ancak ehil ellere vermedikleri yolları 2 yılda bir, rayları 3 yılda bir düzeltiyorlar.
Ulaşıma paralel “enerji açığını kapatmak” bahanesi ile Termik ve Hidroelektrik santral inşaatlarına hız verdiler. Üçüncü ve en önemli ise “Kentsel Dönüşüm” adı altında şehirlerin fiziki tarihsel dokularını değiştirerek bir birine benzeten yüksek katlı binalar ile mahalleleri, ilçeleri yıkarak ucube yeni mahalle, yeni şehir ve kasabalar kurdular.
14 yıldır AKP iktidarını ayakta tutan bu 3 şeyin tamamının girdisi inşaat ve sıcak para olunca hem iktidarlarının devamını, hem de yandaş holding, tüccar ve inşaatçıların tarih boyu görülmemiş rant getirisinin paylaşımına kavuşturuyordu. Kürd şehirlerini taşeron firmalara vermek için bilinçli yakılıp yıkıyorlar. Suriye şehirlerini aratmayan yıkımların birinci sebebi HDP’ye Silvanlı seçmen yüzde 88,9; Yüksekova yüzde 94; Silopi Yüzde 89,4; Sur yüzde 81, 56; Lice’de yüzde 96,1; Şırnak’ta yüzde 83,89; Cizre’de yüzde 91.96 oy vermeleri olmuştur.
Kürd halkının HDP’ye bağlılığını kırmak, cezalandırmak için yurdun dört bir yanına sürgün etmek için acımasız yakarak, yıkarak savaşı başlattılar. İkincisi ekonominin girdisi olarak AKP’nin elinde kalan tek kaynak olan “inşaatçılık” sektörünü ayakta tutmak; kendisine biat eden Havuz Müteahhitleri, Holding ve tüccarları ihya etmek için yakma ve yıkmaya hız verdiler. Gençler öldükçe, şehirlerin yıkımı uzadıkça ellerini ovuşturan taşeronlar da elde edecekleri yüksek karları düşünerek hükümetin arkasında saf tuttular.
İşte Başbakan onun için “Diyarbakır Sur’u Toledo örneği vererek inşa edeceğiz” dedi. 14 yıldır TOKİ, Holding, AKP Müteahhitleri ve taşeronlarının inşa ettikleri mahalleleri gezin. Bin yıllık tarihi şehirlerin halini görün. Sovyetler Birliğinin Komünist rejimin 1929 – 1930 yılları arasındaki Kolektivizasyon ve Kolhoz sistemine benzer “taşeronluk” ve “herkese ev” modeli ile (ki komünizm yıkıldığında o tek odalı kat kat apartmanlar bir, bir yıkıldı) yeni, bir dönem yaşıyoruz. AKP gelecekte bunca gökdelen ve yüksek yapılı apartmanlardan oluşan şehir ve kasabalar yarın ne olacak diye düşünmeden hızla inşaatlarını sürdürmektedir.
GELELİM TOLEDO VE SUR’A
Toledo İspanya’da Madrid’in bir zamanlar en önemli Monarşi başkentiydi. Onun da Sur gibi savaş, direniş ve hendeklerle dolu tarihi var. Toledo 2 ay aralıksız Franco tarafından bombalanmış bir şehirdir. Yukarıda verdiğim örneklerden yola çıkarak siz hiç Başbakan’ın bırakın yerleşik yerel halka evlerinin verilmesini; operasyonlar bittikten sonra mimari dokusuna uygun inşa edileceğine inanıyormuşsunuz?
Peki, Başbakan neden “Toledo” dedi. Çünkü Toledo tıpkı Sur gibi camileri, kiliseleri, havraları, tarihi yapıları iç içe geçmiş İspanya’nın dini, tarihi merkezidir. Toledo Madrid’den önce İspanya’nın monarşi başkentiydi. Tıpkı Diyarbakır Sur’un tarih boyu Cumhuriyet öncesi Kürdlere başkentlik yaptığı gibi. Toledo sadece dini değil sanat merkezi olarak Diyarbakır Sur gibi önemli tarihi bir şehir olarak benzerlikleri olduğu için o örneği verdi.
Ve en önemlisi de İspanya’nın ortasında yer alan bu kent aynı zamanda Kastilya – La Mancha Özerk Bölgesinin Merkezidir. Bu yüzden faşist Franco rejimi döneminde çok acılar çekti. Tıpkı bu gün “özerklik” açıklaması yüzünden Sur’un çektiği acılar gibi. Herhalde Başbakan Davutoğlu öyle aklına estiği için Toledo’yu Sur’a örnek vermedi.
Sur üzerinden Toledo örneğini verirken “masaya dönüş yok” diyerek bir nevi Kürdlere mesaj veriyordu. Ama Selahattin Demirtaş’ın dediği gibi Başbakana kim bunları söyletiyorsa bu gün Ortadoğu ve Kürd coğrafyasında olup bitenlere hiç denk düşmeyen hayal dünyasında yaşıyor. Demirtaş “ Sur’u yakıp yıkan kendileridir. Cizre de öyle sanki mevzu bitmiş şimdi iş imara, Sur’u Toledo’ya çevirmeye geldi. Oraları cehenneme dönüştürdünüz ne Toledo’su” derken, Demirtaş AKP’nin her koşul ve her şartta “rant” düşündüğünü göz ardı ediyordu.
Yorum Yap