TAHİR ELÇİ SUİKASTI GELİYORUM DİYORDU

  • 30.11.2015 00:00

 Rahmetli Tahir Elçi Suikastı içimi kor gibi yaksa da, aklım, beynim yerinden fırlatsa da, yüreğim parçalansa, öfkem ve kinim kabartsa da; bu cinayet karşısında şaşırmadım, hatta bekliyordum. Çünkü “bu topraklar kine, kana, savaşa layık değil” dediği için ensesinden kurşunlayarak toprağa düşürdüler. Belli ki katledenler silah, şiddet, savaştan nemalanıyorlar, Elçi’nin ölümünü ya Kürdlere yıkacaklar ya da çatışmanın ortasında kaldı öldü diyecekler. Nitekim olay yerinde sağlıklı bir inceleme yapılamadı diyenler ölümü kılıfına uyduracaklar.

            14 Ekim 2015 Çarşamba günü Ahmet Hakan’ın “Tarafsız Bölge “ programında MHP İstanbul Milletvekili Uygar Aktan’ın provokasyonu sonucu Birleşmiş Milletlerin hukuki tezi içinde kalarak “PKK, terör örgütü değil, siyasi bir harekettir” dediği gün suikast planı devreye kondu. Açık seçik “onlar bedelini ödeyene kadar, peşini bırakmayacağız” demişlerdi. Çünkü Elçi oyunu bozmuştu. Onlar da dediklerini yaptı ve Elçiyi katlettiler.

            Sayın Elçi’ye o konuşmasından sonra kesin eylemde bulunacağını anlamamak için ya aptal olmak, ya da kör olmak gerekiyordu. O nedenle HDP vekillerine “Elçinin üzerinden bu yükü alın. Nasıl yapar, nasıl edersiniz bilmem amma siyasi parti olarak siz veya Kürd halkına yükleyin” dedim. Üzülerek gördüm ki ikazımız havada kalmış. Yük barış güvercini Elçinin sırtında kaldı. O da bedelini çok ağır bir şekilde canıyla ödedi.

            Bu konuda herhangi bir çalışma, girişim, çaba, kampanya, çıkış yapılmadığını görünce bu sefer 22 Kasım 2015 tarihinde köşemde “Beyaz Toros, JİTEM ve ESEDULLAH” başlıklı makalemde konunun ciddiyetini Kürd şehirleri üzerinde gerçekleştirilen abluka, yakma, yıkma ve faili belli cinayet şebekeleri ile bağlantıları dile getirdim. Yine mesajımı beklediğim adrese iletemediğim için üzgünüm.

            JİTEM’cilerin beraat ettirdikleri gün zalimlerin, canilerin yeni örgütü eliyle insan hakları savunucusu; İnsan Hakları Derneği Üyesi (İHA), İnsan Hakları Vakfı (TİHV) kurucusu; 1990 yıllarının yargısız infaz ve faili meçhul (belli) cinayetleri; köy yakma, yıkma, boşaltmaların avukatlığını yapanı Elçi 1990 da olduğu gibi ensesinden vurarak öldürdüler.

Kürd halkının uğradığı hak ihlallerinin parasız savunucusu ve avukatıydı. Cizre’nin saygın ve köklü “Elçi” ailesinden; Kürd önder ve aydını Tahir Elçi 1991 yılında Dicle Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra kendini Kürd halkı ve Kürd meselesine adamıştı.

2 Dönem Diyarbakır Baro Başkanlığı yapıyordu. Ama o bu mücadeleyi verirken biz Kürdler onun koruyamadık. Kahpe kurşunla 49 yaşında en verimli çağında “ silah, çatışma, operasyon istemiyoruz” diye haykırdıktan saniyeler sonra açık seçik planlı bir şekilde 28 Kasım 2015 öğle saatlerinde 4 ayaklı minare için “tarihe suikast yapıldı” derken “suikasta” maruz kalarak aramızdan aldılar.

            Adı ne olursa olsun, devlet içinde her zaman var olan “Gladyo” yukardan aşağı aldığı emir, planlı talimatlar ile “Vedat Aydın”, “Ape Musa”, “Gaffar Okan”, “Hrant” ve “Tahir Elçi” gibi toplumun sevdiği, saydığı, değer verdiği önder insanları seçerek yönetenlerin bilgisi dâhilinde öldürüyorlar. Suriye’de Rus uçağını düşürerek sıkışanlar dikkatleri başka yöne çekmek için farklı ses getirecek Elçi cinayetini işlediler. Yeni suikastlar yaparsa şaşırmayınız.

            Diyarbakır’daki meslektaşlarım, arkadaşlarımdan aldığım; TV ve sosyal medyaya yansıyan görüntülerden, görgü tanıklarının verdiği bilgilere göre Tahir Elçi’ye düzenlenen suikasta “silahlı çatışma” süsü verilerek cinayeti örtbas planıyla işlediler. Nitekim Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu CNN Türk Televizyonuna yaptığı açıklamada Elçi, karşıt görüşteki insanlarla bile diyalog kurabilen bir insan olduğunu ifade ettikten sonra “ tek kurşunla çatışmadan önce vurulmuş açık bir suikast.” Diye olayın perde arkasına ışık tuttu.

            Plan ve projelerini çok önceden hazırlayanlar ensesinden hedef alınan Elçi’nin kim vurduya gitti senaryosunu düzenlenerek hangi tarafın kurşun sıktığı belli olmayacak plandı. Bu kadar karmaşık, projenin sahipleri bile cinayeti içinden çıkamazlarken AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu ve Şamil Tayyar tetikçinin yanındaymışçasına yaptıkları açıklamada “YPG-H ile PKK’yi Tahir Elçi’yi öldürdü” diyecek kadar üzerlerine yapışan çamuru silkeleme çabasındaydılar.

            Kürd şehirleri, Kürd halkına toplu saldırılar, ablukalar, sıkıyönetim, sokağa çıkmama yasakları, çoluk, çocuk, yaşlı, genç, kadın, erkek dinlemeden insanları alınlarından vurarak işlenen cinayetler sonuç vermeyince Kürd halkının toplumsal sözcüleri, kanaat önderlerini enselerinden tek kurşun ile vurarak yeni bir sindirme, korkutma aşamasına geçtiler. Elçi üzerinden Kürd halkına tetikçileri aracılığıyla mesaj vermek istediler.

            Diyarbakır, Suruç, Ankara Gar katliamlarında olduğu gibi gerçekçi olmayan açıklama yapıldı. Tahir Elçi soruşturmasından, ya da önümüze konacak faillerden gerçekleri aramayın. Göz göre göre gelen bir cinayetti. Tahir Elçi’nin bir suikasta kurban gideceğini bilmeyen yok gibiydi. Ama Kürdler ve Kürd siyasiler de gereken önlemi, tedbiri almadılar. Devletin zaten öyle bir niyeti yoktu. Tahir Elçi’nin neden öldürüldüğünü MOBESE kayıtlardan çok hayat hikâyesi ve Kürd halkı için yaptıklarına bakın anlarsınız. Faili belli cinayetlerin avukatı, hedef gösterilerek faili belli siyasi cinayete, siyasi suikasta kurban gitti.

            Yukarıda izah ettim, Türkiye’de bildiğimiz suikastlardan farklı bir şekilde uygulamaya koydular. Eğer idari mekanizma cinayeti bütün şeffaflığı ile çözmez ise büyük vebal, itham ve töhmet altında kalacağını söylemek bizlerin görevidir. Hatta görevden çok hakkımızdır.

Kaç gündür aralıksız Elçi cinayetine karşı “demokrasi”, “barış”, ve “özgürlük” için bir araya gelerek tepki verenlere, cinayet şebekesine karşı çıkanlar devletin resmi güçleri orantısız güç kullanarak önlerini kesmektedir. “Katile”, “Katillere” katil demeyi suç sayan devlet zihniyeti ve yaklaşımı olamaz. Cesur, adil, hukukçu, Kürd bir insanı katledenleri kınamak insani tepki vermek bir görevdir. Bu insani görevi devletin polis ve jandarması ile önlemek katillere arka çıkmak demektir, yaptıkları tam bir suçluluk duygusu ve yaklaşımıdır. 

BAŞ SAĞLIĞI:Cesur bir insan hakları savunucusu Diyarbakır Barosu Başkanı Sayın Tahir Elçi tarihi Sur içinde 4 ayaklı minarenin önünde Türkiye ve Dünya’ya “İnsanlığın bu ortak mekanında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Tarihi değerlerimize sahip çıkalım” dedikten birkaç saniye sonra katledildi. “PKK terör örgütü değil, siyasi bir harekettir” dediği için öldürme planını yapanlar gereğini yerine getirdi. Kürd halkı ve siyasiler barışın güvercini Elçi’nin üzerindeki o yükü alarak koruyamadılar. Elçiye Allah’tan rahmet diliyorum, genelde barış isteyen bütün insanların, özelde Kürd halkının başı sağ olsun diyorum.  

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums