Devlet aklı demokratikleşebilecek mi?

  • 6.02.2016 00:00

 Başbakan Davutoğlu'nun, dün, aylardır süren şiddetli çatışmaların komşu Suriye'deki savaş manzaralarını anımsattığı Güneydoğu için bir dizi, “halkı kazanmaya dönük” diyerek açıkladığı plan, adı üstünde, “terörle mücadele” eylem planı.

Dolayısıyla 2,5 yıllık kısa bir göreceli barış döneminden sonra yeniden başlatılan çatışma ortamının, gerekli cesur demokratik adımların atılmasıyla ancak sonlandırılabileceği bir döneme girileceğinin ipuçlarını vermiyor. Zira, Davutoğlu'nun ifadeleriyle, “Milletin vicdanını devletin aklı ile birleştirebilmek için” işe öncelikle devlet aklının demokratikleşmesi ile başlanması gerekiyor. Dünkü eylem planında bu yolda ümit verici bir unsur yer almıyordu. İktidar, biat etmeyen toplumun tüm kesimlerinin şiddetli bir baskı altına alındığı otoriter bir yönetim anlayışının hakim olduğu gerçeğini ısrarla kabullenmeyerek, ne Kürt sorununa ne de diğer hukukun üstünlüğü ilkesinin çiğnendiği hak ihlalleri sorunlarına çözüm bulabilir.

Terörizm konularında uzman Amerikan Georgetown Üniversitesi'nden Profesör Daniel Byman, 3 Şubat tarihli İngiliz Journal of Strategic Studies dergisinde yayımlanan makalesinde, terörle mücadelenin başarısında en ideal demokratik yaklaşımın, halkın, ancak iyi yönetilen bir hükümet otoritesinin meşruiyetine ikna edilmesini gerektirdiğine işaret ediyor. Bu tezi bize uyarladığımızda tersi bir durum ortaya çıkıyor, zira devlet aklı, demokratikleşme sinyali vermiyor, terörle mücadele ederken hukuka uymaları gerekenler, örneğin, duvarlara nefret söylemi içeren yazılar yazarak iktidarın meşruiyetinin sorgulanmasına yol açıyorlar.

 Prof. Byman, “Demokratik siyasi sistem değerlidir, zira meşruiyeti artırır, hükümet halkın taleplerine duyarlıdır ve rejimin kuvvet kullanma refleksini azaltır. Şayet terörle mücadelede bu saydığım kriterler en önemlileriyse varın siz hesap edin otoriter rejimlerin bu alandaki mücadelelerinin ne denli kötü ve hatta felaket olduğunu” diyor.

Byman'a göre, “Otoriter rejimlerden farklı olarak genelde demokrasiler, toplulukların mahrum edildikleri haklarını tanıyarak mağduriyetlerini giderirken, kamu güvenliğini de tesis ederler. Diktatörler, milliyetçiliği harekete geçirirken düşmanlarını şeytanlaştırıp, savaş karşıtı duyguları sansürler.”

Kıssadan hisse çıkartmak gerekirse, dünkü eylem planı, dünyada kabul görmüş terörizmle mücadele ve bu sorunu sonlandırma uygulamalarıyla örtüşmüyor.

Keza, Davutoğlu'nun, “HDP ve İmralı'nın (PKK) ancak silahların bırakılmasıyla muhatap alınacağı, artık muhatabın halk olacağı” yönündeki söylemi, terörün siyasi yöntemlerle çözümüne dair dünyada kabul görmüş metotlarla da ters düşüyor.

Örgüte silahları bıraktırmanın tek yolu, bu amaçla onlarla müzakere edilirken buna paralel demokratik alanda iyileştirmeler yapılmasını gerektirir. İrlanda terör örgütü İRA'nın, kimi demokratik haklarının tanınmasına paralel yaklaşık 8 yıllık bir sürede silahları ancak bıraktıklarını hatırlatalım.

Çözümden anlaşılan bir diğer sorunlu alan, PKK'lıların silahlarını bırakıp ülke dışına çıkmaları talebi. Peki, bu insanlar Türk vatandaşı değiller mi? Ülkeyi terk edip gidecekleri yer ise Kuzey Irak değil mi? Burada, en iyi bilmeye zorlandıkları iş olan terörizm dışında normal bir yaşama dönecekleri nasıl bir ortam sağlanacak? Yoksa yine, kısa süreli ateşkes döneminde olduğu gibi çatışmaların yeniden çıkacağını hesab ederek savaş eğitimlerine Kuzey Irak'ta devam mı edecekler?

Hükümetin yeni planı da terörizm sorununa çözüm değil çözümsüzlük getiriyor. Kabullenelim artık, demokratik siyasete dönülmedikçe, terör sorunu çözülemez.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums