- 14.11.2015 00:00
Irak'ta, Ezidi'lerin yaşadığı Musul'un Sincar ilçesinin, Amerikan hava operasyonlarının desteğindeki Kürt Peşmergeler tarafından IŞİD'den kurtarılmış olması, hükümetin, Suriyeli Kürtler dolayısıyla Türkiye Kürtlerini bastırma politikasının ters tepeceğinin habercisi.
PKK ve Suriyeli Kürtlerin desteklediği belirtilen Peşmergeler'in, Sincar'ı ele geçirmeleriyle birlikte, IŞİD, Suriye ve Irak arasında silah ve militan sevk ettiği önemli ikmal yolu olan 47. karayolunu kaybetti. İkmal yolları kapanan IŞİD'in, Sincar'dan Peşmerge güçlerini püskürtme girişiminin artık bir hayli zor olacağı gibi çölde açıkta kalmalarından dolayı takviye etmek isteyecekleri güçleri de koalisyon saldırılarının kolay hedefi haline geldi. Böylece IŞİD'in, Sincar'da kontrolü kaybetmesiyle şu aşamada Kürtlerden ciddi bir darbe yediği söylenebilir.
Sincar'ın, IŞİD'den kurtarılmasına paralel olarak Suriye'de de Rusya destekli Beşir Esad rejimi, Halep kentinin doğusundaki Kweyris askeri havaalanındaki IŞİD işgalini kırdı. Böylece Akdeniz'de Lazkiye'deki üsden faaliyet gösteren Rus jetlerinin, ele geçirilen bu askeri üsden de artık IŞİD ve diğer muhalif grupların hedeflerini vurmaları kolaylaşacak.
Kweyris askeri havaalanının, Rusya destekli Esad rejimi güçlerince ele geçirilmiş olması da Türkiye'ye olumsuz yansımaları olacak bir durum. Şöyle ki, Esad güçlerinin, havaalanı civarında Halep bölgesindeki kazanımları ile birlikte ılımlı ve diğer Suriye muhaliflerinin dağılıp kaçmalarıyla birlikte doğacak bölgedeki boşluğu kullanacak olan rejim güçleri, 80 kilometre ötedeki Cerablus'a ulaşıp, bu bölgenin doğusunda müttefikleri sayılan Suriyeli Kürtlerin PYD ve YPG'si ile birleşebilirler. Böylece, IŞİD'in işgali altındaki Cerablus'un da Suriyeli Kürtlerin eline geçmesi ihtimali artmış bulunuyor. Cerablus dışında Türkiye sınırı boyundaki bölgelerin önemli kısmının PYD'nin kontrolü altında olduğunu biliyoruz.
Türkiye'nin, şu sıralar, büyük olasılıkla ABD ile birlikte Cerablus'a büyük bir hava operasyonu düzenlemeyi planlamasının arka planında, bu bölgeyi yalnızca IŞİD'den temizlemek değil, eli kulağında bir PYD işgalini de önlemeyi amaçladığı kuvvetle muhtemel. Zaten PYD'nin Cerablus'u ele geçirmesini önlemek amacıyla birkaç hafta önce Türkiye, bu bölgeye hava saldırısı düzenlemişti.
Genel hatlarıyla Türkiye, Suriye'deki gelişmeleri kontrol edemediği gibi iktidarın izleyegeldiği politika, ülkeye dönük güvenlik riskini daha da artırıcı ve ters tepecek nitelikte. Irak ve Suriye'de Kürtlerin arazideki dolayısıyla siyasete yansıyacak kazanımları, Güneydoğu'da PKK ile kent merkezlerine sıçrayan şiddetli çatışmaların, Kürt milliyetçiliğini daha da körükleyip Türkiye'yi artan ateş çemberinin içine aldığı bir gerçek.
Hükümet, kendisinin başlattığı ve PKK sorununda kalıcı bir barış sağlama fırsatını bizzat kendi elleriyle kaçırdı. Deneyimli diplomat, emekli Büyükelçi Özdem Sanberk'in, dün CNN Türk'te de söylediği gibi, savaş mantığında PKK kazanır, barış mantığında Türkiye rahatlar. Dolayısıyla Türkiye'nin, barış mantığına geçmesi lazım. Ama şimdilik bu hayal gibi…
NOT: Yüzlerce dava ile boğuşan ve tutuklu yargılanan Mehmet Baransu'nun, MGK belgesi ve MİT fişlemeleriyle ilgili 54 yıl hapsinin istendiği dava, 17 Kasım Salı günü saat 14.00'te Anadolu Adliyesi 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Tüm basın camiası, insan hakları örgütleri ve muhalefetteki vekiller (ki bu dava sizi de çok yakından ilgilendiriyor), Baransu'ya, basın özgürlüğü adına destek olun lütfen.
Yorum Yap