Dikkat ediyorum açılış adı altında yapılan bütün mitinglerde kendisi gibi düşünmeyen ve kendinden olmayan kim varsa ateisttir, Zerdüşt’tür, Haşhaşi’dir, dinsizdir, paralelcidir, bölücüdür. Hızını alamıyor parti liderlerini yuhalatıyor. AKP için ne gerekiyorsa yapıyor.

Geçmişte başkaları insan haklarına uymayan icraatlar da bulunurken şimdi aynı şeyler yapılıyor. Toplum dün laiklik, milliyetçilik, Atatürkçülük üzerinden; bugün de din üzerinden bölünüyor. Hatta aynı inancı paylaşanlar farklı mezhepler, din, iman, radikal inanç üzerinden bir birine kırdırtılmak isteniyor. Seçimlere beş kala Şırnak’ta bunun örneğini yaşandı. Tıpkı bir süre önce Batman ve Cizre’de denendiği gibi.

Türk’ü, Kürd’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Müslüman’ı, Ermeni’si, Süryani’si fark etmiyor oy için toplum miting meydanlarında cepheleştiriliyor. Siyasetin kurduğu tuzak ve tezgâhlara rağmen toplum beklenmediği kadar sakin, vakur bir şekilde 7 Haziran için gün sayıyor. Halkın, seçmenin sabrı ve bekleyişi birilerini çok daha fazla öfkelendiriyor. 

Bir tarafta toplumu bölen, barış umudu ve huzuru elinden geldikçe baltalayan; diğer tarafta saz çalarak, türkü söyleyerek halkı sandığa çağıran; kardeşlik, birlik, eşitlik, özgürlük ve de ekonomi için rahatlık mesajını veren bir lider var.

Birkaç gazete, 1-2 TV dışında bütün medya ve kurumlara hükmedenler var; diğer tarafta hazineden yardım almadan seçmeni ile halay çeken umut saçan var. Bir tarafta “tek” adamlık, diğer tarafta yaşamsal bir dönem için, baskıya, sömürüye hayır, eşit ve özgürlük vat eden, “tek” adamlığa dur diyen bir HDP var.

Bu seçimlerde anlaşıldı ki kutuplaşmamak, cephelere bölünmemek için; tek bir Türkiye için umut HDP’nin yüzde on barajını aşması ile mümkündür. 7 Haziran’da HDP barajı geçerse diyalog yeniden başlayacak, barış görüşmeleri yeniden start alacak, 77 milyon rahat bir nefes alacak. Türkiye normale dönecek.

Türkiye ve siyasetin normalleşmesi için HDP yüzde 10 barajını geçmelidir.  HDP için AKP’yi dışardan destekleyeceği büyük dezenformasyon ilk ve en büyük ağızdan yalanlanınca tedirgin olan seçmen yeniden HDP’ye meyledince birileri iyice tedirgin olmaya başladı.

Seçimlere bir hafta kala AKP endişelenmeye başladı. Bu yüzden sert ve tehdit eden beyanların çare olmadığını görerek oyların geri dönüşünü sağlamak, seçmeni sandık başına gitmek için miting meydanlarında dil değiştirmeye başladı. Ancak ne olursa olsun bu sefer seçmenin sürpriz yapacağını bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan meydanlarda söyledi.

Ancak muhalefete karşı yalan, çarpıtma bütün hızı ile devam ediyor. HDP meclise 60, 70 vekille girerse neler yaşanacağının endişesini yaşıyorlar. O yüzden her ortam ve mitingde HDP’nin meclise girmesini “tehlikeli” olacağını söylüyor. Öyle olmasaydı 12 Eylül’ün ağır, adaletsiz seçim barajına 13 yıldır dört elle sarılmazlardı.

Tehlikenin diğer adı HDP’nin Türkiye partisi olmaya emin adımlar ile seçime doğru yol almasının yanı sıra bünyesine aldığı adaylar ve kadın kotası ile Kürd coğrafyasının dar alanından 81 ilde her kesimi temsil eden parti olmasıdır.

HDP, silah yerine sivil siyasete önem verdiğini meydanlarda söyledikçe birileri telaşa kapılmasından, son Şırnak örneğindeki gibi kışkırtmadan anlayın ki HDP’ye oy vermek şart olmuştur. HDP, başkanlık seçimine karşı olmasaydı bu kadar yükselmez, AKP de bu kadar üzerine gelmez, oyları da o kadar düşüş yapmazdı.

Görünen o ki atı alan Üsküdar’ı geçmiş. Yine de bölünmemek, barışın ve çözümün devamı için HDP’ye ov verilmeli diyenlerin sayısı 7 Haziran yaklaştıkça artıyor. Eminiz ki HDP’nin barajı geçmesi ülkenin olduğu kadar AKP’nin de hayrınadır.