12 Eylül'ün devamı: Hrant davası

  • 17.01.2012 00:00

 

İki yıl önce dahi Kenan Evren ve 12 Eylül'cülerin yargılanmasından bahsetmek anlamsızdı. Çünkü kimse böyle bir ihtimali düşünemiyordu.

 

Bugün Şanar Yurdatapan ve 12 Eylül mağdurlarının kurduğu 'Hepimiz davacıyız' adlı sitede imzaya açılan metin, yargı süreciyle ilgili önemli bir çağrıda bulunabiliyorsa, bunu 12 Eylül referandumuna borçluyuz.

Darbecileri koruyan geçici 15. maddenin kaldırılmasıyla mümkün oldu bu yargı aşaması. Mevcut darbe anayasamızın belki daha uzun yıllar değişmeme ihtimalini o vakit de gördüğüm için, peyderpey de olsa, böylesine 'imkânlı' maddeleri içeren bir pakede siyaset karıştırmak yerine vicdanî kararın daha kapsayıcı olduğunu düşünmüştüm. Ve 'yetmez ama evet' diyenlerden biri olmuştum. Nice siyasi çelmelere, hakaretlere, hukukî çarpıtmalara rağmen.

Nitekim 13 Eylül günü darbecilerden şikâyetçi olduk. Savcılığa birçok şikâyet dilekçesi verildi. Ve dava açıldı. Elbette bu memlekette bu tarz davaların akıbetini çok iyi bildiğimizden (yolda kaybolan, düşürülen dosyalar, silinen kayıtlar, ansızın ölüveren tanıklar vesaire) bu konuyu sık sık gündeme getirdik.

12 Eylül dönemi sadece darbe sonrasındaki aranmalar, yasaklanmalar, gözaltı kayıpları, işkenceler, infazlardan ibaret değildi. Yıllardır altını çizdiğimiz gibi, darbe yapmak için bizzat Evren'in de itiraf ettiği operasyonlar tezgâhlanmıştı. Devletin daha saklı birimleri tarafından 'darbe olgunlaştırma operasyonları' yapılmıştı.

Bu davanın seyri 13 Eylül sabahından beri kimi zaman önemsizleştirilmeye çalışıldı ama bugün çok önemli bir aşamadayız. Çünkü dava savcısı darbeyi mümkün kılan süreçte yaşanan bu belli başlı katliamları ve cinayetleri de hukukî sürece dâhil etti. Yani 1 Mayıs 77 katliamı, 16 Mart 78 katliamı, yine 78'deki Maraş ve Çorum katliamları, 79'daki Abdi İpekçi cinayeti, 80'deki Fatsa operasyonu...

Hepimizi, her kesimi kapsayan bir mağduriyetin söz konusu olduğunu telaffuz edene dek koskoca 90'ların geçmesi gerekmişti. Bugün nihayet "hepimiz davacıyız" evet: "12 Eylül ve onun simgesi Evren asılmasın ama toplumsal unutkanlıkla da beslenmesin. Gerçekler çarpıtılmadan, bulandırılmadan, adil bir yargılama ile tarih ve kamu vicdanı önünde mahkûm edilsin" diyen çağrıcılardan biriyim ben de.

HAS Parti ise dün itibarıyla 28 Şubat sorumluları için de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunarak çok önemli bir adım attı. Ama 60 darbesinin veya 28 Şubat'ın bile arkasındaki gerçek sorumluları adalete çağırmak yerine, meseleleri birer siyasi dava gibi görenler halen var.

Sözgelimi bugün 1955'teki 6-7 Eylül olaylarının Demokrat Parti döneminde olduğunun altını çizmekle uğraşanlar, DP'lileri ve onun devamındaki bugüne dek gelen siyasî çizgiyi mahkûm etmekle uğraşırken: Devletin içindeki gerçek suçluları bilerek ya da bilmeden saklamaya hizmet ediyorlar. Aynı şey, Madımak katliamının Erdal İnönü'nün iktidar ortaklığında gerçekleştiğini belirtenler için de geçerli. Burada sağcılık solculuk yarıştıranlar, bizleri birbirimizle çatıştırarak darbe ortamı oluşturmak için kan dökmekten dahi korkmayanların tuzağına düşmeye devam ediyor. Çünkü asıl sorumlular hiçbir zaman belli bir partiyi tutarak bu katliamları gerçekleştirmedi! Birçoğunun ahtapot gibi uzayan kolları, her siyasî oluşumun, her partinin derinliklerine dek uzanıyordu hep.

Yine: Danıştay üyesi cinayeti de, Hrant Dink cinayeti de AKP hükümeti zamanında oldu ama bugün bu cinayetlerin tam da 80 öncesindeki gibi birer ortam olgunlaştırma operasyonu olduğu ve bizzat hükümeti devirmeye giden yolu açmak için devletin çok derinliklerinde organize edildiği biliniyor.

Bugün sonuçlanması beklenen Hrant Dink davasını defalarca yazdık. Hemen her seferinde yine birileri "Bu kadar insan ölüyor, neden bu Ermeni'ye takıldınız?" demek suretiyle, devletin derin mekanizmasındaki suçluların korunmasına çanak tuttu. Davanın savcısı bile mütalaasında şöyle dedi oysa: "Bu sadece milliyetçi duyguları kabarmış gençlerin işlediği bir cinayet değildir, Ergenekon örgütünün Trabzon'daki bir hücresinin işidir. Bu hücrenin üst yapı ile örgütsel irtibatları ortaya çıkarılamamıştır."

Hrant'ın ölüm yıldönümü olan 19 Ocak'ta saat 13.00'te Taksim'den Agos binasına dek sessiz bir yürüyüş gerçekleştirecek olan Hrant'ın arkadaşları, tüm adalet isteyenleri çağırıyor. "Beş yıldır önümüze konana bakıyoruz, alacaklıyız. Bu davanın unutulmasına göz yummak, arkadaşımızı bir daha öldürecek" diyorlar. Evet, bu dava, eğer böyle kapanırsa, 12 Eylül iddiannamesindeki gibi, 30 yıl daha beklememiz gerekebilir! Kaç olgunlaştırma planı, kaç kanlı operasyon, kaç canın kanı pahasına!

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums