Yorum suçluları, kanun suçluları

  • 14.02.2012 00:00

 

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "istihbarat görevlilerinin Milli İstihbarat'ın terör örgütü içine sızmalarına baktığınızda, sızmanın suç işlemeden yapılma imkânı yoktur." diyor.

 

Bozdağ, "O faaliyetlerin içinde olduğunuz zaman karşıdakilerin güvenini kazanmak için de bazı şeyler yapması gerekir ama burada önemli olan şu, bu yaptığı şeylerin ülkenin aleyhine sonuçlar doğurmaması." diye devam ediyor.

"Askerimize, polisimize kurşun sıkılmaması, canlı bomba eylemlerinin yapılmaması... Bunlar zaten yok, olması da mümkün değil." dedikten sonra ekliyor: "Burada yorumdan kaynaklanan bir hadise olduğunu düşünüyorum. Bence kanunla değil, yorumla bir suç iddiası var gibi geliyor. Terörün içine sızmış kişileri terörle işbirliği yapmış olarak görmek kadar bir büyük yorum hatası olamaz."

İnşallah dediği gibidir bütün hakikat, diye geçiriyorum içimden. Ama bizimki gibi suçu deşifre etmek için suça bulaştıktan sonra ağır suç işleyenlerden geçilmeyen bir ülkede ya yine denetimden çıkmışsa bazıları diye düşünmeden edebilir miyiz? Bu ülkede bundan şüphe edeceğimiz nice katliam, faili meçhul kalmış cinayet, darbe girişimi vesaire olmadı mı? Devletin bazı kademelerinde çöreklenenlerin bizzat işin içinde olduklarını kendilerinin itiraf ettiği nice kanuni suç işlenmedi mi? Hep de devletin bekaası adına?..

Bu kişilerin bazıları şu an yargılanıyor, onlara sorulduğunda memleketi ya şeriatçılardan kurtarıyorlardı görünürde ya da bölünmekten. En çok da dış mihraklara, yabancı işgallere karı koruyorlardı bizi. Böyle milliyetçi, ulusalcı, antiemperyalist söylemlerle en sade vatandaşın hislerini manipüle ederek bizzat suça bulaşmışlar veya azmettirici olmuşlardı on yıllardır.

Evet, bir yanım Bozdağ'a inanmak istiyor bugün. Memleketin komşularında savaş tamtamları çalınırken, Türkiye'nin istihbarat servisini güçsüzleştirmek çok büyük bedeller ödetir hepimize. En başta da, büyük güçlerin dayattığı ve hükümetin kabul edemeyeceği bazı seçenekleri müzakere etmesinde elini zayıflatır devletin. Bunları benim kadar düşünen herkes söylüyor zaten.

Bir de gerçekler var. Hepimiz içinde yaşıyoruz bunların. Suçun kanunla değil, yorumla yapılması sadece örgüte sızan ve kendi görevlerinin dışına çıkan istihbaratçılar söz konusu olduğunda ortaya çıkmadı, hepimiz biliyoruz. Ve yorumla suçlu ilan edilen kişilerin 'masumiyet hakkı'nı kimse teslim edemiyor bu ülkede sonradan.

Tamamen bir yorum suçuyla 301'den yargılanan ve katledilen Hrant Dink bunlardan biriydi. Tek örnek bu değil tabii. Mesela rutin dışına çıkarak her seferinde ordu içinde ve devlet içinde darbeye giden yolları olgunlaştırmaya çalışanları da unutmamak gerek. Bunu düşününce de bu sefer Fikret Seçen'in sözleri çınlıyor kulağımda. Bir yanım da onun söylediklerine inanıyor ister istemez.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Fikret Seçen, KCK'ya yönelik soruşturma sırasında, bazı devlet görevlilerinin kendilerine yürütme organı tarafından verilen görevin dışına çıktığını söylüyor. Ve ellerinde örgütün eylemlerini gerçekleştirmesine yardım ettikleri şüphesini doğuracak deliller olduğunu belirtiyor.

Gerçi ifadeye çağırılanlar direkt olarak örgütle barış görüşmesi yürütenler ise bu sefer de yine acaba diyorum, kimler memleketin barışa gitmesini sabote ediyor bir kez daha? Ne adına? Yine her şey devletin içindeki bir iktidar kavgasına mı feda ediliyor?

KCK operasyonları örgütü tamamen bitirmeye yönelik denilirken ya suçlu olmayan ama sempatizan olanlara dek uzandığı doğruysa? Zarakolu, Ersanlı gibi isimlerin yanı sıra öldükten sonra KCK için aranan Evrim Alataş gibi daha nice kişiler yalnızca benzer ideolojilerde oldukları için sadece yorum suçlusu iseler ne olacak?

Savcı Seçen, ifadeye çağırılma işleminin sadece istihbarat görevlilerinin bu eylemlerine yönelik (örgütün eylemlerini gerçekleştirmesine yönelik çalışanlar) olduğuna dikkat çekiyor. Ama mesela Ergenekon davalarında özellikle irtica korkusuyla kullandırılan Kemalist kadınlar örneğinden biliyoruz ki, bazı elemanlar kendileriyle birlikte ne suç işlediklerini asla bilmeyen, kime çalıştıklarından asla haberdar olmayan kişileri de örgüte dâhil gösteriyorlar. Bu şimdi kanun suçu mu, yorum suçu mu sayılmalı?

Kendileriyle birlikte onları da yakmaya çalışıyorlar. Böylelikle bu masumların yargılanmalarından yola çıkarak bu çok önemli davaları sulandırmak her zaman mümkün olabilsin diye. Ya KCK-MİT ilişkileri için de benzer senaryolar bu savcıların titizliğine rağmen uygulanmaya konmuşsa... Bunu düşünmemek mümkün mü bu ülkede?

Ah diyorum ah, mesele sadece devleti kimin ele geçireceği meselesi değil, korkarım çok daha karmaşık. Ve bize sadece kuşkular, şüpheler ve hayalî sorgular vaat ediyor. Ben yine de hakikatin hareket haline inanıyorum. Ve suçlu ile masumu ayırt edebileceğimiz günlerin gelmekte olduğunu düşünüyorum. Şu en karanlık anlarda bile.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums