Yerel seçimler sonucu herkesin kendince bir yorumu, bir analizi oldu. Çok farklı bir seçim dönemi yaşadığımız için sonuçların Yüksek Seçim Kurumu tarafından kesin sonuç olarak açıklanmasını beklediğim için yorum yazımı geciktirdim.

Boşuna beklemişim. Bırakın Türkiye’yi Kürd coğrafyasında BDP kazandığı ve 15 kez oylar sayıldığı halde “Serhat” bölgesinin stratejik kenti Ağrı’da TC hükümeti, yargısı, adaleti, bürokrasisi, diğer partiler bu İl’i Kürdlere bırakmamak için sil baştan seçim kararı aldırdılar.

Yalnız orası mı; Ceylanpınar, Birecik, Kozluk, Kurtalan, Ahlat, Kağızman, Gevaş, Dağpınar, Tatvan, Norşin vb. Kürd coğrafyasında o kadar şaibeli seçim hileleri yapılmış ki hangi birini söyleyelim. Kürdlerin BDP’ye verdiği oylar yakılmış, yırtılmış, kaybedilmiş ve de torbaların altı delinerek çalınmış.

Böylesi bir seçim beklenmesine rağmen Kürdler “çözüm” için oy verdiler. Nasıl mı?

Kürdler Kürd coğrafyası ve Türkiye genelinde dengeli oy dağılımı ile “Barış Sürecine” devam etsin istediler. Kürdler yerel seçimlerde bölgesinde başarılı olması için BDP’yi kollarken AKP’ye de oy vererek “barış” dengesini sağlamaya çalıştılar.

Doğrusu oy dağılımı benim içinde sürpriz olmadı. Kürdler için Çatışmazlık süreci çok önemliydi. Diğer faktör Kürdler yerel yönetimde demokratik özerkliğe destek verdiğini ortaya koyarak AKP ve BDP’ye çok önemli sorumluluklar yükledi.

Ayrıca Kürdler bütün belediyelerde eş başkanlıklara kadınları getirmesi AKP’li Bingöl Belediye Başkanı seçilen Yücel Berakazilerin yobaz kafasının aksine değil Türkiye Dünya’da eşi, benzeri olmayan bir devrim, yerel yönetimde özerk demokratik modernite için önemli bir adım atmış oluyorlardı. Kürdler bu ince ayarla BDP’yi anahtar parti, AKP’yi de sürece katkı için zorlayacağı anlaşılıyor.

Dikkat ederseniz yerel seçimler Meclis’te grubu bulunan 4 parti arasında geçti. AKP 18’i büyükşehir 49 İl’de, CHP 6’sı büyükşehir 7 ilde, MHP 3 büyükşehir 5 İl’de ve BDP de 3 büyükşehir 8 İl’de MHP’yi geçerek büyük bir başarı elde etti.

Bu duruma göre vatandaş genel seçim havasına sokulan seçimlerde tavrını, mesajını da vermiş oldu. Ağırlıklı Kürd seçmen çözümün bileşenleri olan AKP ve BDP’ye Türkiye ve Kürd sorunu açısından yaklaşımının iyi okunması, mesajlarının anlaşılmasını istediler.

Bir diğer mesaj AKP ve BDP’nin; CHP ve MHP’den beklenenin üzerinde oy almaları çözüm sürecine yalnız Kürdler değil, Türkler ve diğer halklarında gönülden desteklediğinin bariz bir göstergesiydi.

Buna karşılık CHP ve MHP’nin Doğu ve Güneydoğu’da yüzde bir oranında oy alması bu iki partinin Kürd meselesine gösterdikleri yaklaşıma verilen açık bir cevaptı. İki muhalefet partisi Kürd meselesinde tavırlarını sürdürmeye devam ederler ise Cumhurbaşkanlığı ve de gelecek yıl yapılacak genel seçimlerde aynı hezimete uğramaları kaçınılmaz olacaktır.

Kimse inkâr etmesin ki BDP elinde bulundurduğu Diyarbakır, Van, Batman, Siirt, Hakkâri, Tunceli, Şırnak’ın yanı sıra büyükşehir Mardin ve 2 İl Belediyesi Iğdır, Bitlis’i aldı. Ağrı’da oylar 15 kez sayılmasına rağmen iptal edilse de 30 Mart yerel seçimlerin galibi oldu.

Kürd coğrafyasında sadece AKP ve BDP’ye yüzde 95’ler mertebesinde oy veren Kürd seçmen iktidara Kürd sorununu ahlaki, insani, siyasi, yasal ve anayasal çözün demek istedi. Adım atmanın, çözümün Türk – Kürd halkı açısından bir engel olmadığı mesajını verdi.

Kürd oylarını alan AKP’nin çözüm için Cumhurbaşkanı ve genel seçim atmosferine takılmadan devlet projesi olarak sorunu ele alması istendi. Bir yılı aşan diyalog sürecinin müzakereye evrilmesi için gerekli adımların atılmasını tek seçenek olarak sundu.

Benim anladığım Kürdlerin “ demokratik özerklik” savı ayrılık değil; insani, kültürel, özgürlükler ve yerelde yönetimin güçlendirilmesi anlamını taşımaktadır. AKP’ye düşen Türk halkını buna hazırlaması ve birliktelik sağlayacak bu projenin önündeki engelleri açmasıdır. Anadilde Eğitim, çok dilli belediyeciliğin önünü iktidar açmalı ki BDP yerelde kimlik siyasetinden hizmet siyasetine geçebilsin.

Ankara artık çağ dışı kalmış merkezi yönetim yerine, çağdaş bir yönetim olan yerel yönetimlerin güçlendirilmesine geçmelidir. Bu sadece Kürdlerin değil, kendi belediyelerinde de belediye sorunlarını çözmede bir zorunluluk olduğu kadar; devasa Kürd sorununu çözmek için de büyük bir katkı sunmaya zemin hazırlayacağı için zamanı gelip, geçtiğini anlamalıdır.

Sonuç, yerel seçimlerde alınan oylar Türk - Kürd halkının çözüm konusunda iradesini ortaya çıkardığını kimse inkâr edemez. Yükselen beklentiyi kimsenin yıkmaya hakkı yoktur. Halk iradesini ortaya koymuştur. Artık AKP, Başbakan ve Hükümete düşen adım atmaktır.

AKP, bu seferde “barış” ve “çözüm” sürecini ıskalarsa Kürd halkının kafasına öyle olumsuz bir algı yerleşecek ki, güven meselesi erozyona uğrayacak ve Türkiye kaybedecek.

NOT: Mısır’da siyasi esirlerini idama hazırlanan ( ki o cepheye tam destek vermesem de) faşist darbe rejimini şiddetle lanetliyorum.